İstanbul'u sel aldı...

Başbakan konuşuyor, Belediye Başkanı konuşuyor, Bakanlar konuşuyor...

Başbakanımız İstanbul'un eski belediye başkanı... İstanbul'un bu hale gelmesinde onun da önemli bir sorumluluğu var...

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Kadir Topbaş "Gelmiş geçmiş tüm belediye başkanlarının bu işte sorumluluğu var" derken bir ölçüde sorumluluğu-suçu- kabul ediyor.

Felaket sonrası hep konuşulur. Ahlar, vahlar, nutuklar çekilir.

Felaket geliyorum diyor... Meteroloji uyarıyor...

İstanbul'a ne kadar yağmur düşeceği, düşen yağmurların ne ölçüde taşkın yaratacağını hesaplamak o kadar zor değil... Hangi çağda, hangi kafada yaşıyoruz.

Her tarafı deniz olan İstanbul'un sele teslim olmasını anlamak, anlayabilmek oldukça zor...

Avrupa ülkeleri bizden daha çok yağış alıyor... Onlar bilimsel verilerle sorunu çözmüşler...

Biz de ise kaderci anlayışımız her dönemde işbaşında...

İstanbul'un bu hale gelmesinden sorumlu eski belediye başkanı şimdi ülkemizin Başbakanı durumunda...

Deprem sonrasında da ahlar vahlar edildi, nutuklar çekildi, mangalda kül bırakılmadı... Peki bunca geçen zamanda deprem için neler yapıldı, neler yapılıyor !...

Şimdi bu sel baskını içinde aynı şeyler yapılacak, geçen sürede herşey unutulacak, başka bir felekate kadar...

Bu kısır döngülerden, kaderci anlayışlardan kurtulmamız gerekiyor. Bu nasıl olur derseniz, ülkemizin gitgide kaderci anlayışa teslim olduğunu, kaderci anlayışın siyasallaştığını görmekle iyice moralimiz bozulsa da, bunu yenmekte kararlı olanların daha çok güçlenmesi gerekiyor.

İstanbul'u sel aldı...

Umarım aklımız başımıza gelir. Öncelikle herşeye kader gözüyle bakan anlayışları, siyasetten sieriz.

İstanbul'u sel aldı. Selin çok sayıda can alması hepimizi üzdü.

Yaşadıklarımızdan ders almalıyız. Eğer ders alamaz, kaderciliğe teslim olursak daha çok acılar yaşarız.

Hepimize geçmiş olsun...