Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

Kahve falı

( Anılardan öyküler )
Okulun son yıllarıydı. Öğle boşluğundan yararlanarak iki arkadaş oturmuş gazinoda kahve içiyorlardı. Kenen da üzerlerine geldi ve bir kahve de ona söylediler.

İskender sessiz, sakin ama cin gibi birisiydi. Bakışlarıyla sanki insanın ruhunu okurdu. İsmet ise saf ve temiz kalpliydi. Herkese dert ortağı olur, sorunlarını dinler ve elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışırdı.

Sağdan soldan konuşup okul sonrası düşüncelerinden bahsettiler.

İskender bir sevdiğinden ve okulu bitirir bitirmez evleneceğinden söz etti. İsmet ise; önce askerliğini yapacağını, sonra da imalat üzerine iş kurup para kazanacağını söyledi. Çünkü o makine bölümündeydi ve akıllı biriydi. Bu arada kahveler de içilmişti.

Sohbet devam ederken İsmet ile İskender fincanlarını kapattılar.

- Hayrola fal mı bakıyorsunuz?

- İskender biraz anlar.

- Ben de kapatayım o zaman.

- Kapat.

Fincanlar kapatıldı ve İskender önce kendi fincanına bakıp ne gördüyse gördü. Diğerlerine bir şey söylemedi.

Sonra İsmet’in fincanını alıp ona “ Oğlum sen boşuna hayal kuruyorsun. Sen bir kümes bile kuramaz, kazandığını fakire fukaraya dağıtırsın. Sana zenginlik görünmüyor. Falında uzun boylu ve esmer bir kız görüyorum. Bu kız senin bir yakının olabilir. Sen bu kıza ilgi göstermiyorsun ama bu kız senin kısmetin. Sen bu kızla evleneceksin. “ Söyledikleri arasında daha başka şeyler de vardı ama önemli değildi.

İsmet’in fincanı okunduktan sonra, sıra Kenan’ın fincanına geldi.

İskender Kenan’ın fincanına bakarken bir süre konuşmadı. Sonra: “ Sana bir vadeye kadar bir kadın akrabandan bir mektup gelecek. Bu bir saat de olabilir, bir gün de, en çok bir hafta. Bu mektup önce bir at sırtında yola çıkıyor, sonra trene mi biniyor, otobüse mi tayın edemiyorum. Bu mektupta sana bir doğumdan bahsedilecek. Doğum olmamış ama olacak ve bu doğumdan bir kız çocuğu dünyaya gelecek. “

“ Senin geleceğinde bir takım karmaşık olaylar görüyorum. Sen bir iftiraya maruz kalacak ve bu iftiradan çok büyük bir yara alacaksın. Bu konuda çok dikkatli olmanı öneririm. “

Fal bu minval üzere devam edip gitti ve Kenan’ı büyük bir düşüncedir sardı. Bir müddet sonra da ders zili çaldı. Sınıflarına gittiler.

Dersten çıktıklarında Kenan; posta kutusunda kendisine ait bir mektup gördü. Mektup Köyceğiz’de yengesinden geliyor ve “ Yakında amca oluyorsun. “ deniyordu. Bunu gören Kenan şaşırıp kaldı.

Mevsim kış ve o yıllar Köyceğiz ile Muğla arası, şimdiki gibi güzel yollara sahip olmadığı ve motorları su kaynatmayan otobüsler olmadığı için, posta gönderileri kış aylarında, Muğla’ya kadar önce at sırtında yola çıkar, oradan otobüs veya trenle gideceği yere ulaştırılırdı.

İskender kahve falında, mektubun ne zaman ve nasıl geleceğini ve içindeki haberi bilmiş ve bu doğumdan bir kız çocuğu dünyaya gelecek diye bir de kehanette bulunmuştu.

Kenan önce “ Bu hergeleler bana bir oyun oynadılar. Mektubu açıp okudular ve beni işletmek istediler. “ diye düşündü.

İskender Ege Bölgesindendi ve Kenan’ın samimi arkadaşlarından biriydi. Kış aylarında Köyceğiz’le Muğla arasının kapalı olduğunu bilir ve postanın önce at sırtında yola çıktığı masalını uydurabilirdi.

Kenan’a gelen mektubu daha önceden görmüş ve arkadaşına bir oyun yapmak için açmış olabilirdi.

Kenan zarfı kontrol etti. Zarfın açılıp tekrar kapatılmış bir hali yoktu. Okulun girişindeki görevlilere sordu. Posta onlar derste iken gelmişti.

Bu durum karşısında İskender’in kehanetine inanmaktan başka çare yoktu.

Yengesine yazdı. “ Çok mutlu oldum. Sizin bir kız çocuğunuz olacak. “ dedi ve hakikaten bir kızları oldu… 29 Mayıs 2008

 
Toplam blog
: 104
: 722
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

6 Mayıs 1927 Simav doğumlu, İstanbul Yıldız Teknik Okulu’nun ( Bu günkü Yıldız Üniversitesi) son sın..