Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Ekim '12

 
Kategori
Tarih
 

Kadın Savaşçılar

Kadın Savaşçılar
 

Amazonlar

Klasik ve Yunan mitolojisinde tamamen kadın savaşçılardan oluşan tarihi bir ulus.

Tarihçi Herodot'a göre Amazonlar Sarmatya'nın Scythia ile sınır bölgesinde yaşamışlardır. Amazonların öne çıkan kraliçeleri arasında Truva Savaşında yer alan Penthesilea ve kardeşi Hippolyta sayılabilir.

Amazon savaşçılar genellikle Yunan savaşçılarla savaşırken resmedilmiştir.

Helenistik ve Roma çağı tarihte Ön Asya'ya birçok Amazon saldırısından bahsedilir

Antik Çağda Amazonlar birçok tarihi kavimle ilişkilendirilmiştir.

Günümüzde amazon ismi genel olarak kadın savaşçı ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.

Amazon kelimesi muhtemelen Farsça, savaşçılar anlamına gelen ha-mazan kelimesinde türetilmiştir. Klasik Yunancadaetimolojikolarak mazos göğüssüz anlamındadır. Yaygın inanışa göre Amazonların rahat yay ve mızrak kullanabilmek için sağ göğüslerini kestikleri veya yaktıkları söylenir. Dönemsel sanat eserlerinde buna dair bir delil bulunmamaktadır.

Amazonlar iki göğüsleri de mevcut olarak resmedilmiştir, sağ göğüs ise çoğunlukla kapalıdır.

Eski Yunan kentlerinde çok sayıda Amazon anıt mezarı bulunmuştur. Megara, Atina, Chaeronea, Chalcis, Teselya gibi kentlerde amazonlara ait heykeller ve anıt mezarlar vardır. Hatta Efes'deki Yunan bakirelerin yılda bir kez Amazonlara ithafen silahlar kuşanarak özel bir dans sergiledikleri anlatılır.

Özellikle sanat alanında Amazonlarla antik Yunanlı kavimler arasındaki savaşlara çok yer verilmiştir. Şüpheli olan varlıklarına bir kez inanıldıktan sonra dönemlere göre resmedilişleri değişmiştir. İlk zamanlarda Yunan savaşçılarına benzetilen Amazonlar sonradan Pers etkisiyle resmedilmişlerdir.(alıntı)

&

Yunan Mitolojisi ile ilgili seri kitaplarımın üçüncüsü Amazonlar Kraliçesidir. Ben yazmasını bitirdim ama henüz bir yayınevine vermedim. Ondan önce yazdığım Zeus’un Aşkları ve Herakles’in Kadınları seri kitaplarımın bu üçüncüsü olacak ve seri olarak da Allah kısmet ederse devam edecek…

Üçüncü kitabım Amazon Kraliçesi’ni yazarken bu konuda tam bilgi edinmeliyim düşüncesi içinde kadın savaşçılarla ilgili hikâyeler, kitaplar ve önemli sitelerden bilgiler edindim.

Kadın savaşçılar çooook eskiden beri biliniyor. Onların hakkında o kadar çok anlatılar varki, yaz – yaz bitmez açıkçası…

Amazonları dünyanın çeşitli ülkelerindeki efsanelerde, hikâyelerde bulabilirsiniz. Bir çok devletin mitolojik öykülerinde de bu gözü pek, hatta bazılarında bir hayli vahşi olan bu kadınlardan söz ediliyor.

Bir çok ülke de onları sahiplenmiş.

Benim yaptığım araştırma da edindiklerimin getirisinde; en akla yatkın yaşam yerlerinin Anadolu olduğu kanaatına vardım.

Amazonların nasıl oluştuğuna dair anlatıların çoğunda şimdi yazacağım hikâyeye benzer anlatılara rastlamak mümkün.

İki İskit Prensesi zalimliklerinden dolayı tahttan indirilmişler. Bunlarda yakınları ile birlikte Kafkasya’da bir devlet kurmuşlar. İlk başlarda çevreden kabul görmedikleri için saldırılara maruz kalmışlar, yağmalanmışlar, acı çekmişler hatta öldürülmüşler.

Bu iki prenses bu gördükleri zalimliklerden sonra iyice kinlenmişler. İskitler’de  kadın erkek ayrımı olmaksızın savaş eğitimi almak onların işine yaramış. Gizliden gizliye silahlanmışlar. İskit’lilere savaş açmışlar. Bu hemen olmamış tabi uzun zaman ve uzun çaba gerektirmiş. Sonunda başarmışlar. İskitlerin bütün erkeklerini öldürmüşler.

