Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kadınların kaderi mi bu?

Yüzlerinde garip bir tebessüm vardı duvarda asılı eski bir fotoğrafı seyrederlerken!
Annelerini gülümserken ilk kez görüyorlardı!
Belli ki bir zamanların mutlu bir aile tablosuydu bu!
Anne, baba sarmaş dolaş poz vermişler! Çocuklar doğmadan çekilmiş besbelli!
Şimdilerde ise beşi birden çelimsiz kollarıyla çevrelemişler annelerini!
Dededen yadigar karyolaya doluşuvermişler gecenin yarısını bekleyemeden!
Uyku öncesi mum ışığında duvarda gölge oyunları yapmak falan yok öyle!

Sabah karanlığında okula gidecekler çünkü!
Onlar okula giderken boynu bükük bir şekilde yine arkalarından bakıp kalacaktı anneleri!
Mutlu olacakları günler yine canlanacaktı gözlerinde birkaç dakikalığına da olsa!
Ve yine ağlayacak ama bu defa sevinçten!
Büyüdüklerinde ille de büyük adam olacaklar, lamı cimi yok!

Elin kahrını çekerek büyük bir uğraşla çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışıyordu çünkü!
Komşu apartman çocuklarının getirdiği eski kitaplar da çok işlerine yaramıştı!
Aralarından yüksekokul kitapları bile çıkmıştı!
Ama okuyamamaları daha şimdiden acı veriyordu onlara!
Olsun, bu gidişle o günler de yakındı!
Hem su gibi akıp gitmiyor muydu zaman!
Annelerinin çocuklarına ev ödevlerini yaptırırken yaşadığı tatlı telaş bu yüzdendi!

Ah bir de okulları evlerinden çok uzakta olmasa!
Hele ki kara kışta hiç çekilmiyordu çünkü ayakkabılarının altı delikti!
Akşama bir yığın çamur taşınacaktı yine evin içine!
Ama anne şikayetçi olmayacaktı yine!
Hayallerinin hatırına yapamayacağı hiçbir şey yoktu!
Hem küçücük bir göz odayı temizlemenin ne zahmeti olacak ki?
Eşyaları yok denecek kadar azdı zaten!
Basma kumaşından perde, tahta rafın üzerinde birkaç melamin tabak ve iki aleminyum tencere!

Bir de tel dolap ile küçük tüpgaz ocağı!

Kayınvalidesi bu kadarını layık görmüştü onu evinden kovarken!
Kadın olsaydında kocanı evine bağlasaydın, çok bile demiş!
Hem beş çocuk doğuruna kadar aklı neredeymiş!

O günler çok gerilerde kalmış, işte şimdi mutlu olmak sırası ona gelmişti!
Belki yarın belki yarından daha yakın!
Düşman çatlatacak bir apartman dairesine taşınmaları sanki an meslesiydi onun için!
Yeter ki yavruları okullarını bitirsinler!
Öyle ya, tam tamına beş maaş girecek evlerine, neler yapılmazdı ki?

Babamın evinin önünden kadillakla geçeceğim diyordu büyük oğlan!
Ben hemşire olacağım diyordu en küçük kız!
Ama babam hasta olursa ona bakmama izin verirsin değil mi anne diye de ekliyordu!
Ortanca ise boğazına çok düşkündü ama çok da çalışkandı!
Kitap okurken bile elinde üzerine vita yağı sürülmüş ekmek eksik olmazdı hiç!
Akşamları eli kolu dolu evine gelen babaları görünce ne çok imrenirdi oysa!
Bazen soğuk su istemeye gittiği komşularına çok özenirdi!
Buzdolaplarının kapağını açtıklarında gazoz şişeleri şıngırdardı içi giderdi!

Az kaldı diye iç geçirirdi her defasında!
Gazoz da neymiş, ben kardeşlerime neler neler alacağım hem de!

Annemi de kraliçeler gibi yaşatacağım!
Geceleri sessiz sesiz ağladığını bilmiyorum sanki!

Ah baba ah!
 

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..