- Kategori
- Siyaset
İşte Hayrünnisa Gül'ün kıyafeti...İşte ılımlı islam modeli...
Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler
Ünlülerin modacısı Dilek Hanif’ in hazırladığı gül kurusu rengindeki Hayrünnisa Gül’ün kıyafeti, ılımlı İslam ölçülerine tam uygunluk arzetmekte.
Saf ipek kumaştan hazırlanmış pastel gülkurusu rengindeki tuvaletin üstüne, parlak pul ve taşlarla işlenmiş aynı tonlarda dantel ceket ve tuvaletle aynı renkte devamıymış gibi görünen türban, katlamalı bir modelle ve kuyruk şeklinde arkada uzanıyor. Siyah çarşafa karşılık pastel renkler, parlak taşlı işlemeler, dar sayılabilecek uzun bir etek, yoğun makyaj, şapkaya benzetilmiş türbanla mesele yumuşatılmış.
Tam AB’nin ve ABD’nin istediği Büyük Ortadoğu Projesi içinde Türkiye’ye atfedilen ılımlı İslam modeli yani…
Şu eski Türkan Şoray filmlerindeki yürüyüş, duruş dersleri veren öğretmen rolündeki Kayhan Yıldızoğlu lazım yalnız ! Duruş faul . Göğüsler ilerde, karın içerde, omuzlar ve baş dik, eller zarif bir biçimde konuşlandırılmış olsa...Tam süper olacak yani!!!
Şerefe kaldırılan kadehlerin içindeki su , ilk kez giyilen smokin ve bence hiç şık olmayan ve protokole aykırı gümüş rengi papyon da bu modelin parçaları. Kravat da Hırvatlardan alınma değil mi ? Ya giydikleri İtalyan, Fransız marka takımlar ? Yahu bu uyum yasaları AB modeli değil mi ?
Kapatma davası ile birlikte, AKP’nin üstündeki türban da yavaş yavaş kalkarken, gerçekler kabak çiçeği gibi gün ışığına çıkmaya başladı . Hem de ağır ağır değil, tüm hızı ile.
Şehir dışına çıkarılan içkili yerler, kadeh yasakları dayatılan İslami yaşam modelleri. Bunca dayatmaya karşın, çarpık muhafazakarlaşma ile ortaya çıkan çocuk istismarcılığı, sapık ilişkilere kılıf bulma çabaları inanılır gibi değil.
Medya kuşatma altında ! Medyadaki son kalelerden biri daha, kuşatmalara, baskılara, hacizlere dayanamayarak düştü.
Ya benden olacaksın, ya yok olacaksın ! taktiği ile kuşatılmakta, bir bir tarafsız kalmaya çalışan yayın organları. Çoğunlukçu diktatörlük iş başında.
Türkiyede her yüz kişiden 4’ü açlık sınırının , her yüz kişiden 20’si de yoksulluk sınırının altında yaşıyor ! Kadınlarda bu oran daha da yüksek .
Buna karşılık, milli gelirden yüksek pay alanlar, paylarının üstüne katmerli paylar eklemekte. Gemicikler, gümrüksüz ve kredili mısır ithalatları, prinç stokları, medya ihaleleri, devlet bankası kredileri ile…
RTE; dört çocuğu olmasından çok mutluymuş….keşke altı tane olsaydı demiş hatta!!! Eeee…dünyanın sayılı zenginleri arasında olmak kolay mı ! Adama varis lazım! Ne kadar çok varis, o kadar çok gemicik, o kadar çok ihale, o kadar çok devlet bankası kredisi. Hem de üç yılı ödemesiz. Hem de Katar destekli…Hem de borçlu mal teminat gösterilerek….
Hala öcü gibi korkuyorlar, işçiden, emekçiden ve feministlerden…
Emekçiden, emekten korkuyorlar. Emekçinin tepkisinin , toplumsal muhalefete dönüşmesinden korkuyorlar çünkü…
AKP Başkan yardımcısı , Dengir Mir Mehmet Fırat yine “ Bizim milletvekillerimiz feminizm ideolojisinin kölesi olmazlar “ diye buyurmuş. Üç ay önce de diyanet İşleri Başkanı, Feminizm ahlaksızlıktır, demişti ya…
Doğru lafa ne denir ! AKP'li kadın milletvekillerinin kocalarına sağlanan mevkiiler, kıyaklar varken, kadının eşitlik mücadelesinden onlara ne ! Siyaset onlar için rant kaynağı sadece. Üstelik din üzerinden yapılan siyasetle yumuşak yumuşak sömürmek...
Kadını sindirmek, eve kapatmak, sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmemek varken ; kadının insan haklarından onlara ne !
Kapatma davası ile birlikte, düğmeye basılmış gibi , türban meselesi hız kestikçe , birdenbire AB kurmayları arzı endam etmeye başladılar, sömürge valileri misali…
Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek , rejimin teminat maddeleri tartışma altında ! Anayasal kurumlar, Anayasa Mahkemesi, yargı emperyalist saldırı altında ! Mahkeme sürerken müdahale etmek, etkilemeye çalışmak anayasal suç oysa.
Anayasa Mahkemesi üyeleri sadece dışarıdan değil içeriden de kuşatma, takip, gözlem ve baskı altında!
Derin devlet iş başında !
Yarın çıkıp, bu da ERGENEKON İŞİ der bunlar, kesin...
Hazırlanan yargıyı bağımsızlıktan çıkarıp, hükümetin emrine verme operasyonu demek olan “Yargı reformu taslağı “ önce AB kurmaylarına takdim ediliyor, Yüksek yargıya, barolara sorulmadan, kamuoyu tartışmasına açılmadan önce. Bu ne onursuzluk !
Rejimin temel ilkelerine, yargı bağımsızlığına, yüksek yargı organlarına, muhalefet partilerine uluorta karışıp, ahkam kesen demokrasi havarileri ; 1 mayıs açık işkence pazarı hakkında sus pus... İlhan Selçuk'un ,Kemal Alemdaroğlu'nun , Doğu Perinçek'in, Gencay Gürsoy'un hukuksuz ve usulsüz gözaltıları karşısında kem küm...Sanki koalisyon ortakları mübarekler ! Ve aynı ortakları gibi kendilerine ve işlerine geldiği kadar demokratlar .
Bu adamların bize reva gördükleri özürlü ülke statüsünü içlerine sindiremeyen gençler , o apolitik diye beğenmediğimiz burun kıvırdığımız gençler dahi artık AB ye destek olmadıklarını açıklamışlar Abbas Güçlü’nün Genç Bakış programında. AB desteği gitgide azalmakta, bağımsızlığımıza yapılan özde ve sözde müdahalalerle.
Kim istemez ki eşit ve tam üye olmayı. Batı tipi özgürlükçü ve çoğulcu gerçek demokrasiyi. Emeğin serbest dolaşımını ? Ama AB’ye tam üyelik bir hayal sadece…Üyeliğe kabul için oy birliği şart. Fransa, Lüksemburg, Avusturya'nın bize karşı tavrı ve tutumu ortada.
Onların tek istekleri tüm taleplerini koşulsuz yerine getiren ve getirecek olan bir iktidar. Demokratlık falan hikaye Türkiyede gündeme getirdikleri , Ilımlı İslam modeli ile BOP 'u( Büyük Ortadoğu Projesi) gerçekleştirmek. Önemli olan çıkarlar yani…
Hayrünnisa Hanımın ipek gülkurusu kıyafeti gibi aynı... Siyah çarşafa, burkaya, peçeye karşı; gülkurusu renginde ve ipekli, pullu işlemeli ve şapkaya benzetilmiş türbanlı ılımlı model... Ve Ortadoğudaki dengeler için ılımlı bir islam devleti, radikal islamcılara karşılık yumuşak bir islam modeli. Her dediklerini yerine getiren ve getirecek olan bir model bu, ılımlı İslam modeli...
Gerisi hikaye…