Tarihte Meotis Gölü olarak geçen Anzak Denizi bölgesinde tamamen kadınlardan oluşan bir devlet kurmuşlar. İki kraliçe seçmişler. Biri devlet işlerini yönetiyormuş, diğeri de savaşları. Devamlı talimlar yapmışlar, çok uzun süre çalışmışlar. İlk başta sadece kendilerini korumak için hazırlanmışlar fakat görmüşlerki çok iyiler korunmakla kalmayıp saldırmaya da başlamışlar.

Bir süre sonra bir gerçek çıkmış ortaya. Ölen kadın savaşçılarla birlikte her geçen gün sayıları azalmaya başlamış. Erkeklerle birlikte olmadıkları, evlilik kurumunu hoş görmedikleri için hep erkeklerden uzak kalmışlar. Bu gidişle nesillerinin tükeneceğini anlayınca bir çözüm aramaya başlamışlar ve sonunda bulmuşlar.

Her yıl iki aylarını çocuk sahibi olmaya ayırırlarmış. Bununda bir kuralı varmış. Savaşta adam öldürenler çiftleşebilirmiş. Başarılı olan savaşçılar komşuları Gargarianlardan ayıran dağa giderlermiş. Orada erkeklerle buluşurlarmış. Hamile kaldığına ikna olunca dönermiş. Doğan çocuklardan erkek olanları babalarına veriyorlarmış, kız olanları kendileri alıyorlarmış. Onu bir savaşçı olarak yetiştiriyorlarmış.

Kadın savaşçılar gençliklerinin en verimli döneminde savaşa giderlermiş. Çok iyi ata binerlermiş. Bu da bir çeşit efsane olmuş. Onların çıplak ata bindikleri yazılı bir çok yerde. Okçulukta da çok başarılıymışlar. Bigennis denilen çift ağızlı baltalarıyla savaşır ve dehşet saçarlarmış. Kendileri ay biçiminde kalkanla korunurlarmış.

Onlarla ilgili daha yazacağım çok şey var. Ben kitabımda bir hayli anlattım, tanıttım onların duygularından, yaşamlarından dem vurdum…

Bu güçlü kadınları incelemek, araştırmak ve onları yazarken onlar gibi düşünmek ve kurgulamak bir hayli enteresan geldi bana… Bakalım sizler nasıl bulacaksınız?

Amazonların Pontus bölgesinde yaşadıkları söylenir, bölge günümüzde Türkiye sınırları içinde Karadeniz kıyısındadır. Burada kraliçeleri Hippolyta önderliğinde bağımsız bir krallık kurarlar. Amazonların birçok kenti kurdukları iddia edilir, bunlar arasında Ephesus, Sinope, Paphos ve Smyrna sayılabilir. Ünlü tarihçi Herodot Amazonları erkekleri öldürenler anlamına gelen androktones olarak tanımlamaktadır.

İskit dilinde de kendilerine oiorpata denmektedir. Bazı efsanelere göre Amazonların erkeklerle cinsel ilişkiye girmesi kesinlikle yasaktı ve Amazon bölgesinde erkekler yaşayamazdı. Ancak soylarının devamı için Amazonlar komşu kabile Gargareanları yılda bir kez ziyaret ederler, doğan çocuklardan erkek olanlar ya babalarına gönderilir ya da öldürülürdü. Kız çocuklar annelerince büyütülür ve tarım, avcılık, savaşçılık konularında yetiştirilirlerdi.

Amazonlar eski çağlarda Lycia'yı işgal etmişler ancak Bellerophon tarafından yenilmiştir. İlyada'da yazıldığına göre Amazon kraliçesi Penthesilea, Aşil tarafından öldürülür. Amazonların Tuna Nehri üzerindeki Leuke adasına sefer düzenlediği iddia edilir. Seferin amacı Aşil'in küllerine sahip olmaktır. Amazonlar adaya ayak bastıklarında Aşil'in hayaleti belirmiş ve savaşçıları adadan kovmuştur.

