İşte terör!

Terörizm, siyasi bir amaca ulaşmak için yıldırma hareketlerini düzenli bir biçimde kullanmaktır.[1] Terör faaliyetleri, asker-sivil demeden tüm insanlara karşı yürütülür. Amaca ulaşmak için insanların hem canlarına kıyılır, hem de mallarına zararlar verilir. Yani önemli olan amaca ulaşmaktır.

Türkiye’nin terörizm dolayısıyla canı çok yanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ardından inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti, tarihi boyunca terör faaliyetlerinin odağı olmuştur. Gerek ASALA isimli terör örgütü ve gerekse PKK terör örgütü, günümüze gelene kadar ziyadesiyle canımızı yakmıştır. Bu terör örgütlerinin dışarıdan desteklendiği aşikar, amaçları belli: Türkiye’yi bölmek.

Türkiye’ye yönelik terör faaliyetlerini incelediğimizde şu sonuca varabiliriz: Yapılan faaliyetler genellikle silahlı saldırılar üzerine kurulmuştur. Fakat bu günlerde terör, bizlere yüzünü daha farklı şekilde göstermeye başladı. Daha önce asker-sivil ayrımı yapmadan silahlı saldırılar ve bombalamalarla gündeme gelen terör örgütleri, birkaç gündür İstanbul’da park halindeki araçları kundaklama yoluyla gündeme gelmeye başladılar.

İstanbul Valisi Muammer GÜLER, 8 Aralık’tan bu yana İstanbul’un çeşitli yerlerinde 34 aracın kundaklandığını, bunların bazılarının kısmen, bazılarının da tamamen hasar gördüğünü söyledi.[2] İşte terör, Türkiye’de değişik bir biçimde yüzünü göstermeye devam ediyor. Bu defa, insanların mallarına zararlar vererek…

İnsanlar ise çaresizce olanları seyrediyorlar. Evlerinin önlerine park ettikleri araçları yakılıyor, araçlarının lastikleri patlatılıyor. Fakat insanlar, bu karmaşanın içinde ne yapacaklarını bilmeden, sadece mallarını kurtarmaya çalışıyorlar.

Yukarıda da belirttiğim gibi, Türkiye’de yaşanan terörizmin amacı, Türkiye’yi bölmektir. Bunun için ise hemen hemen her yola başvuruyorlar. Yapılanlar karşısında ülkemizin karar alma organları ise kararlılıkla mücadele edeceklerini belirtiyorlar. Geçen aylarda Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerimizde yaşanan terör olaylarının ardından TSK, K.Irak’ta askeri operasyonlara başladı. Medyadan gözlemleyebildiğimiz kadarıyla da, terör örgütüne büyük zararlar verildiğini söyleyebiliriz. İşte bu kararlılığın en açık örneği, kış aylarında yapılan bu askeri operasyonlardır.

Son yaşanan olayları ise üstlenen bir terör örgütü yok. Fakat genel kanı, bu faaliyetleri PKK’nın yürüttüğü yönünde. Tabii ki elimizde şuan herhangi bir delil yok. Bunu kanıtlamamız ise şuan imkansız gibi…

İşte terör! İster bir dağ başında Mehmetçiğimize silah sıkılsın, ister sokak arasında sivil insanlarımızın araçları yakılsın. Amacı ve giyindiği zırh belli. Yaptıkları ortada ve yapacakları sınırlı. Fakat şu asla unutulmamalı ve göz ardı edilmemelidir ki; Türkiye’de yaşayan insanların hepsi kardeştir. Bu insanları birbirinden koparmaya çalışmak ve bu amaca yönelik faaliyetler yürütmek bir hayalden öteye gidemez. Türkiye’de yaşayan bütün insanlar, et ile tırnağın birbirine kaynaşması gibi birbirlerine kaynaşmış durumdadırlar. Ne Türk’ü Laz’dan, ne Çerkez’i Kürt’ten ayıramazsınız; bunları birbirinden farklı göremezsiniz. Çünkü bu insanlar, yüzyıllardır birlikte yaşamlarını sürdürüyorlar. Birbirlerinden kız alıp, birbirlerine kız veriyorlar. Evliliklerini ırka dayalı olarak gerçekleştirmiyorlar. Aynı apartmanları ve aynı sokakları paylaşıyorlar. Her sabah birbirlerine selam veriyorlar; kimi zaman aynı sofrada kahvaltılar yapıyorlar. Bu insanlar birbirlerinden alışveriş yapıyorlar. İş yerlerine giden erkekler ve kadınlar, her gün aynı ortamlarda birbirlerinin yüzlerine gülerek işlerini yapıyorlar. Evlerinde oturan kadınlar, her gün birbirlerine komşuluk yapıyorlar. Dertlerimiz aynı, sıkıntılarımız aynı… Hemen hemen herkes aynı şeyi istiyor, aynı vatanı seviyor.

Durum böyleyken söyler misiniz; bu ülkeyi kim, nasıl bölebilir? Terör faaliyetlerinin amacına ulaşması nasıl beklenebilir? Bu insanları nasıl birbirinden ayırabilirsiniz? Aslında cevap çok basit: Bu ülke asla bölünemez, bu insanlar birbirinden ayrılamaz!

[1] http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF05A79F75456518CA