Kalan sağlar bizimdir!

"Bu gece uzun olacak!" Çok önbilici bir söz!.. Çünkü elektrik kesildi!.. Ben de karanlıkta Suna Kan ile orkestra şefi Sera Tokay’ı düşünüp yazmaya başladım. Dizüstümün pili doluymuş, onun ışığı ile düşüncelerim flört ediyor. İZDSO’nun bu haftaki konseri soluk soluğa izlendi. Şefin hızlı, hırslı solumaları, esleri dolduruyordu; enerjisinin her bir izleyiciye geçtiği görülebilirdi... Suna Kan Hanımefendi’nin zarafeti, kemanını birkaç hafta arayla bize iki kez dinletmesi İzmir için büyük bir saygınlık konusu. 8 Mart 2008 günü de Bademler'de olacaklar, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla. Kutlu olsun (mu?)!..

Yıl erkeklerin, bir gün kadınların... Kadın, bir ayrıntıdır; hani "kaideyi bozmayan bir istisna". Değerli, çok yararlı bir madendir; çalışır, çalıştıkça parlar; verimli bir topraktır, nadas istemez; duygulu bir yaratıktır, insaflı, sevgi dolu, bağışlayıcı; mangal kadar yüreği vardır, bir gün kırılır, ertesi gün yaşama yeniden başlar; itilir kakılır, yumruklanır, kanar; diner, direnir. Eril dünyada küfürlerin çoğunlukla tümleci ve öznesidir, kadın... "Kadın" sözcüğünde sert sessiz ve kalın sesliler vardır, her türlü eziyeti kaldırır, esnektir, sindirir; "erkek" sözcüğünde ince sesliler bulunur, dayanıksız, filtresiz, duyarsız ve mekaniktir.

Söylenecek sözlerin kalmadığı günlerdeyiz. Bu çağda kadın, töre cinayetlerinin kurbanı, hâlâ bir meta, tacize açık ve müstahak bir yaratıktır. Toplumsal hak ve özgürlüklerinin giderek kısıtlandığı, hele hele "özgürlük" kisvesi altında sıkmabaşa sokularak "özgürlüksüz" bırakılan bir insancıktır. Kutlu olsun (mu?)!..

Sağ, esen kalın! Kalan sağlar bizimdir.