İnanışa göre Romalı komutan Pompei, ezeli düşmanı Pontus kralı VI. Mithridates’in ordusunda bu söylentiye şahit olmuştur. Amazonlar Büyük İskender zamanında da tarih sahnesine çıkarlar. Büyük İskender tarihçilerinden bazıları Amazon Kraliçesi Thalestris'in kendisini ziyaret edip ondan bir çocuk sahibi olduğunu yazmıştır. Ancak Büyük İskender'in diğer tarihçilerinden bir kaçı ve en güvenilir ikincil kaynağı Plutarch iddiayı yalanlar.

Plutarch yazılarında İskender'in ikincil deniz komutanı Onesicritus'un Büyük İskender biyografisinden Amazon pasajını İskender ile birlikte keşif gezisine katılmış olan Trakyalı kral Lysimachus'a okuduğu bir andan bahseder: Kral ona gülümsedi ve dedi ki:

"Peki, ben neredeydim o zaman?"

Önde gelen Amazonlar arasında aşağıdaki isimler sayılabilir

Ainiaan, Aşil'in düşmanı, Truva Savaşında kraliçe Penthesilea'nın yanında katılan 12 komutandan biri. Adı, çabukluk anlamına gelir

Penthesilea'dan sonraki amazon kraliçesi. Emrindeki erkek köleleri sakatlayıp, kısırlaştırmasıyla ünlüdür, bu durumdaki erkeklerin cinsel olarak çok daha başarılı olduğunu iddia etmektedir

Antibrote, Penthesilea'nın 12 komutanından birisi

Antiope

Asteria, Herakles tarafından öldürülen altıncı Amazon

Cleite, Penthesilea'nın 12 komutanından birisi, sefer sırasında gemisi fırtınada yolunu kaybetmiş, İtalya sahillerinde karaya çıktığı yere Clete ismi verilmiştir

Helene, Tityrus'un kızı. Aşil ile savaşmış ve ağır yaralanmış, daha sonra da ölmüştür

Hippolyte, babası savaş tanrısı Ares tarafından verilmiş olan büyülü kemer sahibi Amazon kraliçesi

Melanippe, Hippolyte'in kız kardeşi. Herakles  tarafından kaçırılmış ve Hippolyte'in elindeki kemer için rehin tutulmuştur. İsteği yerine getrilince rehineyi serbest bırakmıştır

Otrera, Ares'in metresi ve Hippolyta ile Penthesilea'nın annesi

Penthesilea

halestris, İskenderzamanındaki Amazon kraliçesi.

Dede Korkut'a göre

Dede Korkut eserlerinde Alp Kızları diye geçer. Amazonların Azerbaycan'da yaşadıkları iddia edilir.

Herodot'a göre

Herodot'a göre Sarmatyalılar, Amazonlar ve İskitlerin atalarıdır. Sarmatyalılarda kadınlar sık - sık erkeklerle beraber ava çıkar, savaşta yer alırlardı. Ona göre savaşta bir adam öldürmeyen kadın evlenemezdi.

Hipokrat'a göre

Hipokrat, Amazonları sağ göğüsleri olmayanlar olarak anlatır. Ona göre kız çocuklarına yapılan ve sıcak bronz bir metalle gerçekleştirilen operasyonla sağ göğüsün büyümesi engellenerek sağ omuz ve kolun gelişmesi sağlanırdı.

Roma tarihçilerine göre

Sezar, yaptığı bir konuşmada Senatoya Semiramiş ve Amazonlarının Önasya’da yaptığı fetihleri anlatır. Ayrıca Pompeius Trogus, Amazonların vatanı olarak Kapadokya'yı gösterecektir.

Çeşitli Romalı tarihçiye göre

Amazonların yaşadıkları yerler arasında farklılıklar vardır; Philostratus'a göre Toros Dağlarında, Ammianus'a göre Tanais'de, Procopius'a göre ise Kafkaslarda yaşamışlardır. Aurelianus esir alınan Got kadınlarını Amazonlar olarak adlandırdığı için bazen Amazonların vatanı olarak Baltık bölgesi bile belirtilmektedir.

Aydınlanma çağına göre

Avrupa'da Rönesans zamanında Amazonlar ilgi kaynağı olmayı sürdürmüştür. Francisco de Orellana 1542 yılında ulaştığı ırmağa, buradaki yerli kadın savaşçılara atfen Portekizce Amazonas ismini vermiştirKristof Kolomb ve William Raleigh gibi dönemin ünlü denizcileri de Amazon savaşçılarını anlatırlar.(alıntı)

 

 

Nazan Şara Şatana

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara