Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şişko Patates'ten Obeziteye...

Şişko Patates'ten Obeziteye...
 

Biz eskiden,
Göbekli erkeklere hep
Kelli felli, kodaman, zengin, bürokrat, halktan olmayan, yabancı, burjuva gözüyle bakardık.
Şapka ve göbek: İşte aristokrat…
İmrenirdik; ama pek sevmezdik bu tipleri.

Küçüktük, ufacıktık, sokağımızdaki gürbüz çocuklara “Şişko patateees, akşama domatees!” der, onları kızdırırdık.
Veya onların lâkabı "ÇİKO" idi.
Bugün de ABD'de tv karşısında çok oturana "Koltuk patatesi" dendiğini biliyorum.

Halktık, kenardık, ezilmiştik, işte öyleydik…
Kadınlar şişman olurdu da nedense hiç göze batmazdı onlar…
Özellikle kocakarı ifadesi, halkın kocaman kadınları benimsediğini gösterirdi galiba.
Aslında kocakarı HOCAKARI’dır.
Mahallenin, köyün bilirkişisi, büyüğü, ebesi, hanımağası ve doktoru…

Hani eskilerden bir söz vardır: “Yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı”
Veya “Evin balkonlusu, kadının butlusu, erkeğin göbeklisi makbuldür..” denir.

Büyüdük, siyah beyazlı yıllar bitti hayatımızda ve rengârenk bir hayat yaşar olduk:
Bilimde, felsefede, basında, demokraside, televizyonda, eğitimde…

Ve öğrendik ki “göbek” öyle imrenilecek değil, fiziksel ve kimyasal olarak korkulacak bir özellikmiş. Bir hastalıkmış.

Yeni kelimelerle tanıştım büyüdükçe: Şeker, kolestrol, obezite, nefes darlığı, diyet, rejim…

Neyse efendim, yemeğe düşkün bir adam misafirliğe gider.
Kendisine ikram edilen yemekleri ve tatlıları büyük bir iştahla midesine indirir.
Önüne konulan tabakları silip süpürürken durmadan da
Şunu da sünnetleyeyim, bunu da sünnetleyeyim.” diye mırıldanır.
Bu minval üzere sünnetlediği tabakları üst üste koyup alnının hizasına geldiğini görünce doyduğunu anlar.
Odanın bir köşesinde bu manzarayı seyreden küçük kız çocuğuna sorar:

“Kızım senin adın ne?”
Farz!...”
Bu ismi garip bulan Obur hayret eder:
“Hiç böyle isim olur mu?”
Zeki çocuk taşı gediğine koyar:
“Olur olur amca! Eğer sünnet deseydim, ihtimal ki beni de yerdin!..”

Lokman Hekim: “Ey oğul! Elindeki yiyeceği atman, onu tok karına yemenden daha hayırlıdır!” der.

“Ancak hazmedeceğin kadarını ye! Hazmedemeyeceğini yediğinde, sen onu değil, o seni yer!” İbn-i Mamuyeh

“İhtiyar için “usta bir aşçı”dan ve “güzel bir kız”dan daha zararlısı yoktur. Hastalanır ve bitkin düşer.”Bu sözü söyleyeni hatırlamıyorum.

Çok yiyen kişi, kendini öldüren kişidir.
Acaba şişman filozof, ruhban,bilim adamı, peygamber var mıdır?

Az yiyelim,
Az konuşalım,
Az uyuyalım.
İŞTE SAĞLIK.

Sağlıcakla kalınız…

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..