Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '07

 
Kategori
İzmir
 

İzmir'i anlatmayı özlemek

İzmir'i anlatmayı özlemek
 

Özlemişim… İzmir’imi anlatmayı özlemişim… Günlerdir, çok özel şeyler yazıyorum biliyorum, yine de İzmir’imi anlatmayı özlemişim. Aslında anlattıklarım hep şehrimde yaşadıklarım. Ama başlıkta “İzmir” yok ya kaç yazıdır; özlemim o yüzden.

Akşamüzeri, iş çıkışı Perpa’ya gitmem gerekiyordu; ablam için almam gereken şeyler vardı. Yorgundum biraz ama abla bu; istedi, alınacak. “Perpa da ne ?” diyorsunuz biliyorum. Yani İzmirli olmayanlar soruyordur bu soruyu; İzmirliler'e sorun… diyeceğim ama bugün keyfim yerinde söyleyeyim; perşembe pazarı demek. Hadi Bospa’yı da söyleyeyim; Bostanlı Pazarı. Bu iyiliğimi (!) unutmayın ama.

Eve yürüyerek döndüm ki yanlış hatırlamıyorsam altı otobüs durağı mesafesindeydi uzaklık, değilse de yormayın beni lütfen, zaten yorulmuşum. Ayakkabım da bütün gün ayağımda olduğunu anımsatırcasına ayağımı sıkmaz mı! Eve gelince ayakkabılarımı çıkarıp, şöyle buz gibi sulara tutup ayaklarımı, sonra da uzanmak ne keyifti, bilseniz.

Dinlendim ya biraz, yetmedi. Güneş yeni batmıştı, havada hoş bir serinlik, çay demlesem de balkonumda içsem düşüncesi aklıma gelir gelmez, canlandım. Yapılacak çok iş vardı; hortumu takıp, oğlumun odasının oradaki balkonu yıkadım önce ve çiçekleri suladım. Sonra öbür taraftaki; oturacağım balkonu, masayı, sandalyeleri yıkadım. Eh biraz da kendimi ıslattım tabi. Yoksa tadı çıkar mı? Çayı unutmadım merak etmeyin. Siz farkında değilsiniz ya ben ilk iş onu koymuştum. Ne de olsa demlenmesi için zaman gerekecek.

Hemen çayın yanında yemek için bir şeyler hazırladım; çingene pilavı yaptım ki bunu da Aydınlılar bilir; domates, taze biber ve soğan doğrayıp, kesik denilen bir çeşit çökelekle (lor değil, rica ederim) karıştırıyorsunuz. Sonra da üzerine şöyle kararınca mis gibi zeytinyağı gezdiriyorsunuz. Eğer yağ anneniz tarafından Aydın’dan alınmış ve gönderilmişse daha lezzetli oluyor tabi ya neyse. Biraz da siyah zeytin; Aydın dolaylarından ve anne tarafından gönderilmiş. Ayarlanabilir elektrik ocağımı masaya koyup, çaydanlığı da üzerine oturtunca artık gel de dinlenme! Siz bilmezsiniz, ben daha geçen yıla kadar almayı akıl edemediğim bu elektrik ocağı ve çayı sıcak içme alışkanlığım yüzünden ki tabi ki küçük bardakla, mutfağa gidip gelmekten ne yorulurdum bilseniz!

Ama ne balkonumun serinliği, ne şöyle masanın altına doğru ayaklarımı uzatıp, geriye doğru yaslanarak, mis gibi demlenmiş çayımı yudumlamak… Hiç biri değil, bu akşamüzeri beni böyle keyifli kılan. Mitinglerimizden sonra, ilk kez “haberleri” izlemenin keyfiydi bu; hani CHP ile DSP’nin güç birliği yaptığına dair haberleri izlemek.

Bugün işyerinde, ahbabım, dostum; İsmet Bey aradığında saat 15.30 olmak üzereydi; “Televizyona bak, CHP ile DSP birleşmesi hakkında açıklama yapılıyor. ” diyordu. Tam seyredememiştim ama önemli değildi. Telefonumun iyi çekmesi için en alt kattan yukarı çıkarken kardeşimi; Ümit’i aradım, ona da haber vermek için. Hızla çıkıyorum merdivenleri, aşağıdan seslendiler; bana telefon bağlamışlar. Bu arada Ümit açtı telefonu “Abla benim arayan, numaranı görünce onu kapadım.” dedi. O da bana bu haberi verecekmiş. Aynı anda geçmiş aynı düşünce aklımızdan; çocukluğumuzda “kahvaltıları” boşuna beraber yapmamışız.

Aslında benim şu anda hazırlık yapmam gerekiyor. Yarın Ölüdeniz’e gideceğim.Bu yüzden ablamın istediklerini almaya Perpa’ya gittim. Ama böyle bir keyfi yazıp, okuyanlara bulaştırıp çoğaltamasaydım, gezim içime sinmezdi.

Bu keyfi, Yirmi üç temmuz sabahına uyandığımızda, daha da çoğaltabilmek dileğiyle; mitingleri dolduran kadınlarımız ve çocuklarımız başta olmak üzere herkese keyifli akşamlar...

 
Toplam blog
: 210
: 3227
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

Yazmak... Öyle güzel, öyle hoş ve öyle derin bir eylem ki!.. Olmazları bile oldurabiliyorsun. "Ke..