Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İyi niyet tacirliği

İyi niyet tacirliği
 

Meşhur bir vejetaryenin isminin kasap dükkanına verildiğini düşünün. Şimdi bu saçmalığa ileri derecede zekâ gözüyle bakabilir misiniz? Kömürcü dükkanına “Kara Elmas” ismini vermenize kimse karşı çıkmaz. Kalkarda “Elmas Hanım” derseniz kıyamet kopar. Her yörenin ilim, spor, sanat alanında meşhurları vardır. Onları hatırlatmak amacıyla değişik yerlere isimlerini verebilirsiniz. Ancak bu yerlerin o insanların kimlikleriyle ters düşmemesi gerekir. Doğrusu da budur.

Bölgemize bakıyorum. Dünya çapında efsanevî güreşçimiz Yaşar Doğu’nun isimlerini önüne gelen bir yerlere veriyor. Kimi pastaneye, kimi kahvehaneye, kimi derneğe vs. Canım kardeşim, Atasporumuz güreşte Dünya ve olimpiyat şampiyonu olmanın yanı sıra, spor ahlakının da yıldızlaşmış ismi olan Yaşar Doğu’nun senin pastane tabelânda ne işi var? Bakkalına, marketine koyacak başka isim bulamadın mı? Geçenlerde bir derneğin önünden geçiyorum. Tabelâ’da Yaşar Doğu’nun isminin yanında birde fotoğrafı var. Dernek Lokalinde insanlar harıl harıl okey, kağıt vs. oynuyorlar. Mahcup oldum, utandım. Bu ne dünya be dedim kendi kendime. Hayatta olsa kapısından içeri adım atmayacağı salonun üstünde kendi adı var. Yaşar Doğu kültürü böyle mi yaşatılır?

Ah şu bizim iyi niyet tacirliğimiz yok mu? İstismarcılıkta birinci sırayı kimseye kaptırmıyoruz. Ülke geneline hakim bir tavır bu. Sağolsunlar belediyelerimiz de zaman zaman kendilerinin de düştüğü böyle hatalara gözü kapalı izin veriyorlar. Vatan kebap salonu, Cihat köfte salonu, Mevlâna Etli Ekmek Salonu, Hacı Bektaş Restaurant,

Kıbrıs Barış Harekâtından sonra bu ismi vermek adet haline gelmişti. Sigara dumanından içine giremediğiniz, oyun kahvelerinin adı bile “Kıbrıs” olup çıkıvermişti. Sanki biz Kıbrıs’taki başarımızı kahvehanelerde elde etmiştik. Yaklaşıp neden bu ismi verdiniz diye sorunca “Sevgimden” diyorlar. Görüyorsunuz ya sevgi nelere kadir değil ki? Hele de bizdeki sevgi. Köfte, ekmek, lokanta, kasap, bar, oyun salonu, dükkân…ne gelirse önümüze. Sevgimizi ifade etmedik tabela bırakmadık.

Sadi Şirazi anlatıyor “Adamın biri bed bir sesle ezan okuyordu. Sesi o kadar kötüydü ki İstahr kalesinin dibinde okusa kale yıkılırdı. Adama bu bed sesle niçin ezan okuyorsun dedim. Bana Allah Rızası için dedi. Bende ona ne olur bundan sonra Allah Rızası için okuma dedim” Bizim hikayemizde Sadi Şirâzi’ nin hikayesinden aşağı kalmıyor. Bizimkiler bunu“sevgilerinden” dolayı yapıyorlar. Şimdi onlara “sevgiden dolayı” yapmayın desek, lütfedip de bizi anlarlar mı acaba?

İyiniyet duygusallığına bir son verip saçmalamayı bırakalım artık. Bu kadarı yeter. Meselâ böyle saçmalıklara başta değer verdiğim Yaşar Doğunun oğlu Prof. Dr. Gazanfer Doğu’da karşı. Her fırsatta söylüyor. Babamın vebalini almasın kimse diyor. Babama yakışmayan mekân ve onun ismiyle bağdaşmayan dükkan tabelâlarından isminin indirilmesini istiyor. Yerden göğe haklı. Öyleyse? Hepimize bir sevgi örneği daha gösterip bu yanlışı düzeltmek kalıyor.

Bir gün sizin isminizin de sizinle uzaktan yakından ilişkinizin olmadığı bir dükkân tabelâsında arz-ı endam ettiğini bir düşünsenize. ……… Bol Kepçe Çorba Salonu, süt mamulleri, sucukları vs. gibi… düşünebiliyor musunuz?

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..