İstanbul'da Lodos

Bugün lodos var İstanbul'da. Malum, İstanbul'un lodosu meşhurdur, tıbki Bursa'nın Çanakkale'nin gibi. Lodos deyince güneyden esen rüzgar aklımıza gelir. Lodos, güneybatıdan esen rüzgara denir. Bunun tam zıt yönünde yanı kuzeydoğudan esen rüzgara ise POYRAZ denir. Peki İstanbul'un lodosu niçin meşhurdur?

Özellikle Ege sahillerinde ve Marmara bölgesinde etkili olan lodos, esiş yönünden dolayı İstanbul'un güney sahillerinde denizde fırtına etkisi yapar, denizi kabartarak karaya atar. Dolayısıyla deniz ulaşımı felç olur. Şehirde elektrikler kesilir, çatılar uçar. Ağırlıklı olarak Aralık, Ocak ve Şubat aylarında görülür. Yaz aylarında daha seyrek görülür. Ve genellikle lodosun arkası yağıştır. Lodosdan bunalan insanlar bu yağışla ferahlarlar. 80 li yılların ortasında bir şubat ayında lodosun bunaltan sıcaklığının arkasından ( sanırım bir gün içerisinde ) şiddetli kar yağışını yaşamıştık. Kısaca lodosun arkasından ya yağmur ya da kar mevsimine göre illa yağar.

Halk arasında lodosun insanın ruhsal durumunu ve antisosyal davranışları arasında bir bağ olduğu söylenir. Ani sıcaklık, nem ve basınç değişikliklerinin insanları etkilemesi normaldir. Lodos da güney yönden genellikle kuru (nemsiz) esmesi, esdiği bölgelerde fazladan elektriklenmelere neden olur, bu da insanları etkiler. Genelde belirtiler, baş ve mide ağrıları, huzursuzluk duyguları, uykusuzluk halleri, baş dönmeleridir.

Lodos rüzgarının kötü taraflarından biri de baca tütmeleri. Bursa ilimiz bu konuda en tehlikeli bölgedir. Soba kullanımlarının azalmasıyla tehlike azalacak diye umuyoruz. Kuvvetli lodoslarda doğalgaz kullanımına dikkat etmek gerekiyor.

Kabaran deniz, birçok denize düşmüş nesne ile birlikte karaya vurması sahil kesiminde bu nesneleri toplayanları yaratır ki bunlara Lodoscu deriz.

Kısaca, lodos pek sevilmeyen bir rüzgar olup, ne yazık ki Marmara Bölgesi'nin vazgeçilmesidir....

Not: Bu yazıyı yazarken sık sık elektrik kesildi, bir iki kez düzeltmek zorunda kaldım. Lodos sizin anlayacağınız Blog yazmayı da etkilemekte...