Kan

Bu gün konuya nasıl gireceğimi kestiremedim. Elime bir keser, bir nacak aldım; kafasını gözünü yonta yonta sokacağım kapıdan içeriye.

 

Sizde bir kask takın başınıza: ne olur ne olmaz, nacaktan odun sıçrar, keserden kıymık fırlar, canınızı acır cildiniz çizilir, damarınızda durmayacak kan varsa akar.

 

Biliyorsunuz Türkiye’nin yeni tarihini kansızlar yazıyor. Halktan kan toplayarak kansızlığa çözüm aramak, tedavi aracı olabilir mi?

 

Bağda gülü budasanız, gülü güle bağlasanız; olaylar karşısında damarınızda kan donacak, bırakın iğne batırmayı damarınızı kesseler, bir damla kanınız akmayacak!

Kent meydanında koca bir sahra çadırı kurulu. Ben sahra çadırı dedim ya siz isterseniz Yörük çadırı deyin veya komuta çadırı diye adlandırın.

 

Çadırın üstünde kocaman kırmızı harflerle  “MUHTEREM HALKIMIZI KAN BAĞIŞINA BEKLİYORUZ”  yazılı.

 

Aklınızdan ne geçirdiğiniz tahmin ediyor,  alışılmış, bildik görüntü dediğinizi dudaklarınızdan okuyorum.

 

Manzara bildik tanıdık, elbette aşina olduğumuz bir görüntü. Görüntüye aşinayız da çağrıştırdı duyguya aşina mıyız gelin birlikte göz atalım.

 

-Güneydoğu İl’lerimizi PKK bir bir  ele geçiriyor, özerklik ilan ediyor: cadde ve sokaklarda askeri düzenle yürüyor; devletin güvenlik güçlerini mahallelere sokmuyor.

 

-Hani adamın biri kürsüye her çıktığında “Tek Vatan Tek Bayrak” vurgusu yapıyordu ya, sözünde durdu: o bölgede sadece örgütün flaması bayrak olarak militanların elinde.

Türk’ün Ay Yıldızlı şanlı bayrağı militanlarca yırtılıyor, parçalanıyor Vezir-i azamdan, Sultan D. İbrahim’den ses seda yok!

 

Tırnak içindeki habere dikkat! “ yüzleri kapalı örgüt militanları, önceki gece kalabalık bir gurupla Sur ve Nur mahallelerinde “Askeri düzenle” yürüyüş yaptı”

 

“Tek tip elbise ve YDG-H tişörtü giyenlerin yer aldığı guruptaki bir eylemci “Biz serhildanlarla” sokaklarımızı devletin kirli politikalarından temizledik” diyor.

 

Ne dersiniz kent merkezlerine kurulan çadırlarda toplanacak taze kan “kansızlığa/soysuzluğa ” merhem olur mu?

 

Ben diyorum ki taşıma suyla değirmen dönmez, damara şırıngayla kan zerk edilerek kan da düzelmez.

 

Yazıya son noktayı koymadan önce Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin’in “İşte tartışılan Kürt çözümü yol haritası taslağı” başlığı ile bugün yayına giren makaleye bir göz atmanızı da hatırlatmak isterim.

 

Murat Yetkin, madde made yazmış Terörist başı bebek katili ile varılan yol haritasının içeriğini.

 

On iki yıldan beri Türkiye’yi yönettiğini zannedenlerin ülkeyi getirdikleri nokta, 2 kere ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm bir teröristle pazarlık ve onun çizdiği yol haritası çizgisidir.

 

Bu çizgiyi izleyenler, görünen köye “Büyük Kürdistan” hayaline bilerek oluk oluk su taşıyor.

 

Bu sakalara kent merkezinde kurulan çadırlarda toplanan kanı zerk ederek tedavi mümkün mü?

 

Yorum da karar da sizin!