- Kategori
- Hukuk
İstirdat davasına bilirkişi raporu örneği

Görsel "itusozluk.com"
Örnek bilirkişi raporu hazırlamaya çalıştığım varsayıma dayalı uyuşmazlığın konusu; taraflar arasında dava konusu edilen çeklerin davacının elinden rızası hilafına çıkıp çıkmadığı, çeklerin ticari ilişki kapsamında verilip verilmediği ve istirdat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Olayın özelliği; davacı ve davalı tarafa mahkemece verilen kesin sürenin ardından, dava dosyasının, mahkemeye sunulan belgelerle beraber, önceki bilirkişiye yeniden verilmesi ile ek rapor istenmesine, bu nedenle mahkemece duruşmanın ileri bir tarihe bırakılmasına karar verilmiş olmasıdır.
* * * * *
Dava Konusu : İstirdat (Ticari satımdan kaynaklanan)
İncelemeye Verilenler : 1 Adet 2013/000 E. dava dosyası, davalı şirketin 2012 yılı ve 2013 yılına ait Yevmiye Defteri.
1- DAVANIN KONUSU VE AÇIKLAMALAR
Tarafların dava dosyasında mevcut beyanları da nazara alındığında uyuşmazlığın konusu; taraflar arasında dava konusu edilen çeklerin davacının elinden rızası hilafına çıkıp çıkmadığı, çeklerin ticari ilişki kapsamında verilip verilmediği ve istirdat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
2 - BİLİRKİŞİYE YENİDEN TEVDİ EDİLEN GÖREV
Sayın Mahkemenin 00.00.2013 tarihinde verilen ara kararı uyarınca, davacı vekilinin tedbire yönelik talebinin reddedildiğine ilişkin karar oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında dava konusu edilen çeklerin davacının elinden rızası hilafına çıkıp çıkmadığı, çeklerin ticari ilişki kapsamında verilip verilmediği ve istirdat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında, davalı defter ve kayıtları üzerinde yapılmakta olan inceleme sürecinde;
2.1. Sayın Mahkemenin 00.00.2013 tarihli celse no:0 sayılı duruşmanın 1 no'lu kararında; davacı vekiline, önceki bilirkişi raporu içeriğine karşı yazılı beyanda bulunmak üzere belirtilen dava konusu çeklerde davacının hangi konumda bulunduğuna açıklık getirmesi için mehil verilmiştir.
2.2. Anılan duruşmanın 2 no'lu kararında davalı vekiline, önceki bilirkişi raporu içeriğinde belirtilen belgeleri sunması, yazılı beyanda bulunması için mehil verilmiştir.
2.3. Taraflara verilen kesin sürenin ardından dosyanın sunulan belgelerle beraber önceki bilirkişi olarak tarafıma tevdi ile ek rapor tanziminin istenmesine bu nedenle duruşmanın 00.00.2014 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir.
3 - DAVACI BEYAN DİLEKÇESİ:
4 - DAVALI BEYAN DİLEKÇESİ:
5- YAPILAN İNCELEMELER ve KANAAT:
5.1. Davalı yan ..... İLETİŞİM TURİZM İNŞAAT OTO KİRALAMA SAN. VE DIŞ TİC.LTD. ŞTİ. 2012 ve 2013 yılına ait Yevmiye Defteri, incelenmesi için tarafıma tevdi edilmiş ancak yargı denetimine elverişli bir rapor tanzimi için anılan yıllara ilişkin bütün hesap bilgileri ticari defterlere tam ve doğru olarak kaydedilip, KEBİR, ENVANTER ve cari hesap bilgilerinin de incelemeye ibrazı gerekir iken sayılan kebir ve envanter defterleri ile taraflar arasında çeklerin ticari ilişki kapsamında verilip verilmediğini tespit edebileceğimiz cari hesap bilgileri incelemeye ibraz edilmemiştir.
5.2. Davacı tarafın gerçek kişi olması sebebiyle ticari işletmesinin bulunmadığı, bu nedenle ticari defterlerinin bulunmadığı, defter ibraz edemeyecekleri önceki bilirkişi raporumuzda belirtilmiştir. Taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı yahut çeklerin ticari ilişki kapsamında verilip verilmediğinin Sayın Mahkeme'nin denetimine açık bir şekilde tespit edilebilmesi için, davacı yan 00.00.2013 tarihli beyan dilekçesinde sözünü ettiği A..... B.....'ın ortak ve yetkilisi olduğı ..... Kimya San. ve Tic. A.Ş.nin cari hesap bilgilerinin de incelenmesi gerekir. Bu nedenle davacı yan ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunmadığı yönündeki iddialar karşısında çeklerin ticari ilişki kapsamında alındığı hususu ispata muhtaçtır.
