Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '08

 
Kategori
Tarih
 

İstanbul'da Nükleer Bomba...

İstanbul'da Nükleer Bomba...
 

Allah Teala'yı Kıyamete Zorlamak.. Armageddon


Yıl M.S 201(?) Aylardan Ekim.

Evet, nükleer bomba İstanbul'da... Bombanın patlaması kaçınılmaz. Ama; Konuya geçmeden önce biraz bilgilendirme yapalım...

Dünya 2 Tufan yaşayacaktır. 1.Tufan Su, 2.Tufan ise Ateş... Binlerce yıl önce İnsanoğlu Nuh (a.s) zamanın'da 1. Tufanı yaşamıştır. Yani Dünyanın her tarafını saran. Yerden fışkıran ve gökten inen yağmur suları ile Dünya Su Tufanını yaşamıştır. Arkeolojik ve Tarihi araştırmalar; vede Hak din kitabı Mukaddes Kuran-ı Kerim bu bilgileri doğrulmaktadır. Ateş Tufanına çok az zaman kaldı.

Dünyada öyle bir grup vardır ki! Globalleşen dünya sloganıyla: Tek dünya imparatorluğunu kurmak isteyen, Tek bir dil ve din, tek bir medeniyet çatısı adı altında. İşte bunlar kendilerine ''Yedici'' diye... Adlandırıyorlar

Bir an önce düzeni kurmak için, olması gereken alametler. Mesihin gökyüzünden yeryüzüne inmesini beklemek. Lakin yıllardır beklemişler. Hatta Ahir zaman peygamberi Peygamberimiz Hz.Muhammet Mustafa (S.A.V) Efendimizin haşa peygamberliğini kabul etmeyerek. Peygamberin kendilerinden olacağına inanmışlardır. Beklemekten sıkılmışlar kendi içlerinden sahte mesihler ortaya çıkarak mesihliklerini kabul etmişlerdir vede ettirmişlerdir. Bugün en uzun süreli ve halen etkili olanı 16.yy Osmanlı zamanında ortaya çıkan Musevi asıllı Sahte Mesih Sabetay Sevi'dir. Hayranları hala Binlerceyi geçmektedir... Sahte mesihin sahtekarlığının ortaya çıkması ile ilgili olay...

-Mustafa Fevzi efendi aldığı emir üzerine, Sevi'ye şöyle dedi:
-''Ey Mordehay oğlu Sabeytay Sevi, Mesihliğini ilan ettin. Şimdi göster bize mucizeni!''
- ''Ne Mucizesi efendimi?...''
''Şimdi anadan üryan soyunacaksın... En Mahir okçularımız vucudunu nişangah yapacaklar... Ok işlemezse sen hakikaten Mesihsin!...'' İşlerse Allah yardımcın olsun...

- Sevi'nin korkudan dili tutuldu!... Sonra Mesihliği'de bütün iddiaları da reddetti!... Hepsinin başkaları tarafından uydurulduğunu söyledi.

Tabi bunlardan olmadığınız sürece bu ülkede hiçbir yere gelemezsiniz. Ne devlet kademesinde ilerlersiniz, nede Üniversitede kalabilirsiniz. Oligarşi'yi bu ülkede en güzel uygulayan Tarikatlardan biri. Müfredatta okutulan, Tarihimize'de yazan bunların Avukatlarıdır.

İstanbul kelime anlamı ile İs (her) tan( milet, ulus) bul(bol) Yani, Her milletten ulusbol. İstanbul'da ''Farklı milletler kültürler ve bunun yanında Dinler yaşamaktadır''. İlim yuvası Bağdat, güzellikler limanı Beyrut, Kutsal abideler diyarı Kudüs'de bombalar patladı. İstanbul patlamadı.Sebebi hoşgörü 3 dini yıllardır. Asilmile etmeden yaşatmış bir uygarlığın ev sahibi Osmanlı idi. Bugün Balkanlar, Ortadoğu ülkeleri vede Kafkasya Karışıklık içinde ise sebebi Osmanlı'ya İhanetin bedelidir. Size kim dedi Baba ocağından ayrılasınız diye...

Dönelim bu yediciler dediğimiz Mesih sevdalılarına. Bunlar bakmışlar; Mesihin geleceği yok. Demişler biz alametleri tam gerçekleştiremedik galiba. Tevrat ve İncil'den araştırmalar yapmışlar. Mesihin gelmesi için önce Yahudiler bir araya toplanacaklar ardından. Devletleri tekrar kurulacak. Davut a.s ve oğlu Süleyman a.s zamanında ki ihtişamalarına tekrar kavuşturulacaklar. Mescidi Aksa yıkılıp yerine 3. Süleyman tapınağını yapmak için arkeolojik kazı gerekçeleri ile Mescidi aksanın altını kazıp kendinden yıkıldı süsü verilerek. 3.Süleyman tapınağı'nın inşaası'nı hızlandırmak. Türkiyede ki işbirlikçiler yüzünden. Ta! 3-4 sene evvel başlanılan. Çemberlitaş tamiri adı ile İsa'nın Eşyalarını aramaktan hala tamir devam ediyor. Aslında tamir için 1 yıl yeterli. Ama bazı hainler buna göz yumuyor. Nihayet Çemberli Taş Tamiri de bitti…

