Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadın milleti, erkek milleti

Kadın milleti, erkek milleti
 

Kadınlar daha çok duygusal konulara yoğunlaşırlar.


Biz insanlar genellemeyi severiz. 

Hatta izninizle bir adım daha ileri gideyim, genellemenin öte tarafını çok fazla göremediğimiz, görmeye gayret etmediğimiz için de genellemelere takılır kalırız.

Şucular, bucular, şuralılar, buralılar oluruz.

İnsanlara iyi insan, kötü insan; bizde, bizden olmayan etiketleri yapıştırırız

Uğraşacak daha başka konularımız yoksa da en temel, basit ve ilkel konulara yoğunlaşırız. Kadınlık ve erkeklik gibi doğuştan insanla birlikte gelen farklılıklar üzerine yoğunlaşır, konuşur, fikirler beyan eder dururuz.

Kahvehanelerdeki ya da atölyelerdeki, cadde ve sokaklardaki erkekler kadınlardan konuşurlar, evlerde, iş yerlerindeki kadınlar da erkeklerden.

Erkekler kadınların güzelliğinden, çekiciliğinden, duruma göre çekilmezliklerinden ve ortamına göre başka şeylerinden söz ederken kadınlar da erkeklerin yakışıklılıklarından, döküntülüklerinden, çapkınlıklarından, zenginliklerinden ve başka özelliklerinden konuşur dururlar.

Erkekler, ölçülü ifadeler kullanmaya gayret ederek işin cinsellik yanına yoğunlaşırlar, kadınlar ise daha çok duygusal konulara, evliliğe, başka kadınların erkeklerle olan etkileşimlerine.

Kimileri, iyi ya da kötü niyetle birilerini birilerine yakınlaştırmaya ya da birilerini birilerinden uzaklaştırmaya gayret ederler.

Çocuklukta konuşulanlar farklıdır, lise sıralarında konuşulanlar farklı, yetişkinlikte konuşulanlar farklı.

Yetişkin insanlar, evlenmiş insanlar, evlenip boşanmış insanlar daha bir başka bakarlar bu temel farklılığa.

Onların erkek olanları karşıda duranları "kadın milleti" olarak tanımlarlar; kadınlar da onlara "erkek milleti" diyerek genelleme yaparlar.

Sonra bildikleri, tahmin ettikleri, korktukları, kaçındıkları özelliklerle süslemeye (!) başlarlar karşıda duranları.

Bulundukları tarafa göre "erkek / kadın milletine güvenilmez" derler.

"Kadın milleti savurgandır."  "Erkek milleti cimridir" derler.

Erkek milletini ya da kadın milletini çeşitli argo sıfatlarla bir güzel giydirirler.

Sonra da o giydirdikleri sıfatlarla yeniden düşünür ve o düşünce temelinde karşı tarafa tavır alırlar.

Karşı taraftakileri çok iyi tanımayan, onlarla sağlıklı ilişkiler kuramamış olan çok sayıda insan bütün bu yönlendirmelerle kafasında oluşturduğu şablonu karşılaştığı her "kadına/erkeğe" giydirir.

Öyle olunca onlara karşı tavrını onları iyi tanımadan tamamen önyargılarla belirlemiş olur.

Yakınlık kurmada, tanışmada, görüşmede güçlük çeker.

Düştüğü çukurdan kolay kolay çıkamaz. Bu anlamda başkalarının "iyi insan, hoş insan" telkinleri işe yaramaz.

Belki kurulması mümkün kimi beraberlikler bu genellemelere kurban olur. İnsanlar yaklaşamazlar, yaklaşanlar en ufak bir emarede geriye sıçrar vazgeçerler.

Bekârlar, dullar yeniden evlenemezler.

Boşanmış kadınlar ve erkekler her evlilik olasılığında bir önceki deneyimlerinde yüzleştikleri yanlışların doğurduğu korkularla yeniden yüzleşecekleri endişesine kapılırlar.

Her yeni adayda kendi eski zombilerini anımsarlar.

Kadınlar ve erkeklerle ilgili genel şablonlar akıllarının bir köşesinde durdukça ürkek, çekingen, kararsız olurlar.

Yalnızlık kaderleri haline gelir.

Suçlusu da "kadın milleti / erkek milleti" şablonları olur.

14.09.2016

10:19

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..