Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '13

 
Kategori
Futbol
 

Kadıköy'de kaybedilen heyecan, zoraki final (uzatmalar: 1-1) (penaltılar: 4-1)

Kadıköy'de kaybedilen heyecan, zoraki final (uzatmalar: 1-1) (penaltılar: 4-1)
 

Fenerbahçe; Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final rövanş maçında Eskişehirspor karşısında, uzatmalarla birlikte 120 dakikası ilk maçta olduğu gibi 1-1 biten karşılaşmayı, penaltı atışlarıyla kazanarak, finalde Trabzonspor'un rakibi oldu.

Trabzonspor ise ilk maçta 2-1 mağlup olduğu Sivasspor karşısında 6-0'lık galibiyetle finale yükseldi.

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan (M.Topuz), Yobo, Egemen, Ziegler (Salih), M.Topal, Emre (Cristian), Caner, Kuyt, Sow, Webo

Eskişehirspor: Boffin, Diego, Dede, Akaminko, Veysel (Servet), Alper (Nuhiu), Erkan, Tello (Özgür), Hürriyet, Causic, Necati

Fenerbahçe; Avrupa ve ligdeki iddiasını yitirdikten sonra elinde kalan son hedef için seyircisinin karşısına çıktı. Ancak görülen o ki, ne seyircisinde ne de sahada bulunan oyuncularda işin heyecanı kalmıştı.

Oyuncularda görülen odaklanma sorunu, fiziksel ve mental yorgunlukla ya da kaybedilen UEFA Yarı Finali üzüntüsü ile açıklanabilir. Tabi bu mazeret haftasonu oynanan İBB maçına kadar geçerli düşünülebilir. Ancak, bu hal bile böyle amaçsız, ruhsuz bir oyun sergilemeyi mazeret kılmamalı. Belediye maçındaki takımın hali ne izlenmeye ne de ifade edilmeye değerdi.

Dün akşam Fenerbahçe, Eskişehirspor karşısına sahaya ideal kadrosuyla çıktı. Deplasmanda 1-1 berabere kaldığı rakibi karşısında, kendi saha ve seyircisi önünde rahat bir galibiyetle turu geçmesi beklenirdi. Ancak beklenen olmadı, yaklaşık 3 yıldır beklentilerin gerçekleşmediği gibi.

Fenerbahçe, turu geçen taraf oldu ancak nasıl? 3 yıldır seyredilen, tekrar edilen kötü gerçeklikler eşliğinde, eziyet dolu 90 dakika geçiyor. Yetmiyor üstüne 30 dakika daha ve sonucu herşeye gebe olan penaltı atışları belirliyor. Fenerbahçe, uzatmaların henüz 3. dakikasında, Eskişehirspor'un ofsayt gerekçesiyle verilmeyen nizami golü ile belki de kaybedebileceği turu penaltı atışları sonucu geçiyor.

Fenerbahçe açısından tekrar edilen olumsuzlukları irdelediğimizde, özellikle sezon boyunca hemen hemen her maçta yaşananlar gözümüzün önüne geliyor.

- Fenerbahçe, bu sezon bilmem kaçıncı defa ilk golü kalesinde gören taraf oluyor.

- Fenerbahçe defansındaki aksaklıklar, isimler değişse de kaldığı yerden devam ediyor. Dün akşam ki kötü aktör Yobo'ydu. Rakip tarafından ceza yayına doğru atılan her hava topunu sektirdi, bu pozisyonlardan birinin devamında ise rakibin golü geldi.

- Fenerbahçe açısından sahada mücadele varmış gibi görünse de takımda, Gökhan Gönül gibi yüreğin kalite ile buluştuğu isimlerin az oluşu nedeniyle organize olabilen takım kurgusu bir türlü görülemedi. Orta alanda, uzun süren sakatlığı nedeniyle hazır olmayan Emre ve kalitesizliğiyle Selçuk Şahin'e rahmet okutan Mehmet Topal'ın varlığı, Fenerbahçe adına rakip karşısında en büyük dezavantajdı.

- Sezon boyunca takımdaki en büyük sıkıntıyı ise geriden ya da orta alandan organize olarak geliştirilemeyen ataklar oluşturdu. Gökhan'ın sağdan bindirmeleri dışında, diğer oyuncuların yaptığı, sadece geriden gelişi güzel top şişirmek. İlerideki oyuncularımızın da hava topu hakimiyetinin olmayışı, her gelen topun rakip müdahalesi ile son bulduğu görüldü.

- Fenerbahçe açısından kaybedilen en acı gerçek ise rakip takımlar üzerinde özellikle Kadıköy'de büyük bir baskı oluşturan büyük takım özgüveniydi. Yerini ise maalesef Anadolu takımlarını dahi yüreklendiren kaygılarımız aldı.

- Şu bir gerçek ki; Fenerbahçe, artık hiçbir maçın favorisi değil.

Fenerbahçeli taraftarların Alper Potuk'a gösterdiği tepkiyi ise anlamak güç. Futbolu spor olmaktan uzaklaştıran bunca etmen varken, bu ateşe bir odun daha atmanın ne anlamı var? Öncelikle, Alper Potuk bu tepkileri hakedecek bir oyuncu asla değil. Takımı adına görevini layıkıyla yerine getiren hem genç hem yetenekli bir oyuncu.

Transfer açısından düşünüldüğünde; Fenerbahçe'nin en zayıf noktasına transfer edilebilecek en kaliteli yerli oyuncudur. Halen bu bölgenin en iyisi olan Selçuk İnan'ı 2 sezon önce ezeli rakibe kaptırmışken, yıllardır süregelen transfer hatalarımız nedeniyle Alper'in de aynı sonuçla kaybedilmesi muhtemel.

Peki Alper'e tepki gösteren taraftarlar, bu mevkide bulunan hangi oyuncularımıza duyulan memnuniyetle oyuncuyu dışlamaya çalışıyorlar. Mehmet Topal ve Selçuk Şahin mi bizi daha ileriye taşıyacak? 33 yaşına gelmiş, sakatlıklarla mücadele eden Emre mi? Koskoca sezonda 1 maç oynayıp 5 maç sahada gezinen Cristian mı ya da takımdaki geleceği belirsiz olan Meireles mi?

Son olarak haftasonu oynanacak derbi için üretilen polemiğe değinmek isterim. Şampiyon olan rakibimizi alkışlamak bizi kesinlikle küçültmez. Bizi asıl küçültenler; son 2 sezondur ezeli rakibimizi Kadıköy'den şampiyon olarak uğurlamamıza neden olan Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım'ın kritik hataları ve tavırlarıdır.

Elde edilen başarılar karşısında rakibini alkışlayan, sporun, futbolun güzelliğine gönülden destek veren; Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu, Bursasporlu vs. eminim ki çok sayıda taraftar bulunur. Ancak yapılan bunca hatadan sonra Aziz Yıldırım'ı ve Aykut Kocaman'ı olur da birgün görevlerinden ayrılırken gönülden alkışlayan, uğurlayan kaç Fenerbahçeli bulabilirim? Bundan çok emin değilim.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 296
: 6335
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Bankacılığın stres ve yoğunluğundan fırsat buldukça, okumaya ve düşüncelerimi burada paylaşmaya ç..