Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '10

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Kadınlar Günü

Kadınlar Günü
 

Takvimlerin 8 Mart’ı gösterdiğini görünce; öğretmenler odasında, Kadının Toplumsal Yaşamdaki Yeri konulu bir sohbette, bir bayan arkadaşımın “ Ben ve eşim kadın erkek eşitliğinden yanayız. Ancak bizim toplumumuz buna hazır değil. Bir çarşıya pazara çıksak, görgüsüz bazı erkekler, bakışlarıyla bizi rahatsız ediyorlar” diyerek sohbete katılmasını anımsadım. Ben de “ Öğretmenim, sizin toplumsal yaşama katılmanız erkeklerin inayetiyle olacaksa böyle bir şeyi hiçbir zaman beklemeyin. Onları da eğitecek sizsiniz. O sizin değil, size o gözle bakan erkeklerin ayıbı, onların eksikliği, gelişmemişliğinin göstergesi. Erkeklere kalırsa evden dışarı çıkamazsınız. Mücadeleci olmamak, bulurum zengin bir koca bana bakar anlayışı, görev ve sorumluluk almamak vb. de çoğu kadınımızın işine geliyor. Toplumumuzun kurtuluşu kadınımızın mücadelesi ile eşdeğerdir” demiştim.

8 Mart 1857 tarihi; Amerika’nın New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlaması, polislerin işçilerin üzerine saldırtılması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve çıkan yangında işçilerin kurulan barikatlar nedeniyle kaçamamsı sonucunda çoğu kadın 129 işçi yanarak can verdiği gündür. İşçilerin cenaze törenine 100.000’den fazla kişi katılmıştır.

16 Aralık 1977 tarihli BM Genel Kurulu’nda Dünya Kadınlar Günü olarak anılması kabul edilen 8 Mart, 1910 yılından beri dünyada, 1921 yılından beri de ( 12 Eylül 1980’den itibaren 4 yıl dışında) yurdumuzda Dünya Kadınlar günü olarak anılmaktadır.

Kadınların bulunduğu her ortamda, temizlik, tertip, düzen, nezaket, çağdaşlık ve disiplinin ön planda olduğu görülür. Kadının yanında erkekler de kendilerine çeki düzen vermek zorunda hissederler.

Kadınların her biri iyi birer öğretmen olmak durumundadır. En önemli eğiticimiz olan annelerimizin ihmal edildiği toplumlarda erkeklerin iyi yetişmeleri de olanaklı değildir. Kendine güven duygusu gelişmemiş, dünyaya kapalı, erkeğe her yönüyle bağımlı, kendini cinsel bir obje olarak gören, insan hak ve özgürlüklerinden mahrum, eğitimsiz bırakılmış kadınlarımızın, okuyan, araştıran, soran, sorgulayan, ileri görüşlü, sorumluluk alabilen, özgür fikirli, özgür anlayışlı kuşaklar yetiştirebilmeleri beklenemez. Peki ama bunu sağlayacak eğitim dizgesini ve ortamını nerede bulacağız. Onu da kadınlarımızın mücadelesi sağlayacak. Bu mücadelesinde erkeğin yanında olmasını da kadın sağlayacak.

Kadınlar bir çok işkolunda erkeklerden daha başarılı, sezgileriyle hareket ediyorlar ve vizyonları geniş, ihtiyatlı ve ileri görüşlüler. Daha sağlıklı kararlar verebiliyorlar. Borçlarına daha sadıklar. Ev ekonomisinde, azıcık paralarla nasıl bütçeyi iyi idare ederler aklımız ermez. Her biri iyi birer finans uzmanı gibidirler. Bizlere sevgiyi, saygıyı, merhameti, şefkatli olmayı, zor zamanlarımızda sabrı ve dayanma gücünü öğretirler.

Sevgili kadınlar; Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiğiniz gücünüzü ve kararlılığınızı, toplumumuzun çağdaşlaşmasında da göstermenizin günüdür.

Sizlerin kendinize çeki düzen vermenizle, en başta kendinize karşı görevlerinizi yerine getirmenizle, bizlere sağduyu telkin etmenizle, toplumsal yaşamın her alanında yerinizi almanızla; ülkemizin içinde bulunduğu gerginlikten, haksızlıklardan, eşitsizliklerden, ekonomik bağımlılığımızdan, gazetelerin üçüncü sayfalarında görmeye alıştığımız töre cinayetlerinden, erkeklerin köktendincilerin desteğini alabilmek için kadın haklarını hiçe sayan yasalar çıkarmalarından, soygun düzeninden kurtulabileceğimize inanmalı ve kendi gücünüze güvenmelisiniz.

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..