- Kategori
- Gündelik Yaşam
İstiklâl Caddesi'ndeki göstericileri izleyen yaşlı amca

“Modern zaman insanı” kümesinin elemanları olan bizlerin yaşadıkları sorunlar basit birkaç başlıkta toplanabilir.
Başlayalım.
Hep aranan, ulaşılsa da hemen elden avuçtan kayıverip giden, daha doğrusu aslında bir türlü daimi olarak yakalanamayan, ulaşılamayan şey. Mutluluk.
Sonra, hak arama bilincinin gelişmesi ve gelişmiş bu bilincin gerektirdiği şekilde hakkını arayamamanın verdiği içsel huzursuzluk.
Bireysel ve hatta bazen kitlesel hak ihlâllerine karşı elden bir şey gelememesinin yarattığı aşırı duyarlığın getirdiği gerilmiş bünye.
“Modern zaman insanı” kümesinin elemanları olan bizlerin sorunları bu kadarla kalsa ne mutlu.
Tüm bunların türevi olarak gelişen karamsarlık, buhran, bunalım. Ayrıca modern zaman insanının, yaşamsal monotonluğu yıkmak adına kendi kendine geliştirdiği çözümler.
Öyle ki; son tahlilde hiçbir işe yaramayan ve hatta itiraf etmesi güç olsa da, bazen daha büyük yıkımlar yarattığı netlik kazanmış geçici çözümler.
Bu çözümlerin geliştirilme sürecinde, metafizik değer ve olgulardan uzaklaşma şekline evrilen süreçler.
Tehlikeli ve bir o kadar da tehlikenin farkında olunmadığı bu seküler süreçlerin bünyeyi kuşatması.
Rasyonel hiçbir argümanla ikna olmayan, kendi doğrularına sıkı sıkıya bağlı aslında fikir fanatiği olmuş filozofik insan beyinleri…Sahip olunamadığı için eksikliği bazen de ezikliği hissedilen lüks tüketim malları.
Bitmedi ki…
Hangi alanda olursanız olun, başlı başına temel bir modern zaman insanı sorunu daha ; başarı baskısı.
Devamında, yalnızlık, gösteri yapma arzusu, henüz fark edilememenin yarattığı yılgınlık, bu kısır döngüyü yıkmak için yapılan bazen sapkınlığa varan çılgınlık sosuna bulanmış saçmalıklar.
Tüm bu sağlıksız bünyenin yarattığı şımarıklık, öfke, tahammülsüzlük, kapris ve beşeri ilişkilerde artık standart hâle gelmiş asimetrik davranış tarzları. Çevremizi sarmış olan, bir gün iyi bir gün kötü med-cezir karakterler.
Sonra, o ana kadar biriktirilememiş, bu saatten sonra da biriktirilmesinin imkânsıza yakın derecede zor olduğu bilinen bir şey. Nedir o?
Varlığı geç keşfedilen , eksikliği de şiddetle hissedilen “entelektüel donanım” denilen şey. Bu edim eksikliğinin ise, abuk subuk söylemlerle, mânâsız saldırılarla, anlamsız eylem ve işlemlerle ikâme edilmeye çalışılması.
Bu ikâme girişimlerinin yarattığı, aslında kendi kendimizi bile isteye düşürdüğümüz, bazen komik bazen trajikomik insan hâllerimiz.
İnsanlık, toplum, cemiyet bir yere sürüklenirken onlara yetişememişlik yanılgısının yarattığı keyifsizlik.
Yapılmasının aslında zorunlu olduğu bilinen ama bir türlü istikrarlı şekilde devam edilemeyen diyet, miyet, rejim ve spor aktiviteleri.
Bütün bu karmaşaların anaforuna boğulmuşken, hafta sonu gösteri yapmaya çıkmış İstiklal Caddesi eylemcilerini uzaktan sakin sakin seyreden ve akordeon çalan yaşlı amca. Bir farkla.
Huzuru çoktan yakalamış.
Sabrın sonu ile
Dikkat : Metnin orijinâl ilk taslak hâli için burayı tıklayın. (Büyük görüntü için sayfa açıldıktan sonra bir iki kez daha tıklayınız)