- Kategori
- Eğitim
İşsizlik ve Üniversite hayali

Türkiye İstatistik Kurumuna göre, işsizlik son 4 yılın zirvesinde. Aralık 2014 itibarı ile yüzde 10,9, başka bir deyişle 3 milyon 145 bin işsizimiz var. Bu durum vahim bir tabloyu gösteriyor.
Geçen Pazar 2 milyon 126 bin öğrencimiz üniversiteye girmek için ilk sınava girdi. Heyecan çoktu, yoğun geçen hazırlık döneminden sonra onca öğrenci hayatlarını biçimlendirmek, bir meslek sahibi olabilmek için stres dolu sınavdaydılar.
Bu iki olguyu yan yana getirdiğimizde, birçok başarılı öğrencinin üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulmalarının ne kadar zor olduğunu görebiliyoruz.
Ne yazık ki yaşadığımız ülke, özlediğimiz Avrupa seviyesine ulaşması çok zor görülüyor. Neredeyse her ile bir üniversite açarak üniversite önlerindeki yığılma önlenemiyor. Alt yapısı oluşturulamayan birçok üniversite dört duvardan ibaret bir kurum oluyor. Gençliğin gelecek hayallerine çare olmuyor.
Neden gençler üniversiteye gitmek istiyor? İyi bir iş, iyi bir maaş almak için kuşkusuz. Üniversite girişinde olduğu gibi çıkışında da yığılma olunca iyi bir iş, az paraya mahkum olunuyor. İşverenler teknisyen, memur gibi kademelerde üniversite mezunlarını çalıştırıyorlar. Sonra duruma bakılıp ara personel eksiği var deniliyor.
Gençlerin hepsi illa üniversiteye gitmek istiyor mu? Yoksa mahalle baskısın da mı kalıyorlar? Binlerce para verilip sıkıcı dershanelere gidip zoraki sınavlara girmek zorunda kalan, binlerce öğrenci olduğuna inanıyorum.
Meslek liselerinden mezun olanlar ilk giriş için iyi bir maaş alsalar ( örneğin üniversite mezunlarının %60 civarı ) sanırım illa üniversite diye direnmezler. Üstelik birçok kesimin dillendirdiği ara personel boşluğu da dolar. Üniversiteye girmemiş, bir meslek seçip o alanda kendini yetiştirmiş iyi paralar kazanmış bir çok kişi tanıyorum.
Üniversitelerden mezun olup kendilerine iyi pozisyonlu iyi ücretli iş bulamayanlar, hem hayal kırıklığına uğruyorlar, hem mutsuz oluyorlar, hem de işsizlik oranını arttırıyorlar.
Her genç sevdiği işi yapmalı, illa üniversite baskısı olmamalı. Merkezi idare bu tür gençlere destek olup iş alanları yaratıp daha iyi ücretlerle desteklemeli. Hem işsizliğin, hem de üniversite önlerindeki yığılmanın azalmasını istiyorsak, bir nevi 60 yıl önceki enstitü ruhunu tekrar canlandırmalıyız.
Türkiye gibi bir ülkede her alanda her türlü bilgili kişiye ihtiyaç var. Yeter ki inanılsın, her kesime arzu edilen paralar verilsin.
Zor mu, bence değil. Ciddi bir hükümet politikasıyla bu iş 10-15 yılda çözülür. Yoksa işsizlikten mutsuz, evlerde kahvelerde oturan kişiler, sınavlarda ağlayarak çıkan psikoloji bozulmuş öğrenciler artmaya devam edecek. Bu işin sonu nereye varır, düşünmek bile istemiyorum.