Dava dosyasında mevcut, İstanbul Ticaret ve Sicil Müdürlüğünden celbedilen, 00.00.2013 tarih ve 000 / 0000 sayılı sicil kayıtlarına göre; 000000 sicil no'lu ..... Kimya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, yönetim kurulu üyesi ve münferiden temsile yetkilisi A..... B....., müştereken yetkili müdür C..... D....., olmak üzere şirketin son tescilini 00.00.2013 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır.
Nitekim davacı A..... B....., dava dışı şirket ..... Kimya San. ve Tic. A.Ş.nin yetkilisi olmakla birlikte, dava dışı şirket ..... Kimya ile davalı ..... İletişim arasında ticari ilişkiler bulunduğu ancak, dava konusu üç adet çekin, ticari ilişkiler sebebiyle davalı şirkete verilmediği, davacı, dava konusu üç adet çeki imzaladığı ve fakat davalı şirket ticari ilişki gereği, üzerine düşen mal teslimi ve hizmet edimini yerine getirmediği davacı yan beyanıdır.
5.3. Davalı şirkete ait 2013 yılına ait yevmiye defterinin açılış tasdikinin yasal sürede yapılmış olduğu, henüz cari dönem içinde bulunulması sebebiyle şirketin 2013 yılına ait yevmiye defterlerinin Türk Ticaret Kanununun ilgili hükmü gereğince yeni senenin içindeki sürenin sonuna kadar notere yaptırılması gereken kapanış (Görülmüştür Şerhi) tasdikinin yapılmamış olduğu önceki raporumuzda tespit edilmiştir. Bu durum "henüz" bir eksiklik olmamakla beraber, cari yıl tamamlanmış olduğuna göre davalı şirketin 2013 yılına ait ticari defterlerinin yılsonu kapanış kayıtlarının da usulüne uygun olarak ticari defterlerine işlenmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle T.T.K. ilgili hükmüne göre ticari defterlerin sahibi lehine "delil" vasfını taşıyabilmesi için, kayıtlar usulüne uygun olarak tamamlattırılmalıdır.
5.4. Davalı yan 2013 yılına ait yevmiye defterindeki işlemlerin 00.00.2013 tarihine kadar kaydedilmiş olduğu, en son yevmiye kaydının 00.00.2013 tarihinde, 000158'inci sayfaya, 264 yevmiye maddesiyle, (Pasif hesap: "300.01.2":3.121.44.TL) karşılığı (Aktif hesap: "300.04": 3.121.44.- TL) olarak işlendiği, bu suretle dönem Yevmiye Toplamı; B:11.679.594,71.- TL , A:11.679.594,71.- TL olarak görüldü, tarafımızdan "görülmüştür" şerhiyle usulünce imza altına alınmış olmakla beraber davalı vekili, son inceleme mevzuunda muttali olmuştur.
5.5. O halde, evvelemirde taraflar arasında ticari ilişki olduğunun ispat külfeti davalı şirkete aittir. Bu davada öncelikle davalı davacı ile aralarında ticari ilişkinin varlığını ispat etmek ve bu yön gerçekleştiği, yani çek karşılığının varlığı sabit olduğu takdirde de davacı, çeklerin ödenmesi lazım gelmediğini ispat eylemek zorundadır. Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan işlemin faturaya, mal alım satımına ve teslimine yönelik bir belgeye dayandığı ispata muhtaçtır. Nitekim dava dosyasına mübrez ... 40. Noterliği 22.03.2013 tarih ve 07095 yevmiye numaralı ihtarname fotokopisinden anlaşıldığı üzere; dava dışı ..... Kimya ile ..... İletişim arasında sözleşme gereği teslim edilmesi gereken cep telefonu ve aksesuarları teslim edilmediğinden ..... İletişim'e ödenmiş olan meblağın, ..... Kimya'ya iadesi ve yine ..... İletişim'de bulunan dava dışı bir adet çekin ..... Kimya'ya iadesi ihtar olunduğu,
Davacı vekilince dava dosyasına mübrez Asliye Ticaret Mahkemesi 2013 / 000 - 000, Esas ve Karar sayılı dosyasına ait 00.00.2013 tarihli kararda keşidecisi ..... Kimya A.Ş. olan dava dışı iki adet çekin kaybolduğundan bahisle açılan davada, davanın kabulüne, çeklerin iptaline karar verildiği, anlaşılmakla; bu durum, davalı yan aleyhine olarak davacının iddialarını bilhassa kuvvetlendirmektedir.
Öte yandan, davalı (yukarıda da açıklandığı gibi) bu iddiayı çürütecek aynı kuvvette delil ibraz etmemiştir. Bu nedenle, huzurdaki davada davalı şirket, üç adet çekin ticari ilişki kapsamında verilip verilmediğini ispatlayamamış olduğu görüş ve kanaatindeyim.
5.6. Huzurdaki davanın (ticari satımdan kaynaklanan) "istirdat" davası olması hasebiyle "genel ispat kuralı" muvacehesinde davalı yan ..... İletişim Ltd Şirketi'nin istirdat davasına konu olan çekler nedeniyle alacaklı olduğu yönündeki savunması da ispata muhtaçtır. Şöyle ki; çekin keşidecisinin rızası hilafına elden çıktığı durumlarda, keşidecinin ödeme yasağı koyması ve bankaya bildirmesi yeterli olup, ayrıca bir iptal davası açması gerekmez ( TTK. m. 711/3 ). Açılan iptal davası hasımsız olup dava sonucunda verilecek iptal kararı çek hamili üçüncü kişileri bağlamaz. Bu nedenle, iptal kararından sonra çeki takibe koyan hamil aleyhine açılacak menfi tesbit davasında, davacı bu çekten dolayı borçlu olmadığını ispat etmesi gerekir. Davacı yan, çeklerin rızası hilafına elinden çıkmış olduğunu ve bu çeklerin davalı tarafa nasıl geçtiğini bilmediğini ileri sürdüğüne göre, taraflardan iddia ve savunma doğrultusunda delilleri sorulup, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği, YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ, E. 1996/6249, K. 1997/951, T. 6.2.1997 emsal kararında da yer almıştır.
5.7. Sayılan nedenlerle davalı şirketin ticari defterleri davanın bu aşamasında "kesin delil" vasfını haiz olmamakla birlikte; davalı şirket muhasebe kayıtlarında "TAKİPTEKİ ÇEKLER" 101.03 hesabının dava tarihi itibariyle 75.913.00 TL borç bakiyesi vermesi, bu nedenle davalı şirketin davacıdan 75.913.00 TL alacağının hesaplanması karşısında, dava konusu üç adet çek 73.013,00 TL toplam bedeli ile çelişkilidir. Delillerin nihai takdir ve değerlendirilmesi Yüce Mahkemeye aittir.
5.8. Öte yandan, dava dosyasına mübrez ... 40. Noterliğinde 00.00.2013 tarihli ihtarnemenin tetkikinde; "İlk bakışta çekin kıymetli evrak olduğu, sebepten bağımsız olduğu, çekin verilmesinin sebebinin mal ya da hizmet alışverişi olduğu ve ancak mal ve hizmetlerin sözleşme tarihinde teslim edilmemiş olması" huzurdaki davada "ödemenin ne şekilde kabul edilebileceği" sorunsalını da ortaya koymaktadır. Yargıtay 19. HUKUK DAİRESİ, E. 1999/5056, K. 1999/7541 sayılı 9.12.1999 tarihinde verdiği emsal kararı, mevzuya açıklık getirmektedir: Kararda "Takibe konu çeklerin ileri tarihli olarak verildiği anlaşıldığından bu çekler bir ödeme aracı niteliğinde değildir." hükmündedir. Arz ve izhına çalıştığımız nedenlerden ötürü davalı ciranta-lehdar olarak işbu çekleri elinde bulunduran davalı tarafın "kötü niyetli" olduğundan da söz edilemeyecektir. Bu yöndeki davacı iddiaları ile bütün delillerin değerlendirilmesi ve nihai takdiri Yüce Mahkeme'ye aittir.
5.9. Davalı şirket yevmiye defterinde; dava konusu toplam çek meblağı ile uyuşmayan çek kayıtlarına göre, defter kayıt ve belgelerin ihticaca salih olarak tutulmuş olduğunun kabulü mümkün değildir, kaldı ki davalı yan ticari defter kayıtlarında incelediğimiz davacı vekilinin beyanları karşısında, davaya taraf olanlarca herhangi bir başkaca, ticari defter kaydı, açıklama ya da beyana da rastlanmamıştır.
5.10. Bu hususu İİK 72 çerçevesinde ele almak gerekir. Yargıtay emsal kararlarıyla da sabit olduğu üzere, (ticari satımdan kaynaklanan) istirdat davasında "borç ilşkisinin mevcut olmadığı iddia edildiği taktirde ispat yükü alacaklıdadır". Huzurdaki somut davada, davacı yan, borç ilişkisinin herhangi bir şekilde mevcut olmadığını ve doğmadığını iddia etmektedir.
Fakat, önceki maddelerde de bildirdiğimiz gibi davacı yan, bankaya çekin rızası dışında çıktığını beyan etmesi ve bu durumu (ticari satımdan kaynaklanan) istirdat davasında delil olarak kullanması, davanın ispatı için yeterli değildir. Yani bu durumu kesin delil olarak sunup davayı kazanamaz. Sayın Mahkeme'ye dava konusu üç (3) adet çekin rızası dışında çıktığını iddia ettiği davacı yan, bize göre bu durumu yalnızca yazılı bir delille ispat edebilir. Aksi halde herkes çıkıp mahkemede çek benim rızam olmadan çıktı diyebilir. Bu konumda bütün davaların kabul edilmesi gerekir ki bu durum kambiyo senetlerine uygun düşmez. Bu koşullarda açılan davanın reddedilmesi gerektiği Yüce Mahkeme'nin takdirindedir.
5.11. Kaldı ki; (ticari satımdan kaynaklanan) istirdat davasında ispat yükü doğal olarak alacaklıdadır. Zira davacı yan bir durumun mevcut olmadığını iddia etmektedir. Yok olan bir şeyi ispatlamanın mantığı da yoktur. Burada alacağının var olduğunu alacaklı ispatlamalıdır. Alacaklı elinde yazılı bir belge üstelik sebepten mücerret bir varaka olan çeki ibraz ederse bu durumda doğal olarak ispat yükü yer değiştirecektir. İspat yükü davacı yana geçtiğinden, sebepten mücerret olan dava konusu üç (3) adet çek ile borçlu bulunmadığını davacı yan ispatlamak durumundadır.
5.12. Bir husus daha gözden kaçırılmamalıdır ki; çek, davacı müvekkilin elinden rızası dışında çıktığı öne sürülmektedir, kabul edilse bile alacaklıyla borçlu arasında bir borç ilişkisinin bulunmadığı hususunu yazılı bir delille ipat olanağı bulunmadığı varsayımıyla, karşı tarafın alacağına kanıt olarak sunduğu çeklere karşı mağduriyetini giderecek, ispat yoluna ilişkin bir görüş oluşturmak gerekir ancak, bilindiği gibi çek ve senetler para hükmündedir ve borcun sebebinden mücerrettirler. Yani davacı müvekkil ile alacaklı arasında herhangi bir ticari ilişki olup olmadığı çek ve senetler için önemli değildir. Yine ancak senetlerdeki malen kaydı bu aşamada mal verilip verilmediği noktasında ispat açısından ayrık bir durumdur. Bunun dışındaki durumlarda, arada ticari ilişki olup olmadığının bir önemi yoktur. Bu nedenle çek ve senet davalarının hemen hepsinde yazılı bir belge ile ispat zorunluluğu getirilmiştir. Bu konuda birçok Yargıtay kararı da mevcuttur. Bilirkişi olarak bize göre; davacı yan elinde rızası dışında çıktığını ispata yarar yazılı bir belge yoksa, huzurdaki davanın kabulüne olanak bulunmamakla birlikte, başka bir görüş ise "ağır kusur / ziya gibi maddi bir durumun ispatı için yazılı belgeye ihtiyaç olmadığı gibi böyle bir durumun yazıyla ispatlanması da mümkün değildir. Bu durumda tanık dahil her türlü delil dinlenebilir" yönündedir. Ağır kusur / zayi durumları elbetteki tanıkla ispat edilebilir. Ancak bu durum (ticari satımdan kaynaklanan) istirdat davasında da ileri sürebilmesi için "tanık" yoksa durumun ispatı mümkün değildir.
