Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '12

 
Kategori
Siyaset
 

Jet uçaklarımız Suriye’de…

Jet uçaklarımız Suriye’de…
 

Giderek yükselen hiç uğruna savaş endişesi özellikle yandaş basın başta olmak üzere savaş çığırtkanlığına dönüşmüş durumda.

Halkın %90 dan fazlası savaşı istemediği halde iktidar büyük bir inatla Suriye bataklığına Türkiye’yi sokup şimdiden öngörülmesi imkansız zararlara uğratmaya kararlı anlaşılan. Bu çabayı büyük miktarda ordu birliklerinin Suriye sınırına kaydırılarak gerçekleştiriyoruz. Bir taraftan siperler kazılıyor, bir taraftan deniz ve hava kuvvetleri de bölgeye gönderiliyor.

Başbakanın biz savaşma taraflısı değiliz şeklindeki sözlerine kendisini bilemeyiz ama Türk halkından bir kısım başbakan müridi dışında kimsenin inandığını düşünemiyoruz. Değilse bizim cebimizden çıkan paralarla koca ordu neden sınıra sevk ediliyor? Her halde piknik yapmak için değil. Eğer Suriye’nin bize karşı herhangi bir hasmane tutumu olsa, kimse bu hareketlere itirazda bulunmaz. Oysa böyle bir durum yok. Kaldı ki, biz gerek onların teröristlerini ülkemizde beslemek, eğitmek, tedavi etmek, silahlandırmak gibi Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne hiç yakışmayacak provokasyonları yaptık ve hala yapıyoruz. İşte bunların sonuncusu.

“Geçtiğimiz günlerde Suriye’den atılan top mermilerinin düştüğü Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Hacıpaşa beldesinin sınır komşusu olan Suriye’nin Azmarin kasabası semalarında saat14.45 sıralarında bir savaş helikopteri görüldü. Kasabada konuşlanan muhalifleri bombaladığı iddia edilen helikopterin sınır ihlali yapma ihtimaline karşılık, Türk Hava Kuvvetleri’ne ait Diyarbakır’daki 2 F-16 savaş uçağına hareket emri verildi. Bölgede teyakkuz halinde bulunan uçaklar, kısa sürede havalanarak Suriye sınırına doğru hareket etti. Altınözü semalarında görülen savaş uçakları kısa süreli heyecan yaratırken, Suriye’ye ait helikopter gözden kayboldu. Bölgede bulunan muhaliflerin, Suriye ordusuna ait helikopterin, ellerinde bulunan bir tankı saptamak için uçuş yapmış olabileceğini söylediği ileri sürüldü.”

Bu hareket başka bir ülkenin iç işlerine karışmak değilse nedir? O bölgedeki teröristleri korumak değilse nedir?

Başbakan ülkeyi doludizgin bu bataklığa sürüklerken, arkasına bakmıyor anlaşılan. Baksa en güvendiği dostu USA nın bile orada olmadığını görecektir. Vahşi batı bizi yakın zamana kadar bu bataklığa girmemiz için arkadan iterken, Rusya ve Çin’in Libya olayında olduğu gibi kararsız kalacağını düşünmüştü. Oysa bu devletler dik durunca, üstelik saflarına başka ülkelerde katılmaya başlayınca ufak ufak çark ettiler.

Size şu anki safları aktaralım.

Hücum cephesi: Türkiye, Katar, Suudi Arabistan.(İki devletin katkısı ağırlıkla parasal)

Müdafaa cephesi: Rusya, Çin, İran,

Dünyadaki hangi basın kuruluşuna bakarsanız bakın durum bu.

Hal böyle iken biz ne yapıyoruz? Habire tahrik ediyoruz. Yarın o bölgede cirit atan ajanların veya teröristlerin bir bombayı bizim ordu birliklerine fırlatması ve bizimde derhal sıcak savaşa girmemiz hiç de olmayacak senaryo değildir. Savaşa girmemiz ise ülkemizin bölünüp emperyalistler tarafından yutulması anlamına gelecektir. Belki iktidar mensupları tarihte örneği olduğu üzere kaçıp canlarını kurtaracaktır ama olan bu vatanın öz evlatlarına olacaktır.

İzmir 2012

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..