İzmir’e en çok Eylül yakışır!...

Şahsi fikrimdir, İzmir’in en güzel ayı Eylül’dür; hem güneşin hem denizin, hem de o vazgeçilmez balkonların tadı da en çok Eylül’de alınır…

Eylül bir anlamda özgürlüktür İzmirliler için; nefes alınamaz sıcaklıklar azalmış, gece saatlerinde ayak parmakları hafiften üşür olmuştur…

Omuzlara ince hırkalar da alınacaktır sonlarına doğru, kısa şort üstüne ince bir hırka tarifi imkansız bir haz verir insana; sevgilinin koynunda ısınmak gibi…

******

İzmirliler özgürlüklerine pek bir düşkündürler, keyiflerine de; ısrarla sanmaktayım ki Atatürk’ü en iyi İzmirliler anlar!

“Cumhuriyetin son kalesi” derler mesela, diyenler aslında pek de bir haklıdırlar!

Kurtuluşa en iyi tanıklık edenlerdir zira!...

İşte tam da bu yüzden ne değerini unuturlar ne de unutulmasına katlanırlar!

******

Özel günlerde, tepkilerde balkonlarını Türk bayrağı ile donatmaktan imtina etmeme gerekçeleridir bunlar!

******

“Gavur” derler aynı zamanda, laf…

Gavurluk keşke böyle bir şey olsa denilir, gülünüp geçilir; Dokuz Eylül’den dolayı sanırım gerçek İzmirliler hem Atatürk’ün hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin değerini gayet iyi bilir; lafta kalan durum ya da bir ezber değildir… Tapınma ise hiç değildir!

Mesele o ruhu yakalamaktadır!

O nedenle sağduyuları yüksektir; akıllarının yatmadığı şeylere evet demezler, mesela, asla!

******

Gerçek İzmirlileri tanımakta zorlanmazsınız: Sokağın ortasından saçlarını savurarak geçebilir her an alımlı bir kadın, ille de sokağın kuytusundan yürüyeyim diye bir kaygısı yoktur!

Başı öyle diktir ki, İzmir dışından gelenlerin abartılı bakışlarını görmez bile!

Görse de umursamaz ya, zaten!

Başı kadar göğsü, göğsü kadar yüreği… Yüreği kadar beyni özgürdür!

******

Gerçek İzmirli adam ayağında şipidik terlikleri, üzerinde şortu ama ille de sıcacık bakışları ile sohbet eder, kah elinde rakı kadehi kah sodası; galeyana getiremezsiniz mesela asla onu, gereksiz kavgalar, nahoş durumlar içinde, boşuna aramayın, göremezsiniz!

Zira, insanların konuşarak ancak anlaşabildiğini gayet iyi bilir!..

******

İzmir ve Atatürk, yani Mustafa Kemal Paşa ve Türkiye Cumhuriyeti yalnızca dokuz Eylül günlerinde hatırlanmaz burada; dedim ya bu bir görüş, bir anlayış, hissediş…

Bir ruh meselesidir yani…

Bir dokuz Eylül’de İzmir’in Kordon’undan arındıysa vatan düşmanlardan, günbatımında rakısını yudumlayan, köpekleri ile yatıp kalkan, eşi ile tavernada dans eden adamlar; saçları melteme eşlik eden kızlar, dekoltelerini bir sevdiklerine bir de imbata açan kadınlar…

Yaşlılık sınırına ulaşıp da hala siyasete kafa yoranlar…

Gerekirse bir başka Eylül’de hiç çekinmeden bir dokuz Eylül’ün daha peşinde giderler!

******

İzmirlilerin ve İzmirliler kadar Dokuz Eylül’ün anlamını bilenlerin gününü, Şeker Bayramı nedeni ile de hepinizin bayramını kutlarım!..