Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '18

 
Kategori
Güncel
 

İstiklal Marşı’nın Bestesi Değişmeli mi?

İstiklal Marşı’nın Bestesi Değişmeli mi?
 

Mehmet Akif Ersoy’un Kurtuluş Savaşı’nda çekilen acıları, gösterilen kahramanlıkları anlattığı ve bir daha öyle bir savaşın yaşanmaması temennisiyle yazdığı İstiklal Marşı’nı, yıllardır aynı heyecan ve gururla dinliyoruz. Sanıyorum ülke olarak üzerinde anlaştığımız ender ortak değerlerimizden de biridir İstiklal Marşı’mız. Nitekim bugün, hangi görüşten olursa olsun, her kes, saygı ve heyecanla okumakta ve dinlemektedir.  Çünkü İstiklal Marşı’nda tarihimizde altın bir madalya gibi duran Kurtuluş Savaşı’nın unutulmaz izleri ve aziz şehitlerimizin kutsal ruhları bulunmaktadır.

İşten bundan dolayıdır ki, dünyada çok az ulusa nasip olan bu aidiyet duygusuyla dinleriz bu marşı. Şüphesiz bu kabul görmenin başka nedenleri de vardır: Başta gelen nedeni, Akif’in ihlasıdır ki her kelimeye ve cümleye nüfus etmiştir. İkinci olarak İstiklal Marşı’nın kabul edildiği meclisi temsil eden vekillerin tümünün de beğenisi almış olması ve sahiplenmesidir. Çünkü onlar aracılığı ile dalga dalga toplu her kesimine sindi bu sahiplenme.

Cumhuriyeti kuran kadronun da İstiklal Marşı’nı bağımsızlığımızın önemli  sembollerinden biri olarak görmesi de genel kabul için etkili olmuştur. Ayrıca içerik olarak milli duygulara hitap etmesi, manevi duyguları seslendirmesi,  vatan aşkına vurgu yapması toplumun tüm kesimlerini  fazlasıyla etkilemiştir.

Peki, bu kadar etkileyici bir sanat eserinin bestesi, gerçekten sözlerinin anlatmak istediği o manevi ve milli ruhu yansıtıyor mu?

Kesinlikle “hayır, yansıtmıyor.” Çünkü içerik ve biçim asla örtüşmüyor.

İstiklal Marşımız,  bu beste ile Kahraman Sütçü İmam’a simokin, Nene Hatun’a da tango kadın elbisesi giydirilmiş gibi eğreti duruyor. Bundandır ki, İstiklal Marşı’nın bestesinin değişmesi konusu yıllardır muhafazakâr aydınların ve de siyasetçilerin gündeminden hiç düşmedi.

Ancak, yine bugüne kadar da kimse bu eğreti duran besteyi değiştirmedi. Çünkü tüm Türkiye’ye mal olmuş bir değerin yine her kesim tarafından kabul görecek bir bestesini yapmanın riskleri büyüktür de ondan değiştiremedi.

İşte sıkıntı da burada…

Eğer yine iktidar ve muhalefetin üzerinde anlaşacağı bir beste yapılabilirse bunda sorun olmaz, bilakis İstiklal Marşı gerçek kimliğine kavuşur. İçerik ve biçim bütünlüğü sağlanmış olur. İnanın! İstiklal Marşı’nın yeni bestesi ile ruhlarda uyandıracağı etki de eskiye nazaran çok daha derin olacaktır. Amacına daha çok hizmet edecektir.

Aksi halde iktidar partisinin tek başına yapacağı bir beste, muhalefetin karşı çıkması ile ideolojik bir zemine  konacak ve öyle görülecektir.

Bu durumun sonucu ne mi olur?

Öncelikle İstiklal Marşı’mıza yazık olur. Çünkü bu ortak değerimiz üzerinden yeniden bir kutuplaşma başlatılacaktır.  Sosyal medya denilen sınırsızlığın ve pervasızlığın kol gezdiği bir yerde bizi biz yapan ortak değerimiz itibarsızlaştırılmaya, değersizleştirilemeye, sıradanlaştırılmaya çalışılacaktır.

Daha da kötüsü, AK Parti ve iktidarda olduğu sürece resmi kurumlar yeni besteyi çalarken, muhalefet de inadına eskisini kullanacak. Böylece bestesi değişik olan iki farklı İstiklal Marşı olacaktır. Biri diğerinin marşını beğenmeyecek, muhtemelen saygı da itibar da etmeyecektir.

Emin olun, böyle bir bölünmenin vereceği zarar, İstiklal Marşı’nın şimdiki halinin verdiği zarardan daha fazla olacaktır.

 

 
Toplam blog
: 81
: 623
Kayıt tarihi
: 18.10.17
 
 

1963 yılında dünyaya geldim. 1985 yılında Atatürk Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde..