İzmir Blog'un 2008’deki son toplantısı

Dün Kasım'ın son günü, son pazarıydı. Geceden yağan yağmur, öğlen saatlerinde, yerini ılık ve güneşli bir havaya bırakmış. Sanki bizim için.. Sanki, havayı güzel görüp, kendilerini çoluk-çocuk dışarı atan ve Kemeraltı’na gezmeye yada alışverişe gelen İzmir’lileri sevindirmek için.. Hava sanki kışın son günlerinde bahara döner gibiydi, güneş yukarıdan bize gülümsedi..

Yazıları düzenli okuyan blog dostları hatırlayacaklardır. Dün itibari ile bir sohbet toplantımız olacağını birçok arkadaş gibi bende duyurmuştum. Evet, dün daha öncekinin yerinde, Şükrü bey’in fincanda kahve limanı olan çınar altı gölgeli, küçük ve sevimli kedilerin cirit attığı, insana oturunca rahtsızlık vermeyen, yerinde buluştuk.

Daha önce de belirtmiştim. Aslında bu toplantıyı İzmir dışında yapacaktık ama herhalde sayın Mumcu ve sevgili Pınar’ın katkılarıyla, seneye ne olur olmaz deyip, 2008’i hoşlukla kapatalım diye bir toplantı daha düzenlendi.

Bu toplantıda, ikinci toplantıya nazaran, daha geniş bir katılımcı vardı. Ama gelmeyenler, gelemeyenler o kadar çoktu ki ? Bursa grubu bu toplantıda yoktu, onları aradık. Bu arada Adem kardeşimizin bir yakını vefat etmiş, baş sağlıkları diliyorum. Sanırım gelememesinde bu olay etkili oldu. Sağlık olsun !. Umarım 4. toplantıda buluşuruz..

Dün ne hoşluklar vardı, neler? Bir kere, bin bir zahmetle hazırlanan bir açık büfe yiyecek sunumumuz vardı ki, hazırlayanlara ellerine sağlık, getirenlere ayrıca teşekkürler.. Neler vardı, yoktu, bunları burada sıralamak pek doğru değil ama böreğinden, kekine, kurabiyesinden, pastasına hatta meyvesine kadar fazla fazla gelen tüm yiyecekler ve içecekler ve bir fincan bol köpüklü kahve, neşeli ortamda zengin bir ziyafet ortamı yarattı.

Ziyafetin zenginliği yalnız yiyeceklerimizle ve içeceklerimizle sınırlı değildi elbette. Aramızda değerli dostlarımız da vardı. Çoğu yeni gelen diğer dostlar gibi onlarda yeni gelmişlerdi. Dün aramızda bir an hani o <ı>“sana bu satırları/bir sonbahar gecesinin/felç olmuş köşesinden yazıyorum/beş yüz mumluk ampullerin karanlığında/ saatlerdir boşalan kadehlere.. “ diye başlayıp, <ı>“burası Agora Meyhanesi / burası kan tüküren mesut insanların yuvası” diye biten o meşhur şiiri yazan değerli şairi görür gibi oldum. Ama sonra ya ilgi gösteremediğimizden yada önemli işi olduğundan, onu daha sonra göremedim. Şiiri bir kez daha dinlemenin keyfi müthişti. Ama keşke neden ve nasıl yazıldığının öyküsünü ve şiirin orijinalini kendisinden dinleme keyfi ve şerefine erişebilseydik. Bu fırsat bir daha elimize geçer mi bilmem ama, şiiri seven ben bir kez daha aramızda görmekten büyük mutluluk ve onur duyarım doğrusu..

Sevgili Pınar ve Seda hiç boş durmadılar. Sağ olsunlar !.. Çok güzel bir Sonbahar günü geçirdik, hep birlikte.. Birkaç tane şiir ustasından şiir dinleme keyfi güzeldi. Keşke daha fazla şiir okuyup, dinleyebilseydik. Ama ne yazık ki, çevreden gelen bet ses terörünün esiri olduk. Bir bakıma bu değerli ustalar İyiki okumadılar dedim kendi kendime, yoksa af buyursunlar davulcu şeyi gibi kalacaktı ortalıkta !.. Bu da onlara saygısızlık olurdu. E, herkes Hilmi baba gibi gür sesli, genç ve dinamik değil ki. Okuduğu güzel deneme/şiiri neredeyse Kemeraltı’ndan bile duyulmuştur herhalde.. Eşinin rahtsız olmasına rağmen bizi yalnız bırakmadı, onunda ağzına ve gönlüne sağlık !.. Sevgili, değerli eşine, teyzemize de acil şifalar diliyorum..

Dün akşam saat 16:00 ‘dan sonra hava değişmeye başlayınca, konuklarımız erken ayrılmaya başladılar aramızdan. Ben en son ayrılanlardanım. Saat 18:00 gibi ayrıldım oradan, arkamda bir hoşluk ve yarı hüzün bırakarak. Birçok insanla vedalaştık, esenlikler diledik birbirimize ama hiçbirimizin aklına bir hafta sonra yaşayacağımız bayramı tebrik etmek aklımıza gelmedi. Ben de utandım kendimce. Birçok dosta mail attım ama ulaşamadığım kimilerine de bu yazı ile ulaşmış olayım.

Dün gelenler, gelmeyip de, gönülleriyle ve selamlarıyla bize katılanlar ve onur verenler, güzel elleriyle ve kalpleriyle o güzel yiyecekleri hazırlayanlar ve getirenler, güzel sohbetini ve hizmetini esirgemeyen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunar, bir hafta sonra yaşanacak olan Kurban bayramlarını da içtenlikle kutlarım.

Tadı damağımızda kalan bu toplantının bir sonraki ayağını, inşallah bahar’da yapacağız. Tüm blogdaşları bekleriz.