Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '09

 
Kategori
İzmir
 

İzmirlim...

İzmirlim...
 

İzmirli olmak kolay değildir. Raconlarını yerine getirmek lâzımdır. İzmir bir aşk şehridir.


İzmir; Bir aşk şehridir, onu, yaşayanlar bilir…İzmir bir sedâ’dır, onu selendirenler bilir… İzmir bir rüyadır, onu görenler, yorumlayanlar bilir…İzmir bir sedadır, onu, çekenler bilir, İzmir bir mabettir, orada ibadet edilir.. Gâvur İzmir de denir kendisine, buna bayılır, zira işin ucunda Cumhuriyetçilik, vatanseverlik ve medeniyet vardır. Özel insanların barındığı bir âlem şehirdir İzmir ve de iftihar edilir.


İzmir’liyi tarif etseniz; İzmiri anlatsanız, yollar biter, nefes tükenmez. Meselâ siz İzmir’li misiniz? Nerden belli olur bu? Araba değilsiniz ki, plâkanız olsun da bakalım. İlk karşılaşmada belli olur hemencecik. Bir kere, geliyom, gidiyom diyorsa, ‘ Hah!’ deyip şüpheleneceksiniz. Paytonlarda kaykılmış gidiyorsa adam, bu kaykılmadan anlayacaksınız ossat! Çünkü, rahatını sever. Çekirdekçiye: ‘ ver ordan bir külah çiğdem’ dedi mi, bilin ki o , İzmir’lidir.


İzmir’e gelen, kısa zamanda huyuna suyuna alışır. Bir müddet sonra, hakiki İzmirli ile aradaki farkı kapatır. Sonradan İzmirli olan, daldan eğme değil, ‘Kökten sürme’ birer İzmirli olup çıkar.


Çatalkaya’da güneş batarken biralamak, Çeşme’de deniz girmek, Karşıyaka’da gezinmek, İmbata dönüp derin nefes almak, Kıbrıs Şehitleri Caddesinde sevgiliyle el ele tutuşarak dolaşmak, zeybek havası duyduğunda ‘Of anam of’ diye bağırarak oynayası gelmek, ardından da misilleme olarak ‘ İzmir’in kavakları’ şarkısını söylemek, rakıyı, tere ile içmek, arapsaçını bilmek, turpotu’nu, Radikayı, deniz börülcesi ile rakılamak, yazın Dikili, Foça Kuşadası’na tüymek,


İnsanlar bu saydıklarımızdan bir ve birkaçından test edildiğinde, ‘ Aha bu İzmirli’dir’ diyebiliriz.


Eskiden Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezlermiş. Şimdi işler daha çeşit. Selçuğa gidip, oradaki hava alanından kalkıp paraşüt yapabiliyorsunuz. Ya da Ölüdeniz yamaçlarından uçuyorsunuz. Devirler değişti.


İzmirli başka neresinden anlaşılır. Rahattır bir kere. Varacağı yer için hiç acelesi yoktur. Üç beş işi birden görür de. Vapurda, hem gazetesini okur, hem gevreğini yer, hem çayını yudumlar, hem peşine takılan güvercinleri gevreği ile yemler, fırsat bulursa, karşısındaki kızı keser. İzmirli kız da bu işe şaşmadan, bu maharetli adamı hayranlıkla seyreder kıpırdamadan. Daha ne olsun yani. İzmirli, simit demez. Gevrek der.


İzmirli kızlar güzeldir. Daha güzellerinin topuk arkasındaki ayak bileğinin arkası, horozun boynu gibi zarif ve ince kıvrımlıdır. Arakadan böyle görünürler.


Blogcumuz Gülgün Karaoğlu’nun; Tespitlerine göre de İmbata saçlarını savuran İzmirli kadınlar, dekoltelerini de denize ve sevdiklerine açarlar. (Daha ne desin?)


İzmirli başka bir şehre gittiğinde , İzmirini arar. Uzaklarda ise, ‘Ah İzmirim! Der. Küçükken, Kemeraltında kaybolmuşluğu da vardır.


İzmirli, espritüeldir. Birahanede, tuvaletin: ‘ Bira bu kapağın altındadır’ yazısını oturakta okuduktan sonra, garsona birasını ısmarlarken ‘ O kapağın altındakinden olmasın!’ diye de tembihini geçer muhakkak. Maksadı, garsonu, bıyık altından gülerken yakalamaktır.


İşte size, İzmir’eki gırgırlar. Bire bir yaşanmış cinsinden. Adam, gece yarısı taksi arıyormuş. Bir köşede, arabasını park edipte içinde yemeğini yemekte olan şöföre rastlamış. ‘ Müsait misin? ‘ demiş. O da sormuş: ‘ Ehliyetin var mı?’ diye. Adam dostlarına olayı şöyle anlatıyor: ‘ Karşıyaka’ya kadar taksiyi ben kullandım, o, paşa paşa yemeğine devam etti. İşte! Bunu hangi ülkede yaşayabilirsiniz. Di mi?


Bir arkadaş anlattıydı. Alsancakta gezinirken sıkışmış, McDonalds’a girmiş. Tuvalet bitip dışarı çıkmakta iken arkasından seslenmişler : ‘ Bir gün, yemeğe de bekleriz! ‘ İyi mi?


Birisini daha anlatıyorlar. Yaşlı kadın, belediye arabasına binerken, daha önceden parası yüklenmiş ‘Kent Kartı’ nı, bilememiş manyetik tablaya basmayı. Basınca, oradan ses çıkar ‘Biiipp! Diye. Kadıncağız kartını, şoförün yüzüne tutmuş, paso gösterir gibi. Şoför de güleç yüzü ile ‘Biiip’ yapmış. Ve millet kırılmış gülmekten. Ne şöför ama?!


Ankarada’yım. Belediye otobüsündeyim. Yerler kar içinde. Otobüste herkesin suratı beş karış. Uyudu uyuyacaklar. Ortalık sıkış tepiş. Tepede sönük bir gece lâmbası. Alışmamışım böylesi kapkara tablolara. Orta yerlerdeyim. Yüksek sesle bağırdım birden: ‘ Bu ne kasvet yahu. Hadi gelin, hepinizi İzmire davet ediyorum. Şöfer Bey, arabayı sağ çeker misin? Şöfer tınmadı. Ha uyudu ha uyuyacak. Yanı başımdan genç bir kız atıldı yüksek sesle: ‘ Ben varım’ dedi. Onca kişi içinden. Kıza sordum nerelisin? Diye. İzmirliyim demez mi?!


İşte İzmir ve İzmirliler. N’apcesin, böle böle işte !


Ört ki, ölem!

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..