Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '12

 
Kategori
Öykü
 

Kaderin cilvesi

Kapısını çaldığı eve ilk defa geliyordu. Ev büyük bir malikaneyi andırıyordu. Hayatın tek anlamı annesini 2 gün önce kaybetmişti. Uzun süredir hasta olan annesi ben ölünce sana verdiğim mektuptaki adrese gideceksin ve o kişi ne derse onu yapacaksın en kısa sürede okuyup hayatını kazanıp kimseye yük olmayacaksın derdi. Mahalledeki komşular cenaze ile gerekli işlemleri yapıp annesini defnettikten sonra son kez evine şöyle bir baktı. Ne güzel günleri olmuştu.

Odasındaki günleri gözlerinin önünden film şeridi gibi önünden gecerken annesinin o hastalığa yakalandığı öğrendiği gün annesinin salonda ağlamasını ve ben ölünce sana ne olacak en çok onu düşünüyorum demesi en derin yerinde fırtınalar kopartmıştı. İsyan etmişti ve annesinin öfkesiyle karışlaştı. İsyan etmek Allaha karşı gelmek demektir. Sakın ha diyerek uyarmıştı onu. Bir yandan kardeşinin olmadığına şükür ederken keşke bir kardeşim olsaydı birbirimize destek olurduk diye düşünmeden edemiyordu. Eşyalarını hazırladıktan sonra bundan sonra mecburen yaşayacağı kişinin telefon numarasını bulup ona arayıp durumu anlattı. Karşıdaki ses başın sağolsun annen çok iyi bir kadındı Allah rahmet eylesin sen işlerini bitir yanıma gel bekliyorum dedi.

Kapıyı açan görevli ne istediğini soruyordu. Durumu anlattıktan sonra görevli içeri buyur etti. Gayet güzel bir evdi. Salona geçtiği zaman iceride oturan  60 yaşlarında saçlarına ak düşmüş otoriter birini gördü. Zamanında spor yapmış olduğu belli oluyordu. Bakışlarındaki sertlik insanın içini ürpertiyordu.

Adam “gel otur bakalım.”

Kemal “teşekkür ederim efendim”

Adam “anneni yıllar öncesinden tanırım. Çok iyi arkadaşdık. Başına bir iş gelirse sana sahip çıkmamı istedi. Sen onun her şeyi idin. Dediklerimi yaparsan bir an önce tahsilini bitirip mesleğini kazanıp kendi hayatını kazanırsın. Bu evde ben yalnız yaşarım. 2 hizmetçi ve 1 uşak bizlere hizmet edecek şimdi yukarı çıkıp önce yıkan sonra odana yerleş akşam yemeğini yiyelim.

Kemal “peki efendim “ diyerek odayı terk etti.  Odası üst katta idi hizmetçi önde o arkada odasına çıktı. Odası çok güzel geniş ve deniz görüyordu. Geceleri rahatlıkla yıldızları izleyebilirdi. Hemen banyoya girip güzelce yıkanıp temizlendikten sonra eşyalarını yerleştirip üstünü giyinip yemek için aşağıya indi.

Bu arada tanışmadık ben hasan  eşimi kaybedeli 3 yıl oldu çocuğumuz olmadığı için bende senin gibi yalnızım iki yalnız beraber yaşayacağız.  Gel haydi yemeğe gidelim. Hasan önde yemeğe geçtiler. Yemek boyunca hiç konuşmadan yediler. Sonra kemal izin istiyerek odasına çıkıp bu güne adapte olmaya çalışacaktı.

Sabahleyin erkenden kalkıp hemen hazırlanıp aşağıya indi. Hasan beyin daha kalkmadığını görünce biraz bahçede dolaşıp evi tanımaya başladı. Ev gerçekten çok büyük bir özenle ve zevkle inşa edilmişti. Hayran hayran evi incelerken hasan beyin geldiğini duymamıştı.

Hasan “beğendinmi evi”

Kemal “çok güzel bir ev büyük bir özen ve itina ile yapılmış. Güzel evlere karşı ilgim vardır. Mimar yada mühendis olmayı düşünüyorum bakalım becerebilecekmiyim.”

Hasan “istedikten sonra yapamayacağın hiçbir şey yoktur. Sen elinden geleni yap ben sana destek olurum. Yeterki benim istediğim gibi ol. Seni önce okula yazdıralım sonrada üniversite kursuna yazdıralım. Gerekirse evedeöğretmen getirtiriz. “

Kemal “bu yaptıklarınızı hiç unutmayacağım size borcumu nasıl ödeyebilirim. “

Hasan “oku adam ol meslek sahibi ol anneni yattığı yerde mutlu et bu bana yeter.”

Kemal “teşekkürler efendim.”

Sonra yemeğe geçip beraber yemek yedikten sonra önce okula sonra ordan dersaneye gidip kayıt işlerini bitirdiler. Daha sonra kemale ihtiyacı olan her şeyi aldılar. Eve geldikleri zaman ikiside çok yorulmuştu. İkiside odasına çekilip önce biraz istirahat ettiler.

Sonra tekrar akşam yemeğinde buluştular. Kemal yemekten sonra hasana odasını gösterdi.  Hasan kemalin odasını beğendiğini söyledi. Bundan sonraki günlerdi daha az görüşeceklerini kemalin bütün zamanını derslerine ayıracağını söyledi. 

Hasan “ben akşamları zaten erken yatarım. Sen istediğin kadar ders çalışabilirsin”

Bundan sonraki günlerde genelde yemekte görüşebiliyorlardı. Hasanın işleri kemalin derslerinden artan zamanda görüşebiliyordı. Ama ikiside bu durumunda şikayet etmiyorlardı.

 
Toplam blog
: 110
: 706
Kayıt tarihi
: 27.02.10
 
 

Gülhane Askeri Tıp Akademisinden Bilgisayar Operatörü olarak çalışıp emekli oldum. Evli ve 2 çocu..