- Kategori
- Felsefe
Kalabalık...

Caligrafi çalışmarımdan...
Öyle sunmalısın ki umudu!..
darmadağın olsun... yüreği kabarsın! baksın kendine hayran hayran ağlasın...
Hadi nerdesiniz?, başlasınıza!... aynı teraneleri pişirip pişirip sunsanıza!...
kurtar kendinin "ben" yalnızlığını sıkıntı duymasana...
Başladı!...
"sıkıntılar, umutsuzluklar boşuna!...
geliştir kendini, "sen" farklısın; yeni uğraşlar edin, kurtulsana yalnızlık girdabından.. o saf geçmişin ne güzeldi oysa!... hatırlar mısın dandini dandini destana günlerimizi... sen nasıl hala giremedin kalabalığa...."
Devam ediyor!...
"kalabalığa girememen, "senin" suçun!...
oysa bak!... ne güzel sevgili, ne güzel bir hayat, "seni" kim yalnız bıraktı ki?...
"sen" arasana kendin gibileri, onlarıda sok, o yüce kalabalığa..."
Umutçu sürdürüyor!..
"Bak sizin temel çelişkileriniz bitmeli...
umut var!... neden? "sende" kendi temel çelişkilerini çözmüyorsun ki?
Neyin peşindesin, huzurumuzu bozmasana!..."
"Umutçu" dağıtmaya başlıyor!...
"siz "ben" siniz, ben sizim... kurtarın kendinizi...
alın size çevre, alın size dostluk , alın size!... daha ne vereyim ki...
fırsatlar size, gelişim size, herşeyim size..."
"Umut" sonuç veriyor!... (Biraz)
"ben" mişim de haberim yok vay anasına, nasıl da keşfetmemişim cinselliğimi, boşa uğraşmışım yıllarca... kurtaracağım kendimi. Heyy sen naber diye başlasam mı acaba.."
"Umutçu!"
"Şimdiiii diye, başlayarak başlayabilirsin örneğin...
Sonra devamını getirirsin..."
"Yalnız" dinlemeyi sürdüyor...
Umutçu ekler yapacak!...
" Ne yaptınki?.. kazanacaksın?... "uymamayı" direnmek mi sandın?...
Eline sayfaları çok bir kitap alacaksın!... ama sadece susacaksın!..
Aykırı olmayı, sinema gişe kuyruğunda bağrırarak kazanacaksın!.."
Vay be!.. diyor "yalnız"
"Umutçu"
Neee? bu kadar basit mi sandın?... tüm bunlardan sonra yüzünün kızarmasını engellemek, kolay mı sandın?..."
"Yalnız" sevinmeye başladı!..
"Heyy dostumm!.. işe yarar sanırım dediklerin!..."
"Umutçu" sinirleniyor!..
"Heyy!..
kendine gel, ne de çabuk şımardın.. bunları öğrenmek bu kadar kolay mı sandın!..."
Her durumda kalabalığın içinde ve sorun çıkarmadan yaşamak ne sandın?.."
"Kalabalık"
"Bak" der!.. insana...
"yediğin yemeği hak etmen lazım...
kendin gibileri yaratman için umut vermen lazım.."
Yedikleri yemeği bunca alçaklığa rağmen içine sindirinler umut verirler...
Her şey ne güzel derler!...
bitti.