 

İşte Dana'nın kuyruğu'nun koptuğu zamana gelelim. Eğer Dünyayı Karıştırmak istiyorsan. Onlar için manevi maddi önemler taşıyan. Kültür başkenti olan bir yerde ses getirecek bir eylem yapmak yeterli İstanbul'da. Ermeni öldürülür. Dünya aya kalkar. Sinogog bombalanır, Şeyhin biri öldürülür. Alem ayağa kalkar. Bu akıllılar yıllardır. Müslüman, Rum, Ermeni diye bölemediler. Sunni Alevi diye bölemediler.Sağ Sol diye böldüler birazcık başarılı oldular. Ardından Türk Kürt diye bölmeye çalıştılar başarılı oldular.

Ama şimdi en tehlikelisi Türk'le, Fars'ı savaştırmak isteyen kaos düzeni Mimarları’nın yeni hesapları İstanbul'da Nükleer bomba patlatıp. Türk'le Fars'ı (İRAN) karşı karşıya getirecek. Olayı İran üzerine yıkarak, bizi İran ile savaştırmak isteyeceklerdir...

    İşte Hazırlanan Senaryo... Nükleer Bomba...

Yıl 201(?)  Cuma günü; saat öğleden sonra 2 ile 3 arası civarları Çorum'daki evimde Tv'de belgesel yayını izlerken bir anda yayın değişerek... Tv yayını'na, Gri toz tabakasının ortasında hıçkırarak konuşan spikerin sözleri ile başladı... Çevresinden yükselen çığlıklarla ve siren sesleri ile karışmasına rağmen anlaşılabiliyordu...

'' ... Şu anda patlama alanına gitmemiz mümkün değil. Terör uzmanları. Levent'te patlayan nükleer bombanın etkisinin çok geniş bir bölgede hissedildiğini ve patlama ile oluşan ateş topunun Beşiktaş'a kadar yayılacağını söylüyorlar. Gördüğünüz toz bulutları , Levent'te yıkılan ve yok olan binalardan yükseliyor. On binlerce, evet yanlış duymadınız, on binlerce insan patlamanın henüz ilk saniylerinde yanarak can verdi...''

Taksim meydanı'ndan yayın yapan heber spikeri konuşmasına devam ederken. Bendeniz, kaç kaç! diye ani bir çığlıkla tepki verdim. Spikerin göremediği alanda, kırmızı alanda bir alev topu yükselmişti; Levent'teki işyerlerin'den sonra; Taksim meydanı'ndaki devasa binalar yerle bir olmaya başladı. Ne The Marmara Oteli, nede garsonluğunu yaptığım. Yedicilerin konferans verdiği Ritz Carlton oteli, nede geyik muhabbeti yapılan kafeler'den eser kalmıştı. Kameranın yüz-elli metre ilerisinde, insanların yavaş yavaş kömürleştiklerini görebiliyordum. Bir kaç saniye içinde, Taksim Meydanı'nda canlı tek bir isim kalmadı.

'' Mustafa abi! Kemal abi Yıldız, Yıldız...'' Ekranı kararan televizyondaki ses, haber merkezindeki editörlerin çığlığı olmalıydı.

Az evvelki çığlığından ardından, cep görüntülerini verin yayına kızım ''emri duyulmuştu.
Ses kesik kesik geliyordu, ekrandaki bazı görüntüleri, çekimin kalitesizliği yüzünden seçemiyordum. Kızıl bir ateş topu ve az önce Taksim'de gördüğüm gri toz bulutu...

'' Sayın seyirciler, yaklaşık on dakika önce Levent'te başlayan kaos, herkesi dehşete düşürdü. Sebebi anlaşılamayan ateş topu, Zincirlikuyu'dan Beşiktaş sahiline doğru ilerliyor. Cep telefonuyla bu görüntüler, ilk kez yaşadığımız facia hakkında ip ucu verir mi? Bakın Beşiktaş'ta kendisini iskeleden denize atan insanları görebiliyoruz. İlçede hava sıcaklığı olanüstü bir artış gösterdi. Asfaltın eridiğine dair bilgiler geliyor. Zincirlikuyu ile Yıldız arasındaki ağaçların köz olduğu belirtiliyor. Barboros Bulvarı'nda araçlarını terk edip koşmaya başlayan yolcular, Yıldız Teknik Üniversitesi'ni boşaltan öğrenci topluluğu ile buluştuğu sırada yüzlerce genç, yaşanan izdiham sebebiyle hayatını kaybetti. Ateş topu, geçtiği alanlardaki bütün binaları ve insanları , evet insanları yutuyor. Aman Allah'ım! Ateş topunun denize ulaşabildiğini düşünebiliyor musunuz... İstanbul büyük bir felaket yaşıyor...''

