- Kategori
- Dostluk
İtiraf ediyorum
Çok sevgili dostumun annesi, annemim şehir dışında olmak zorunda olduğu uzuuun çocukluk kışlarımda, annemin yerine koyduğum pamuk gibi yumuşacık ...teyzem, kapımdan içeri giriverdi. Yanında çok sevgili dostum ve kardeşlerinden bazıları vardı. Akşamın bu saati, ben hastanedeyim, hayırdır inşallah.
....Teyze'nin gözlerinin içine kadar sap sarı olduğunu daha girer girmez farkettim. Bu sarılık korkudan beti benzi atmış sarılığı değil, bildiğiniz limon sarısı idi. Mesleki ön sezilerim ve bilgilerim bunun pek hayra alamet olmadığını haykırdı. İçimde bir şeyler koptu ki tarif edilmez, yaşanır. Gülümsedim. Portakal gibi olmuşsun diye dalgamı geçtim...Hepsinin gözlerinde bir kaygı, benimkiler ise kaçıkaçıveriyor... Ultrason, tomografi... bana ömür gibi gelen tetkik dönemi, biriki gün içinde tamamlanıyor: Kaynağı belirlenemeyen yaygın bir kanser, yapılacak belli, yoğun bir ilaç tedavisi, başarı ihtimali çok düşük. Durum fazlasıyla kritik.
Yılların içtenliği, tüm kardeşler sorularını bana soruyor. Ama sormak için değil iyi bir yanıt vermem için, veremiyorum, geveliyorum. Gevele aşağı gevele yukarı, bir hekimim ama gece evde uzun uzun ağlıyorum: 'Tanrım nasıl söylerim diye'. En büyük ablaya söyleyebiliyorum. En sevgili dostumu, hep es geçiyorum... Üç-beş gün. Sonunda dostluğun gereğinin gerçeği söylemekten kaçmak değil, gerçeği tüm yönleriyle konuşmak olduğunu içime yediriyorum. Bir çay ısmarladığım hastane kantininde söyleyebiliyorum ona.
Sonra tercihlerini başka bir hastane yönünde kullanıyorlar. Onlardan gelen herbir telefon, içimi titretiyor. Herbir ziyaretim, törensel bir umut gösterisi oluyor. 3 ay kadar sonra pamuk yumuşaklığındaki ...Teyzemi kaybediyoruz.
Bildiğime, bilgime bulantıyla bakıyorum bir süre. Bu felaket haberi veren olmaktan nefret ediyorum. Boğazı bile ağrısa bir yakınımın hastalığıyla ilgilenen ben olmak istemiyorum. Haberi veren değil de çareyi bulamayan benmişim duygusu ile içim içimi yiyor. Bir de acının öfkesiyle, doktora hemşireye yüklenen olumsuzluklar. Onların dostuyum yanlarında olmalıyım bir taraftan, bana baktıklarında o felaket günleri yeniden yaşıyorlar duygusu bir taraftan sıkıştım kaldım uzun zaman...
Şimdi, kabullendiler belki gerçeği, hepimizin öyküsünün bir sonu olduğunu, bir noktada yapılabileceklerin tükendiğini.
Ama ben ...teyzeciğimin sonunun habercisi olduğum gerçeğine hala alışamadım. Tam iki yıl oldu.
Mesleğimle ilgili alışamadığım ve asla alışamayacağım tek görev bu. İtiraf ediyorum.