5.13. Davacı vekili 00.00.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu üç adet çekin, davalı ..... İletişim Ltd. Şirketi'ne nasıl geçtiğini bilmediklerini, ..... İletişim'in iktisapta ağır kusurlu olduğunu, müvekkil ile davalı şirket arasında ticari bir ilişki gereği olarak da sözkonusu çekler davalı tarafa verilmediğini, müvekkilin davalı tarafa herhangi bir borcunun da bulunmadığını, gerek davacı müvekkil A..... B.....'ın gerek ortağı ve yetkilisi olduğu ..... Kimya A.Ş. ile davalı şirket arasında mal alım satımı ve teslimi olmadığını, fatura ve irsaliye de olmadığını, sözkonusu çeklerden dolayı müvekkilin davalı tarafa borcu olmadığını, iddia etmiş, dava dosyasına mübrez 00.00.2013 tarihli delil listesinde Tanık dinletme hakklarını ve karşı tarafın delillerine karşı delil sunma hakkını saklı tutarak delil listelerini arz etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay emsal kararlarında ( ... Davacı tarafından açılan davada, düzenlenmiş ve yeddinde bulunan çeklerin davalılarca meşru olmayan yollardan daha açık bir anlatımla ağır kusur / zayi yoluyla ele geçirildiği iddia edilmiş olmasına göre HUMK.nun 294. maddesi hükmünce iddianın şahitle ispatına imkan bulunmaktadır. Mahkemenin bu yönü gözetmekten ve noksan tahkikatla davayı reddetmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; (mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı..) olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Şu durum itibariyle dava konusu somut olayda, yaşamın normal akışına göre çeklerin alacaklı elinde olması doğaldır. Davacının iddia ettiği gibi, bir an için bu çekler davalı yan eline ağır kusur / zayi nedeniyle geçmiş olsa bile, somut olay itibariyle bunların ödeme veya davalı alacaklının alacağından vazgeçmesi nedeniyle davacıya iade edildiği iddia edilmediğine, dosya kapsamından da bunun aksini gösteren herhangi bir delil ve emare bulunmadığına göre halli gereken sorun bu çeklerin geçerli olup olmadığını saptamaktan ibaret olmalıdır. Davalı yan genel olarak bu hususun kendileri için önemli olduğunu, kurtulma nedeninin bunun kanıtlanmasına bağlı bulunduğunu savunmakta olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı iddiasını kanıtlamak için tanık göstermiştir. Tanıkları hangi konuda dinleteceğini 00.00.2013 günlü dava dilekçesinde ve 00.00.2013 tarihli delil listesinde "Hamili olduğu çekleri kaybetmesinden dolayı mağdur duruma düştüğü ve çekler kendisine iade edilemez ise telafisi imkânsız zarara uğrayacağını, mağdur olmaması için dava konusu üç adet çekin davalı taraftan alınarak kendisine geri verilmesini isteme zorunluluğu doğduğunu" kanıtlamak amacı ile dinleteceğini belirtmiştir.
5.14. Yüce Mahkeme'nin takdir ve değerlendirmesinde olarak, huzurda yapılacak iş, bu üç adet çekin geçerli olup olmayacağını tartışmaktan ibaret olmalıdır. Bu durumda sözü edilen çeklerle borçlusunun iddia ettiği gibi ve önceki raporumuzda tespit edilerek, iş bu raporumuzun "5.3." maddesinde de açıklandığı üzere ticari defter kayıtlarına göre, taraflar arasında hacmen "ticari münasebet" iddiasında yeterli veriye ulaşılamadığı, davalı yevmiye defterine kaydedilmiş çek hareketleri mevcut olduğu, ticari münasebet iddiasının ayrıca ispata muhtaç olduğu, davalı şirket ticari defter kayıtlarında çek alış verişine dair kayıtların olması ve ancak bu çeklerin davacı yan kabulünde olmadığı, buna rağmen, arkasında davacı yan ciranta kaydının olduğu, taraflar arasında çek alış verişinin ticari münasebet dışı başka amaç için verilmiş olabileceği ancak hali hazır dosya kapsamında bunun tespit edilemeyeceği, sonucuna varmış bulunmaktayım.
Bu nedenle dava konusu somut olayda tanık dinlenmesi sonuca etkilidir ve Sayın
Mahkeme'nin takdirinde olarak tanık dinlenmesi de gerektiği görüş ve kanaatindeyim.
Tarafıma bilirkişi raporu düzenlemek üzere tevdi edilen 1 Adet 2013/000 E. dava dosyası ile birlikte davalı şirketin 2012 yılı ve 2013 yılına ait Yevmiye Defterleri ilişikte takdim edilmiştir. 00.00.2014 İST.
(Örnek olarak varsayıma dayalı düzenlenen işbu raporumuzdaki bütün delillerin nihai takdir ve değerlendirilmesi Yüce Mahkemelere ait olduğu unutulmamalıdır.)
Bilirkişi
Ahmet AK
Mali Müşavir, müdür.
(Borçlar Hukukunda Uzman)