- Kategori
- Sivil Toplum
İstanbul'da beklenen deprem
CHP.İst. İl.Başkanı Gürsel Tekin açıkladı
Geçtiğimiz hafta oldukça hareketli günler geçirdik yine.17 Ağustos depreminin 10. yıl dönümünde 16 Ağustos Pazar Günü Akatlar Kültür Merkezinde CHP İstanbul İl Başkanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim Proje Kurulu’nun “İstanbul Depremini Beklerken Sorunlar ve Çözümler Sempozyumu” n da buluştuk.
Gürsel Tekin’in yönetiminde gerçekleştirilen panele, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bihlun Tamaygil, Prof.Dr. Haluk Eyidoğan, Prof.Dr. Mustafa Erdoğan, Prof. Dr. Hüseyin Kaptan ile Doç.Dr. Ahmet Ertek katıldı.
Dinlediğimiz gerçekler inanın geceleri uykularımızı kaçıracak cinsten.30 yıl içerisinde beklenen deprem tam bir felaket olacak.
1-İstanbul’da binaların % 56 sının deprem direnci düşük.
2-1999 depreminden önce yapılan binaların yüzde 85’i deprem kriterlerine göre sorunlu.
3- İstanbul’un yüzde 48’si ormanlık alan, yüzde 18’i su havzası, yüzde 18’i tarım alanı ve yüzde 4’ü ise hastalıklı dediğimiz kayan topraklardan oluşuyor. Sadece yüzde 12’si yerleşim ve yapı alanı.
3- Yerleşim ve yapı alanı olan bölümü dolmuş ve yeni yerleşim alanı kalmamış.
4- Her yıl bu kentin 500 bin nüfus göç aldığını göz önüne alırsak gelecekte 25 _30 milyon olacak.
5 Kentin suyu, arazisi, elektriği, yapı malzemesi bu kadar büyük bir nüfusu kaldırmaz.
63. köprü nüfus artışı ve göçü daha fazla tetikler. Eğer 3. köprü yapılırsa İstanbul büyük yara alır.
Başlıca uyarı ve bilgiler bunlardı. Çözüm için aldığım notlar:
1-Biran önce kamuya ait yerlerin ve riskli bölgelerin elden geçirilmesi,
2- Eski ve dayanıksız binaları yıkıp yerlerine depreme dayanıklı binalar yapmalı.
3Sorunlu binaları güçlendirmeli.
Anlaşıldığına göre tehlikenin boyutları tahminlerin üzerinde olan İstanbul’da hiçbir tedbir alınmıyor ama bu arada kent, bolca makyajlanıyor. Trafiği çıldırtırken, olası bir depremi düşünmek ve korkusu ile İstanbul da yaşamak bir ayrıcalık mıdır acaba?
İstanbul’a 3. köprü gerekli mi? (Belki)
18.08.2009 Salı günü CHP İstanbul İl binasındaki İl Başkanı Gürsel Tekin’in 3. köprü ile ilgili basın açıklamasındaydık.
Medya çok ilgi göstermişti bu açıklamaya. Salon tıklım tıklımdı ve çeşitli kanalların kameraları oradaydı.
Basın toplantısında Tekin 3. Köprü güzergâhını kamuoyuna sundu. Tarabya-Çubukçu(Beykoz) arasında yapılacak 3. Köprü’nün orman ve su havzalarını tehlikeye attığını, güzergahın geçtiği bazı bölgelerde son bir yıl içinde el değiştiren arazilere dikkati çekerek.
“Bu arazilerin önceki sahiplerine sözümüz yok ancak şu altı yedi aydır buralardaki arazilerin çoğu el değiştirdi. Muazzam bir getirim görünüyor.” Dedi.
Üçüncü köprüye bağlanacak çevre yollarının Edirne yönünde Kınalı mevkiinde TEM Otoyolu’na bağlandığını, Silivri ve Çatalca’nın kuzeyinden orman alanları, su havzaları ve tarım alanlarının içinden geçerek, Büyükçekmece Gölü’nün kuzeyini, Sazlıdere Barajı’nın güneyini kat ederek İstanbul’a ulaştığını belirtti.
Ankara’dan elde ettiğini söylediği harita üzerinden tüm bağlantıları göstererek, devletin yol yapacağı müsait topraklar varken İstanbul’un akciğerleri orman bölgeleri ile su havzalarının onaylanan güzergâhla tahrip edileceğini anlattı.
Anlattıkları İstanbul için gerçektende çok vahimdi.
Gürsel Tekin’in bu açıklamasından sonra Kadir Topbaş köprünün aynen yapılacağını beyan etti. Ancak, Başbakan “böyle bir şey yok, daha tam belli değil, helikopterle dolaşıp bakacağım” diyiverdi.
Bu ne lahana turşusu, bu ne perhizdir anlayamadık.
Neyse önemli olan Gürsel Tekin’in açıklamasından sonra belki hatalarını anlamış olabilirler. Zararın neresinden dönülse kârdır.
Burada İstanbul’un geleceği önemlidir. Muhalefet doğru bir şey öneriyorsa, iktidarın bu doğruyu yapması kadar doğal bir şey olamaz.
Keşke, muhalefetin tüm önerilerini dikkate alsalar da, Türkiye bu karanlık ortamdan kurtulup aydınlığa çıksa. Hepimiz için hayırlı olur sanırım.
26.08.2009