Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '08

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Kadınlar günümüz kutlu olsun

Kadınlar günümüz kutlu olsun
 

8 Mart kadınlar günü eylemişler; Kutlarım;

Anneler günü , şehit analarını , sevgililer günü , kokulu gülleri, daha bir çok kutlamaları , kutlarım. İnsan olarak bakınca , herkesi kutlarım ..Kadınlar gününde bir kutlama yapacağım ki hep birlikte düşüneceğiz. Bir film izledim .Tam alıntı yapamadım ama, eğer bunu sözlerle aktarabilirsem ne mutlu bana.

Şimdi bunları hızlı okuma tekniğiyle değil , tane tane okuyun..!bir kaç bölümlük hayat sahnelerinden alıntıdır bunlar..

Annemden hep nefret ederdim. Allahıma her gün isyan ederdim. Bana böyle bir anne niye verdin diye. Arkadaşım Ayşe nin annesini ne çok severdim. Mis gibi kokardı, börekler , çörekler yapardı bize. Benim annem mi? Yüzünü bile göremezdim ki. Akşam eve sürünerek gelir , kalan vaktini de mutfakta geçirirdi. Her gün aynı yemeği yapardı . Çorba, makarna.. Arada bir de yumurta kırıverirdi sahana. O zaman niye bu sahanın her tarafına bulaştırır da döke saça getirir derdim. Kızar bağırırdım

Hele ilkokula başlarken elimden tutup okula götürmesini hiç istememiştim. Ayşe nin annesi götürür demiştim. Israr etmişti , yolda annemin yanından kaçarak yürüyordum. Soranlara da o benim annem değil bakıcımız demiştim. Ondan utanıyordum çok çirkindi. Babamın onu bırakıp gitmesine hak veriyordum, bir yandan da sanki başka kadın yok muydu diyordum bana anne alacak. Ne zaman bir toplantı olsa ona haber vermezdim . O nun yüzünden arkadaşlarımı ne evimize çağırabildim ne de onu tanıştırabildim. Ondan UTANIYORDUM.

Üniversite de bir sevgilim oldu. Onunla evlenmeye karar verdik. Ama ben anneme hiç gösteremedim eşimi .. Evlendikten sonra da ona hiç gitmedim. Bir gün kapıya geldi , ona gelmemesini söyledim. Ben arada uğrarım sen gelme dedim. Oğlum korkuyor senden dedim. Bir süre sonra dış ülkeden davet aldım. Burs kazanmıştım. Ailemle birlikte gittik ve çok başarılı biri olarak akademik kariyer yaptım. Bana bir kutlama davetiyesi geldi. Doğduğum şehirde bir ödül alacaktım. Kısa süreli de olsa dönmek zorundaydım. O gün şehirde büyük otelden evimizin olduğu o semte doğru takıldı gözlerim. İçimden bir ses beni oraya çağırıyordu. Ayşe nin annesini özlemiştim belki , belki de Ayşe yi.. Mahallemize vardığımda evimizin kapısına titreyerek vardım. Aman canım son bir kez bakayım ne olacak dedim. Kapıyı bir kadın açtı. Sen beklediğim kişisin bu mektubu annen bıraktı al dedi. Aslında ne çok sevinmiştim o acuze yüzü görmeyeceğim için. Ohh kurtuldum . Bu kiracı kadın ona geldiğimi söyler nasılsa dedim…Mektubu cebime atıp kaçar gibi uzaklaştım oradan. Akşama davette olmam gerekti ve onur ödülü alacaktım.

Davette elimi cebime attığımda çöp sanıp atmaya yer bulamadığım o mektubu elimde buruşturup dururken, okuyayım dedim. Özetle ;

Sevgili oğlum.

Biliyorsun , ben okuyamadım, evlendim. Köyün en güzel kızıydım , baban kaçırmasaydı , okuyacaktım. Bu mektubu komşu kızı Ayşe ye yazdırıyorum. Seni belki o nun annesi kadar besleyemedim. Makarnayla büyüttüm. Ama senin okul masraflarını karşılamak için, tuvalet temizledim, geceleri pavyon önlerinde çiçek sattım, mendil sattım. Seni okutabilmek için, babanın bir hatasıyla, annenin seni kapıya bıraktığı günden bu yana, sana annelik yapmak istedim. Önce saçlarımı sattım , babanın kumar borcu yüzünden. Sonra birine o beni satmaya kalkınca rakı ve kumar sofralarında meze olmamak için babanı terk ettim. Çünkü ona sermaye olmayınca , önce ayağımı , sonra kolumu kırmıştı. Eğer biri tarafından bıçaklanıp ölmeseydi belki seni de okutamayacaktım. Çünkü seni sokakta dilendirmek için bacağını kesmeyi düşünüyordu. Sana bunları anlatmayı hiç istemezdim ki…Ama senin de bir oğlun var. Sen sormasan belki o öğrenirdi bir gün. Sen öğren ki o bilmesin . Evet bu şehirden gitmekle iyi yaptın. Hiç dönme yavrum.

Biliyorum. Benden nefret ediyorsun çook haklısın .Çünkü sana ben hep yalan söyledim. Burs kazandı diye, bankadan para yolladım. Düğün masrafların için oturduğumuz evi sana kiracımız diye tanıttığım bayana sattım. Ne kadar dernek varsa seferber ettim. Çünkü çok gururluydun kabul etmezdin. Bu ödül töreni aslında yıllar önce senin için gözümün birini ve böbreğimin birini iki değerli iş adamına vererek seni okutmamın karşılığında bana düzenlenmişti. Kadınlar gününde öyküm anlatılacaktı. Rica ettim . Biliyorum, bu gününde olmamı ne kadar istemeyeceğini. Ve bende bu gününde olmayı ne kadar istemedim bilemezsin. Seni bu durumda görmeyi asla istemezdim ki. Şu an gözlerinden akan yaşları asla görmek istemezdim yavrum. Bu yüzden ağlama bir tanem. şimdi git ve seni kutlayanlara teşekkür et yavrum. Bu senin insanlığa attığın ilk adımın gecesi.. Bana gelmek istiyorsun şu an biliyorum .Sana şimdi ben gelme diyorum işte.. Gelme yavrum .GELME…..SAKIN GELME .. Çünkü ben şu an artık ..Yolun üzerindeki kabirde , 8 no lu parselde ikamet ediyorum….

Kadınlar günümüz kutlu olsun….ve bu öykünün bir başka versiyonunu devam ettireceğim bir anamın , bazen bir yavrunun ağzından . Bu bir alıntı değildir .Sadece esinti dir hayattan …

 
Toplam blog
: 165
: 856
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

Edebiyet fakültesi  mezunuyum. Öğrenmenin yaşı yoktur diyerek çeşitli kurslardan da el sanatları ..