Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '18

 
Kategori
Güncel
 

Kadın Hakları ve Erkek Terörü

Kadın Hakları ve Erkek Terörü
 

 Siz de bir kadın hakları yazısı yazmak için 8 Mart'ı bekleyenlerden misiniz? :)  

 Türkiye’de 2010’dan bu yana 1972 kadının öldürüldüğünü biliyor musunuz? İsterseniz kadıncinayetleri.org sitesine bir göz atın.  

  Kadına şiddet artık şiddet olmaktan çıktı. Bence bu açık açık teröre döndü. Hiçbir yaşam hakkı tanımıyor, telefonunun şifresini vermedi, yemeğe salça koymadı, erkeklik gururumla dalga geçti, benden habersiz evden çıktı, başkasına baktı, başkası ona baktı gibi saçma sapan mazaretlerle dolu. Hele verilen cezalar daha doğrusu verilemeyen cezalar daha şahane. Kıravat taktı, takım elbise giydi, mahkeme heyetine nazik davrandı, suç da tahrik vardı, kadının rızası vardı, diyerekten paçayı kurtaran abiler, diğer abilere ister istemez cesaret verdi. Yani bu hırsızların; nasıl olsa bırakıyorlar çalın,” demesine benzedi.

            Bu meseleyi neden terör olarak görüyorum? Çünkü burada bir cinsiyet grubu korkutuluyor, sindiriliyor, tekmeleniyor, dövülüyor, öldürülüyor, tecavüz ediliyor, yaşam hakkı gasp ediliyor, fikrini ve vicdanını yansıtmasına müsaade edilmiyor ve bu olaylar bütün kadınların yüreğine bir korku salıyor. Toplumsal bir kaosa neden oluyor.   

            Şimdi, ben kadın haklarına saygılıyım diyen abilerin hali daha korkutucu. Onlar anamızdır, bacımızdır, gardaşımızdır... Ha yani anası bacısı olmasa ölsün gitsin mi? Yani çocuk doğurabiliyor diye mi kadına saygı duyuyorsun? Oovv... Are you kidding me bro? Her şeyden önce onlar da bir canlı ve herkes gibi onlar da yaşamayı hak ediyor diye düşünmemiz daha uygarca değil mi? Neyse biz de uygar erkek çocuğuna verilen bir isimden öte bir şey değil galiba. (Benim o isimde bir sınıf arkadaşım vardı.)

            Peki ya medya? Dizilerde bir ara padişahlık sezonu meşhurdu. Padişah sarayın hareminde istediği kadınla zevk-i sefa ediyordu ve buna hiçbir kadın itiraz etmiyordu. Kadın dizilerde aldatılıyor, köle olarak kullanılıyor, dayak yiyor, evden atılıyor, terk ediliyor, şiddet görüyor, kimse olayın bu tarafına bakmıyor. Bunu eleştirdiğiniz zaman ise yapımcılar size, vallahi bizim suçumuz yok, toplum böyle biz toplumu yansıtmaya çalışıyoruz, diyor.  İşin kötü yanı bunları kadın da eleştirmiyor. Enteresan öyle değil mi?

            Türkiye gibi kadın haklarında öncü bir ülkenin bu hallerde olması kabul edilecek bir durum değil. Sen seçme ve seçilme hakkını 1920’li yıllarda ver, baş tacı et, doksan yıl sonra Orta Doğu ülkesinden beter bir hale gel. Gerçekten üzücü, buna sessiz kalmak daha da üzücü.

            Emre Erden

 
Toplam blog
: 203
: 322
Kayıt tarihi
: 16.11.13
 
 

1991 İskenderun doğumlu. EMU Mütercim Tercümanlık, Amasya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezun..