Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '12

 
Kategori
Tarih
 

Kanuni Sultan Süleyman’ın Şeyhülislam’ı âlim, hukukçu ve tefsirci

Kanuni Sultan Süleyman’ın Şeyhülislam’ı âlim, hukukçu ve tefsirci
 

Mehmet Ebussuud Efendi,


Mehmet Ebussuud Efendi,

"Ebu s-Su'ud" veya "Hoca Çelebi"

d. 30 Aralık1490– o. 23 Ağustos1574),

 

Kanuni Sultan Süleyman’ın Şeyhülislam’ı âlim, hukukçu ve tefsirci

 

Ebussuud üç padişaha şeyhüislamlık yapmış bir ilim adamı.

Sadece Osmanlı topraklarında değil bütün islam coğrafyasında itibar sahibi ve eserleri günümüzde de kıymetini koruyan büyük bir islam âlimidir.

Kanuni ve II. Selim devrindeki önemli kanun hareketlerinde bulundu.

Kanuni Sultan Süleyman gibi çetin bir Padişah karşısında bile:

“Padişah emriyle nâ-meşrû’ olan nesne meşrû’ olmaz’ “

Diyebilecek kadar cesur bir âlimdir.

22 adet önemli eseri ile çeşitli risaleleri vardır.

Aynı zamanda bir şairdi.

"İrşadü’l-Aklu’s-Selim Mezaye’l-Kitabü’l-Kerim"

Adlı tefsiri yüzyıllardır alanında en önemli eserlerden biridir.

Islam âlimi ve aynı zamanda ikinci

“Ebû Hanife” ve “Müfitiyü’s-Sakaleyn”

(insanların ve cinlerin müftüsü)

Unvanları verilmiş olan Kanuni Sultan Süleyman’ın

(radıyallahu anh)

Şeyhülislam’ı Ebussuud Efendi (alıntı)

Muhteşem Yüzyılı merakla bekliyoruz. Fragmanlarında Tuncel Kurtiz’in oynadığı büyük islam âlimi Mehmet Ebussuud Efendi’den görüntüleri görünce, araştırmak ve sizleri bu konuda bilgilendirmek istedim…

Tuncel Kurtiz gibi bir ustanın oynayacağı ve tarihte, özellikle Kanuni Sultan Süleyman ve onun korarlarında bu kadar etkili olan bu Şeyhülislam’ı merak ettim…

Bu sezon ondan verdiği kararlardan çok söz edeceğiz. Kanuni Sultan Süleyman’ın bazı sözleine karşı gelebilecek:

“Padişah emriyle nâ-meşrû’ olan nesne meşrû’ olmaz’ “

Diyecek kadar gözü pek bir bilim adamı. Üç padişahın üç önemli Osmanlı devlet adamının yanında olmuş, onlara akıl vermiş, sözünü dinletmiş bir şeyhüislam…

Tuncel Kurtiz, sanatı ve ses tonu ile her bölümde tüylerimizi diken – diken edecektir.

Muhteşem bir tercih…

Aynı dönemde yaşamış olan Mimar Sinan’ı kim oynayacak merak içindeyim…

*

Ebüssuud Efendi hakkında ansiklopedik bilgi

Ebüssuud Efendi16. yüzyılın meşhur Osmanlı âlimlerinden. On üçüncü Osmanlı şeyhülislamıdır. Tefsir, fıkıh ve diğer ilimlerde büyük âlimdi. İsmi, Ahmed bin Muhammed’dir. Ebüssü’ud el-İmadi ismiyle meşhur olup, Hoca Çelebi adıyla da tanınmıştır. 1490 (H.896) senesinde İskilip’te doğdu. 1574 (H.982)te İstanbul’da vefat etti. Bazı kaynaklarda İstanbul yakınlarındaki Müderris köyünde doğduğu da bildirilmektedir. Âlimler yetiştiren bir aileye mensuptur. Dedesi, Ali Kuşçu’nun kardeşi Mustafa İmadi’dir. Semerkand’dan Anadolu’ya gelip yerleşmiştir. Babası âlim ve kamil bir zat olup, Hünkar şeyhi olarak bilinirdi.

Ebüssü’ud Efendi, önce babasından ilim öğrendi. Gençlik çağında da babasının derslerine devam ile icazet(diploma) aldı. Babasından sonra Müeyyedzade Abdurrahman Efendi, Mevlana Seyyid-i Karamani ve İbn-i Kemal Paşadan ilim öğrendi. Tahsilini tamamladıktan sonra, yirmi altı yaşında müderris oldu. Çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. 1532’de Bursa kadılığına bir sene sonra da İstanbul kadılığına tayin edildi. Üç sene İstanbul kadılığı yaptı. 1537’de Rumeli kazaskerliğine tayin edildi. Sekiz sene bu vazifede bulundu.

Ebüssü’ud Efendi, Kanuni Sultan Süleyman Hanın sevip değer verdiği, pek kıymetli bir âlimdi. Kanuni, onu bütün seferlerinde yanında bulundurdu. 1541’de Padişah’ın emri üzerine, Budin’in ve Orta Macaristan’ın tapu ve tahrir işlerini yaptı. 1545senesinde elli beş yaşındayken, Fenarizade Muhyiddin Efendiden sonra şeyhülislam oldu.

Kanuni Sultan Süleymanile Yavuz Sultan SelimHan'ın saltanatları zamanında 30 sene şeyhülislamlık yaparak din ve devlete üstün hizmetlerde bulundu. Osmanlı şeyhülislamları arasında en çok bu makamda kalıp hizmeti geçen Ebüssü’ud Efendidir.

Süleymaniye Camii'nin temel atma merasiminde, mihrabın temel taşını Ebüssü’ud Efendiye koydurtan Kanuni Sultan Süleyman Han, onu çok sever ve her önemli işinde onun fetvasına müracaat ederdi. Devrinde âlimler arasında bir mesele hakkında farklı hüküm ortaya çıksa, Ebüssü’ud Efendinin tarafını tercih ederdi. Ebüssü’ud Efendi, o devirde, devlet kanunlarını dinin hükümlerine uygun şekilde telif etmiştir. Tımar ve zeametlere dair mevzularda verilen kararlar, genellikle Ebüssü’ud Efendinin fetvalarına dayanmıştır. Mülazemet usulü de onun zamanında tesis edilmişti. Kanuni, Arazi Kanunnamesi’ni de Ebüssü’ud Efendiye hazırlatmıştır.

Kanuni Sultan Süleyman Hanın cenaze namazını Ebüssü’ud Efendi kıldırdı. Padişah’ın vefatı üzerine bir mersiye yazdı. Bu mersiyesi de, edebiyattaki yüksek derecesini göstermiştir.

Ebüssü’ud Efendi, sekiz sene de İkinci Selim Han zamanında şeyhülislamlık yaptı.

Ebüssü’ud Efendi, 25 Ağustos 1574 tarihinde 84 yaşında vefat etti. İslam âleminde çok tanınmış olduğundan vefatı büyük bir üzüntüyle karşılandı. Cenaze namazını Kazasker Muhşi Sinan Efendi, Fatih Camiinde kıldırdı. Cenaze namazı için o devrin âlimleri, vezirler, divan erkânı ve halk, büyük bir kalabalık halinde toplandı. İkinci Selim Han, Ebüssü’ud Efendinin vefatından dolayı pek ziyade üzülmüştür.

Ebüssü’ud Efendi dini hükümleri çok iyi bilen, sağlam karakterli, kimseye haksızlık etmeyen, hatır için asla söz söylemeyen, gayet tedbirli bir âlimdi. Devrin durumunu, şartlarını, halkın örf ve adetlerini dikkate alır, işlerinde dinin emirlerinden asla dışarı çıkmazdı.

İstanbul ve İskilip’te hayrat yaptırdı. İskilip’te, babası Muhyiddin Mehmed İskilibi’nin ve annesinin medfun bulunduğu türbenin yanında bir cami ve bir medrese, o civarda bir de köprü yaptırmıştır. İstanbul’da, Eyüp’te bir medrese yaptırdı. Kabri, bu medresenin yanındadır. Yine İstanbul’da Şehremini ve Macuncu semtlerinde birer çeşme ve hamam yaptırmıştır. Macuncu’da bir konağı ve Sütlüce’de bahçeli bir yalısı vardı. Tefsirini bu yalıda yazmıştır.

Osmanlı sultanlarından İkinci Selim, Üçüncü Murad ve Üçüncü Mehmed’in zamanlarında hizmet veren; Ma’lulzade Seyyid Mehmed, Abdülkadir Şeyhi, Hoca Sa’deddin, Bostanzade Mehmed Sun’ullah Efendi, Bostanzade Mustafa, meşhur şair Baki Efendi, Hace-i Sultani Ataullah Efendi, Kınalızade Hasan ve Ali Cemali Efendinin oğlu Fudayl Efendi gibi pekçok âlimin hocasıdır.

Eserleri: Ebüssü’ud Efendi, tefsir, fıkıh ve diğer ilimlerde pekçok eser yazmıştır. Bazıları şunlardır:

İrşadü’l-Aklisselim: Meşhur tefsiridir. Ma’ruzat, Hasm-ül-Hilaf, Gamzetü’l-Melih, Kevakib-ül-Enzar, Fetvalar, Kanunnameler, Münşeat, mektupları, şiirleri ve diğer eserler.(alıntı)

&

Ailesi Musulcivarındaki İmâdiyye'den olduğu icin "İmadi" olarak da anılır.

30 Aralık 1490 tarihinde Çorum'un İskilipilçesinde doğdu. İskilipliŞeyh Muhiddin Mehmed Efendi'nin oğludur ve anne tarafından da Ali Kuşçu'nun torunudur.

1533'de İstanbul kadılığı gorevine atandi; sonra Bursakadılığına gecti ve 1537'de Rumeli'de Kazaskeriliği gorevi verildi. Sonra Sultan I. Süleymandevrinde 1545 tarihinde Şeyhülislamlığagetirildi.

Başarılı olduğu için Sultan I. Süleyman'in ölümünden sonra, II. Selimdevrinde de görevini sürdürdü.

Bu Sultan'larla birlikte çalışarak verdiği fetvalarla I. Süleyman'n Yezidilerekarşı hareketlerini ve Kıbrıs'ın fethini destekleyen fetvalar vererek bu olayların dinselolarak kabülünde önemli rol oynadı. Verdiği fetvaların arasında enteresan olarak Karagözoyunları gösterileri ve o zaman yeni olarak Osmanlı ulkesine girmekte olan kahve içilmesi konuları bulunmaktadir.

Çok önemli bir kişi olarak kabul edilmiştir. Kanunnameler hazırlattı. Bir çok âlim yetiştirdiği için İlmiye sınıfı daha uzun bir müddet zayıflamadı.

İki oğlunun kendisi hayatta iken ölümlerinden çok üzüldüğü kaydedilir.

Mehmet Ebusuud Efendi 23 Ağustos1574'de vefat etti.

II. Selim onun ölümüne çok üzülmüşür.

Tefsir

İrşadü’l-Aklu’s-Selim Mezaye’l-Kitabü’l-Kerim (Arapça tefsir),

Maâk'dü t-tarrâffi evveli sureti'l-Feth minel-Keşşâf

Tefsirü sureti'I-Furtan

Tef sini sureti'I Müminin

Risale fi bahsi imâni'l-Firavn

Hukuk

Fetavayı Ebussuud Efendi,

Kanunname-i Ali Osmanî (Kanuni devrine adını veren kanun)

Maruzaat (çeşitli fıkhî ve ameli hükümler),

Arâzî-yi Harâcıyye ve Oşriy-ye Hacında Kanun ve Fetvalar,

Risale fi vakfı'I-men kül ve'n-nufçûd,

Bidâatü'l-kadî li-ihtiyâcihi fil-müstakbel ve'l-mâzî,

Fe-tâvâ Kâtiblerine Tenbih,

El-Fetva'l müteallikti bı-beyânı'I-valftı'I-muteber e lı'l-hasad ve istihlâk) I-galat,

Gamezâtü I-melih fi evveli mebâhisi kasri'l-âmm mine't-Telvîh,

Sevâkjbii'l-enzâr fi evâılı Menârı'l-envâr,

Hasmü'l-hılâffi'l-mesh ale'l-htfaf,

Risale fi val^fi'I-arazî ve bazı âhkami'l-vakj,

Rishile fi tescili'I-evkaf Risale fi vakfı't-tâvahîn ale'I-arzı'l-mevkûfe li'l-gayr.

Öşür Hakkında Risale

Dil ve edebiyat

Calatüt-ı Ebussuud (Gala-tât-ı Avam),

El-Kasîdetü'l-mîmiyye,

El-Kasâidü'l-Arabiyye,

Ka-sîde fi nsai's-Sultân Süleyman,

Münşeat-ı Ebussuud.

Galatat (yanlış kullanılan kelimeler),

Kaside-i Mimiyye (Arapça şiir)

Sevâkibü’l-Enzâr fi Evâili’l-Menâr

Ğamazâtu’l-Melih

Sevâkibü’l-Enzâr fi Evâili Menâri’l-Envâr fi’l-Usûl

Akaid

Risale fi beyanı'I -kaza ve'l-kader

Tıp

Risale li-ecli'ttaûn

Duânâme-ı Ebussu-ûud (Duaname yalın bir dil il? yazılmış dualar v? hadisler),

Risale fi ediyeti'l-me'sûre

Risale-i Mergûbe

Mecmua-ı Deavât(alıntı)

&
    

Kanuni Sultan Süleyman`ın Şeyhülislam`ı âlim, hukukçu ve tefsirci Ebussuud Efendi’nin yazdığı, döneminin en önemli eseri kabul edilen "Ebussuud Tefsiri", beş asır sonra yayınlandı.

Tefsirin Türkçe’ye çevrilmesiyle ilgili bilgi veren Boğaziçi Yayınları Editörü Gazi Altun, asıl adı “İrşad-ı Akl-ı Selim ila Mezayayi Kitab-il Kerim” olan ve Türkiye’de “Ebussuud Tefsiri” olarak yayımlanan eserin kültür dünyası için önemli bir kazanım olduğunu söyledi.


Altun, eserin çevirisinin 2003`te başladığını ve 2008’de tamamlandığını, eserin 6 bin sayfa ve çift renk baskılı olarak 12 ciltlik takım halinde basıldığını belirterek,

“Eser için şöyle bir tabir kullanılmaktadır; Nasıl ki Süleymaniye o devrin, hatta bütün devirlerdeki İslam mimarisinin şaheseridir, bu eser de tefsirlerin şaheseri, tabiri caizse Süleymaniye’sidir.”

“Zira nasıl Süleymaniye’yi Kanuni Sultan Süleyman Mimarbaşı Sinan’a yaptırmışsa, bu eseri de Kanuni Sultan Süleyman, Şeyhülislam`ı Ebussuud Efendi`ye yazdırmıştır” diye konuştu.


İslam dünyasının en muhteşem camisinin İstanbul’a kısmet olması gibi, İslam dünyasının en önemli tefsirinin de İstanbul`a nasip olduğunu dile getiren Altun, Ebussuud Efendi`nin tefsiri kısmen(1.cildi) yazıp oğluyla birlikte Sultan Süleyman`a gönderdiğini, Sultan Süleyman`ın da onu kapıda hürmetle karşıladığını, Kanuni`nin eseri hazırlayan Şeyhülislam’ın maaşına iki yüz akçe zam yaptığını, eseri tamamlayınca da yüz akçe daha ilave ettiğini anlattı.

Mekke ve Medine`ye (Haremeyn) gönderilmesini emrettiğini, Arapça yazılan eserin Arap dünyasında da büyük bir itibar kazandığını belirterek, eserin hala İslam âleminde basıldığını ve üniversitelerde ders olarak okutulduğunu söyledi.
Ebussuud Efendi’nin ayetlerin iniş sebeplerini, muhtelif yorumlarını ve başka ayetlerle olan münasebetlerini mükemmel şekilde verdiğini anlatan Altun, yerine göre konuyla ilgili hadisleri ve şiirleri de ihmal etmediğini bunun da esere hem derinlik, hem de edebilik kazandırdığını dile getirdi...


Ebussuud Efendi’nin 1490 yılında İskilip’te doğduğunu, 1574`te İstanbul`da öldüğünü hatırlatan Altun, Ebussuud Efendi`nin II. Beyazid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim gibi dört büyük padişahın zamanında yaşadığını, giderek büyüyen bir imparatorluğun hukuki, dini ve manevi meselelerine çare bulmak konumunda olduğunu ifade etti.


Altun, Ebussuud Efendi`nin seksen dört yıllık ömrünü tüm bu meselelere çare bulmak, gerekli hukuki tanzimleri gerçekleştirmek veya sorulan dini suallere cevap teşkil edecek fetvalar vermekle geçtiğini anlatarak, bu fetvalar nedeniyle Ebussuud Efendi’nin büyük şöhret sahibi olduğunu, otuz seneye yakın süren Şeyhülislamlığının şöhretini daha da pekiştirdiğini ifade etti.


Ebussuud Efendi’nin ceddinin Uluğ Bey’in Doğancıbaşıcısı İmameddin Mehmed Kuşçu olduğunu vurgulayan Altun, âlimin fiilen seferlere katıldığını, bu nedenle gazi olduğunu ve Budin’in fethinde payı bulunduğunu ifade etti.


“GOETHE, DOĞU-BATI DİVANINDA EBUSSUUD EFENDİ’DEN ETKİLENDİ”

Altun, Ebussuud Efendi`nin çok çalışkan bir kişi olduğunu, on binden fazla fetva verdiğini, ünlü Alman şairi Goethe`nin Ebusuud Efendi`den etkilenerek, Doğu-Batı divanını yazdığını anlattı.


Eserin Arapça aslından tercüme edildiğini, çok yüksek bir Arapça ve medrese kültürünün zirvesinde oluşmuş eserin tercümesinde azami dikkat gösterildiğini ve en ufak bir mana kaymasının önlenmeye çalışıldığını kaydeden Altun, aradaki 500 yıla yakın bir zamanın koyduğu engellerin kaldırılması, redaksiyonda eserin öğretici ve kolay anlaşılır olması için çalışıldığını belirtti.


Altun, bu sebeple önce ayetlerin asıllarının, sonra Latin harfleriyle yazılışlarının, daha sonra da meallerinin verildiğini dile getirerek şöyle konuştu:

“Bununla da yetinilmedi ve yorumda ayetlerin hem Latince alfabesiyle asılları ve hem de mealleri tekrar edildi. Böylece biraz Osmanlı Türkçesi bilenlerin ayetlere daha kolay nüfuz etmeleri ve Kur’an diline yakınlaşmaları hedeflendi. Öğreticilik vasfını daha da güçlendirmek için ayetler cümlelerine bölünerek ve cümleler ayrı -ayrı ele alınarak, yorumları verildi. Böylece Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasını kolaylaştıracak her şey yapılmış oldu. Eserdeki bazı deyimleri ve terimleri olduğu gibi zikrettik ve manasını da parantez içinde gösterdik.”


Altun, mütercim tefsirde isimleri geçen şahısların ölüm ve doğum tarihlerini ve soy isimlerini de ilave ederek kronolojik anlayışı kolay anlaşılır yaptıklarını ve dipnotlar ilave edildiğini aktararak, her sayfaya ayet ve sure numarasının başlıkta konarak verildiğini, böylece zenginleştirilmiş ve güncelleştirilmiş ansiklopedik bir kaynak olarak tefsirin ortaya çıktığını kaydetti.(alıntı)

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....