Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '07

 
Kategori
Anılar
 

Kafana Bir Şey Takmayacaksın! (Kepten başka!)

Kafana Bir Şey Takmayacaksın! (Kepten başka!)
 

İlk adım...
Önce telefon kartımı aldılar: Moralim bozuldu
Çantamı ve üzerimi aradılar: Moralim bozuldu
Saçlarımı kendi kuaförümde en karizmatik(?) asker tıraşı yaptırmıştım, beğenmediler, orta-2. sınıftan sonra ilk defa saçlarım 3 numara kesildi: Moralim bozuldu.
Saç tıraşı sırasında koyun gibi sıramı bekledim: Moralim bozuldu.
Yaşıt kimse göremedim(komutanların çoğundan büyüktüm): Moralim bozuldu.

Bende karizma, bende şairlik, bende kariyer ve bende BENLİK yerlere düştü o gün.
Tüm büyüleyici özelliklerim tıraş makinesinin tarağıyla tel tel döküldü, ayaklar altına alındı o gün…

O gün beynim, kalbim, tüm ruhum artık 3 numaraydı. Başım değil sadece tüm hayatım KEL oldu o gün…

İlk defa 80 erkekle ve bir koğuşta yatacaktım(C.Y. esprisidir.): Moralim bozuldu.

Çok gergindim…İşte askerdeki ilk saatlerim... Yarın Babaeski'ye götürülecektik...
(Tarih:12 Nisan 200.. - Yer: Lüleburgaz)

Birkaç gün sonra…
Yanık bir ses koğuşta yakıyordu yürekleri ve gerçekleri kabullenmeye başlamıştık:

dışarıda mevsim baharmış
gezip dolaşanlar varmış,
günler su gibi akarmış,
geçmiyor günler, geçmiyor…
…………

Ben de çocuklarımı ve öğrencilerimi özlemeye başlamıştım bile…
Beni askere çocuklarım ve öğrencilerim uğurlamıştı.

Aklıma bir fıkra geldi, buyrun:

Acemi bir asker sık sık çocuğumu çok özledim, der, ağlarmış. Üç gün beş gün, askerimizin efkârı komutanın kulağına kadar gitmiş. Çağırmış komutan, askeri ve sormuş bizim acemiye:

“Derdin nedir oğlum, böyle boynu bükük?”
“Komutanım, ilk defa ayrılıyorum çocuğumdan, dayanamıyorum hasretliğe, elimde değil.”
Komutan haber salmış ve bu acemi askerin çocuğu getirilmiş kışlaya ve askere haber verilmiş.
“Asker çocukların nizamiyede, git, gör, hasret gider ve kendine gel artık!”
Acemi asker büyük bir sevinçle nizamiyeye varmış. O da ne! Çocuk, getirilmiş ama eşi(karısı) getirilmemiş! Herkes
askerin sevinçten havalara zıplayacağını düşünürken, asker çocuğuna rağmen yine mahzun..
Komutan:
“N’oldu oğlum, niye sevinmiyorsun? Gül artık, bak çocuğunu getirdik.”
Acemi asker süklüm büklüm:
“Hani bunun annesi?”
"Hıı!!"

(Ben askerdeyken, ne kadar çocuklarımı özledim dediysem de kimse inanmadı:))
"Hadi hadi sen yengeyi özlemişsin de çocuklar bahane!" dediler.
"Allah sizi inandırsın ki çocuklarımı çook.."
"Hocaaam yeme bizi!.."

Ve dilimde en sevdiğim şarkı Faruk Tınaz makamında:
(Sanırım sözleri Cemal Safi'ye aitti.)

Sana öyle hasretim ki
Bir çabam yok varam diye.
Yandım amma susuzluktan,
İçmiyorum haram diye…

Bana cansın, gönlüme yar
Nasıl tatlı özlemin var
Dolaştırsan diyar diyar
Bir gün demem “aman!” diye

Gözüm sende gönlüm sende
Ben yok oldum artık bende
Çağırsan da “gel” desende
İnan gelmem ferman diye…

Bir el dokundu omzuma. Baktım, eski tertiplerden:

“Hocam” dedi “Askerde kafana bir şey takmayacaksın! Kepten başka!”

Dışarda gür ve gurur verici bir ses: "HER!" "TÜRK!" "ASKER!" "DOĞAR!"

resim:www.gag.web.tr

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..