- Kategori
- Şiir
İsyanımız var; Acıya katık edip haykırdığımız

Benzemiyor diğerlerine, Soma’da ölüm başka
Hiçbir şeye benzemez, komada ölüm başka
Şaka değil, bunun adı dumandan ölüm.
Fukara ölümüdür bu, hiç yoktan gelir.
İsyansızdır, tevekküllüdür garip gurabada ölüm.
Lakin benzemez bu kez diğerlerine, bu isyan başka.
İsyanım var; acıya katık edip haykırdığım.
Gözünde yaş, bakışlarında acı, yüreğinde hüzün
Soruyor on ikisinde bir oğlan çocuğu
Nerde benim, dağları delen babam?
Benim daha çocuk, onunsa delikanlı hayalleri vardı,
Hayallerimiz hangi göçükte kaldı?
İsyanım var; acıya katık edip haykırdığım.
Elleri böğründe bağlanıp kalmış
Yüreği ortadan ikiye bölünmüş
Taze gelin kadın soruyor?
Nerde benim “kömür karası” gözlüm
Kömürden kara “kara yağız” yiğidim.
Hangi göçükte? Taptaze aşkım, ebedi sevdam.
İsyanım var; acıya katık edip haykırdığım.
Analar ağlıyor Soma’da “dolu dolu”
Her yer “Anadolu”, her yer acı dolu.
“Bu kaçıncı ölüm” soruyor analar gözleri dolu.
Ve biz daha kaç kez öleceğiz,
Kaç evladı sineye gömeceğiz?
Anlayın artık, görün artık ve de duyun artık.
İsyanımız var; acıya katık edip haykırdığımız.
Yüreğim yangılı,
Yüreğim sancılı,
Yüreğim acılı,
Sorma artık, neden diye
Anla artık, anla gayrı!
İsyanım var; acıya katık edip haykırdığım.
Gazlı uykusunda anlatır madenci:
Benzemez beyaz çarşaflar üstünde ölmeye
Fukara ölümüdür bu.
Gelir bizi bulur, hiç yoktan.
Üç günlüktür yasımız,
Unutulur gideriz çoktan.
Daha çıkmamışkan cesedimiz ocaktan.
Hesabımız kesilmiştir çoktan.
Yoktuk zaten biz daha en baştan.
Yine geldi buldu ölüm bizi hiç yoktan.
Sorgu sual etmeden, aldı bizi Soma’dan.
Bizim de bir isyanımız var artık; acıya katık edip haykırdığımız.
Galip UYAR/ 15 Mayıs 14