- Kategori
- Aşk - Evlilik
İstemek ve inanmak

herşey inanmakla ve istemekle başlar
Çok yaşanmışlıklar vardır hayatta, bir an düşünüp geçmişe bir baktığınızda anı süzgecinizde takılmış yaşamlar vardır. Kimisi acı vericidir, kimisi umut verici hatta mutlulukla dolu zamanlar. Bir kez olup eğer geçmişe bakma ihtiyacı hissediyorsak, birşeyleri eksik yapmışız demektir. Ders almak için eğer bakıyorsak doğru yoldayız, ama aynı hatayı yapıyorsak o zaman bitmez olumsuz kaderin döngüsünü tekrarlıyoruzdur.
İlişkilerde böyledir. Yaşamışınızdır o anın verdiği tüm güzellikleri. Sonrasında ters giden bir yol ayırımına varmışınızdır ve acıların başlangıcı olur bu durum. Adı "AŞK" dahi olsa, anlamında hep hayal dışı bir dünya ve mutluluk gibi görülsede, aslında sonrasında başlayacak olan acıların ve dinmeyen gözyaşların kaynağıdır. İlginç olan ise her aşk başka bir güzellikte yaşanır. Eskiyi aratan bir aşk yaşıyorsanız en kötü acı çarkının içindesiniz demektir. Ama bir sonraki aşk, eskisinden çok daha fazla katkı yapmışsa hayatınızda o zaman acının boyutu daha da hafifler. Olgunlaşma burda başlar, doygunluk ve aradığını bulmanın verdiği o tamamiyet hissi. Bu duyguyu yaşamak her zaman mümkün değildir. Yaşandığı anda ise artık siz hayatın en olumlu ve olumsuz anlarındaki en büyük çilesini yaşamışınız demektir. O duygu hayatınıza bir başkasının girmesine izin vermz artık. Kalbiniz fazlasıyla doymuştur, gözyaşı pınarınız artık durması gerektiğini anlamıştır, kalbiniz rutin atmaya başlamıştır. Onu ritminden bozduracak tek şey, en son yaşanılan duygular ve yüzünüzde yarattığı tatlı bir tebessümdür. Öyle bir tebessüm ki baktığınızda o kişinin yüzünde farklı bir mutluluğu görürsünüz. Ne şarkılar onu etkiler bundan sonra ne de acıyı anlatan şiirler. O öyle bir duygusal yoğunluğu yaşamıştır ki artık tek bir şeyin farkına varmıştır, "Aşk" adı gibi yoğun, ama okunuşu gibi imkansızı sonsuza kadar yaşayamama eylemidir. O bir anlık varoluşun kanıtı, sonrasında gerçekliğin direkt yüzünüze çarpıtıldığı yaşam kanıtıdır. Ona sahip olmak için emek harcamamalısınız. O hiç bir niyete, emele, düşüneceye bağlı olmaksızın sizi bulacaktır ve ansızın ortadan kaybolacaktır. Eğer her kaybınızdan farklı olarak akıtmadığınız bir gözyaşı, ağrısız bir kalbiniz ve soluk alabilen bir bedeniniz varsa artık siz onun testinden geçmişiniz demektir. Herşeyi isteyerek yaşamışınızdır artık geriye sadece inanmak kalır. İnanmak ve dua etmek. Mucize imkansızın gerçekleşmesi ise, buna en yakın insan olmaya adaysınızdır. Umarım mucizeleri yaşayabilen, aşkın testinden geçmiş gönül insanlarından oluruz.