Sahile ulaşan ve çığlık atarak kendisini denize bırakan insanların görüntüsü beni dehşete düşürmüştü. Spikerin verdiği bilgiye göre, ateş topunun Beşiktaş'a ulaşmasına yalnızca birkaç dakika kalmıştı; birkaç dakika yüzbinlerce insanı kurtarmaya yetmeyecekti! Ben ise Judgment day (Terminatör) filmini izliyordum sanki, oturduğum yerde nefesim kesilmiş, beynim durmuştu.

Gözlerimden damla damla yaş akmaya başladı. Çok sevdiğim insanların oturduğu ve çalıştığı yerler cehenneme dönmüştü. Allah’ım düşündüğüm şeyler gerçekleşmesin demeye kalmadı, gerçekleşmişti. Bir şeyler yapmak istiyordum. Ama yapamıyordum. İçimden bir ses artık yapabileceğim tek şeyin dua etmek olduğunu söyledi içimden. Tüm İstanbul için Dualar etmeye başladım...
 

Kanal bir ara karardı önce ses gelmeye başladı. ''Nükleer bomba efendim'' daha sonra ekranda, Başbakan belirdi yanında Dışişleri Bakanı, Genelkurmay başkanı, Kara , Hava , Deniz komutanları vardı. Sığınak gibi bir yerde, Açık oturum yapmışlardı kendi hallerinde görüntüleri izliyorlardı. Dışişleri Bakanı'da odadakilere bilgi veriyordu.

'' Levent'te yaklaşık 10 dakika önce patlatıldı. Patladığı alandaki insanların tamamı hayatını kaybetti. Sadece Beşiktaş değil; Taksim, Ortaköy, Bebek, Etiler, Gültepe ve Seyrantepe, bombanın etkisinde kalacak. Bu alanda, ilk saat içinde insanların yarısını, 2. saat diliminde sağ kalanların büyük bir kısmını ve 3. saat diliminde, yaşayanların tamamını, çevreye yayılan gaz sebebiyle kaybedeceğiz.

Vatandaşlarımızın, vapura binip karşıya geçmek yerine, denize atlamayı tercih etmelerinin sebebi, vucutlarını eritecek kadar şiddetlenen sıcaklık. Patlama anından itibaren. Levent'teki hava sıcaklığının milyonlarca fahrenhayt yükseldiğini tahmin ediyoruz. Şu andaki temennimiz, teröristlerin ikinci bir bomba daha patlatmamaları. Ankara polisi alarmda; Amerikan ve İsrail elçiliklerine yönelik saldırılar bekliyoruz....

Efendiler, büyük bir saldırıyla karşı karşıyayız. O an Dışişleri Bakanına bir telefon uzatılıyor. Özel hattınız efendim diye... Dışişleri Bakanı Alo diyor. Sonra Sessiz bir edayla, gözlerinin içine bakan Başbakana uzatıyor.''Yakup Behzat, Hizbullah Türkiye Baş İmamı!'' diyor. Amerikan konsolonsluğu'nun sığınağından arayan ''Yakup Behzat''konuşmalarından anlaşılıyor ki. İran Devleti adına bu bombalama eylemini yaptığını. Aynısını Tahran'da yapmak İsterseniz bekleriz gibi imalı konuşmaları ile İranda hazırlanan uranyum ile zenginleştirilmiş bomba ile saldırdıklarını itiraf ediyor. Başbakan, Her şey, belki de bir ülkenin kaderi, iki dudağının arasına sıkıştırılmıştı. Yüzü bembeyaz kesilmişti. Dudaklarında ki titreme yüreğinde de başlamıştı.

Sonra birden ''Alo, alo'' diye bağırırken. Behzat görüşmeyi bitirmişti. Elindeki telefonu tüm gücüyle eliyle karşıdaki duvara fırlatırken. ''Müslüman mısınız lan siz! diye bağırdı... Allah belanızı versin... Ordu komutanlıklarına hemen emir vererek seferberlik halinden, hemen olağanüstü duruma geçip. İrana saldırı emrini verdi.

Amerikan konsolonsluğu'nun sığınağın da ki Yakup Behzat ve Diğer Amerikalı yetkililer. Türklere ne güzel yutturduk. Yaşasın Yediciler, Yaşasın Jesus, Yaşasın BOP diye... Şampanya patlatarak bunu kutladılar... Artık Türk'le Fars'ın Savaşı kaçınılmazdır...

'' Gerçekleştirilmiş Tarih Değil. Gerçekleşmiş Tarih Okuyun ''Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat deniyor.'' 5 yıl sonraki hayatınızın resimi bu yazıda çizildi... Sır Süleymaniye'de Saklı...

'' Siz Ne Halde İseniz, (Sizi İdare İçin) Başınıza O Halde Adam Getirilir.'' HADİS-İ ŞERİF...

Sultan Ahmet 7 Ağustos 2008 A.Ümit YILDIZ...

 
Toplam blog
: 67
: 4037
Kayıt tarihi
: 24.04.07
 
 

17 Şubat 1986'da: Soğuk karlı bir Şubat gecesi Koca Karı olan ebenin ellerine ''bilim otoritelerinc..