- Kategori
- Ekonomi - Finans
Jeopolitik Riskler ve Ekonomi
Türkiye Ekonomisi sadece sayısal veriler üzerinden yönetilebilecek bir ekonomi değildir.Gelişmiş ülke ekonomilerine bakarsak eğer geleceğe dair hedeflerin beklentiler dahilinde tutarlı bir şekilde gerçekleştiğini görebiliriz.Bunun en büyük sebebi tabi ki düzgün ekonomik temeller ve güçlü merkezi yapıdır.Ancak bunun yanında ülkelerin coğrafi konumları ve jeopolitik riskleri de ülke ekonomileri için çok önemlidir.Neden bu kadar önemlidir peki?Jeopolitik konumun ekonomiyle bu kadar yakından ilişkisi nedir?Ekonomiye etkileri nelerdir?Bakalım...
Ülkemizin coğrafi olarak bulunduğu konumdan dolayı sürekli teyakkuz halindeyiz.Avrupa ile Ortadoğu arasında bir bağlantı konumunda olmamız,bulunduğumuz jeopolitik konumun ne kadar önemli olduğunu zaten ortaya koyuyor.Böyle bir konumda dış politikanın tutarlı olması ve siyasi olarak atılan adımların ülke ekonomisine zarar vermeyecek şekilde olması gerekiyor.Çünkü bu durum ile dış etkenlere karşı savunma ve silah sanayisine ayrılan bütçe doğru orantılıdır.Jeopolitik risklerin artması birebir olarak bütçe açıklarına veya da ekstra harcamalara yol açar.Bizim gibi cari açık veren ülkelerde bu durumun büyümeye etkisi negatiftir.
Yeni yıldan itibaren dünya genelinde yaşanan olağandışı olaylar tüm dünya ekonomilerini etkilemeye devam ediyor.Riskler arttıkça yatırımcı güvenli limana doğru kaçmak isteyecektir.Bunu Borsa İstanbul'da son iki günde yaşanan %10'luk düşüşten net olarak görebiliriz.Özellikle 28 Şubat günü borsa açılışta %10 satışla başlamış gün içerisinde ki alımlarla birlikte toparlanma yaşanmasına rağmen haftayı %4'ün üzerinde kayıpla kapatmıştı.Jeopolitik risklerin artmasıyla borsa bir aylık kazançlarını bir günde sildi.Tahvil faizleri Şubat başı itibariyle %10'un altına düşmüştü ancak ay içerisinde gelen olumsuz haberler ile birlikte faizler tekrar %12 seviyesinin üzerine çıktı.Zaten çıkacağını söylemiştik ancak bu olumsuzluk süreci hızlandırdıMerkez Bankası faiz indirim sürecine ısrarla devam etmesine rağmen piyasa gösterge faizleri yükselmeye devam etti.Çin'de yaşanan virüs salgını da bu durumu perçinledi.Özellikle bu salgının küresel olarak etkilerinin çok ağır olacağı düşünülüyor.Şuan için beklentiler salgının zararının Dünya Ekonomisine 1 Trilyon Dolar olması ve 5 Milyon Şirketin etkilenmesi yönünde.Bu beklenmedik olay bu yıl ki büyüme beklentilerinin tekrar gözden geçirilmesine yol açacak.Çin'de fabrikaların durması ile birlikte hammadde talebi azalmıştı ve talebinin de azalmasıyla birlikte petrol fiyatlarında rekor düşüş yaşanmıştı.Öyle ki düşüş trendi devam ediyor ve petrolün varil fiyatı 2016 yılından beri ilk defa 49 $ seviyesine kadar geriledi.Dünya Sağlık Örgütünün salgının beklenenden daha tehlikeli olduğunu açıklaması ve risk seviyesini yükseltmesi tüm dünya borsalarının satış yemesine sebep oldu.BİST100 endeksinin bir anda çakılmasında jeopolitik risklerin artmasının yanı sıra bu durumunda etkisinin büyük olduğunu net olarak söyleyebiliriz.
Sonuç
Son zamanlarda atılan siyasi adımlar malesef bütçe açığını arttıracak.Jeopolitik risklerin artmasıyla birlikte planlandığından daha fazla askeri harcamalar yapılacak.Eğer bütçe açığı yaşanmayacak deniyorsa demek ki bu durum dolaylı vergilerin arttırılması ile sonuçlanacak!Piyasalarda ise yatırımcı güveninin azalması borsadan çıkışları hızlandırabilir.Yani girilen bu süreçte ülke menfaatlerini koruma doğrultusunda atılacak adımların daha dikkatli yapılarak ekonomiye olumsuz etkilerininde göz önünde bulundurulması gerekiyor.
En karanlık zamanlarımızda ışığı görmeye odaklanmalıyız.