Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '18

 
Kategori
TV Programları
 

Kardelen Uçma ile Dolu Dolu

Beni Affet finale yaklaşırken, kalbim üzüntüden patlamak üzereyken -dile kolay onların 8 seneleri varsa, benim de neredeyse 7 yıldan fazla izleyici ve hatta yorumcu kimliğim var onlarla- arka arkaya bütün oyuncularla röportaj yapma çabam da zirve yaptı. Aslında verdiğim sözleri tutma çabası diyelim...Çünkü Beni Affet ekibini senelerdir tanıyormuşum gibi -gibisi fazla ya- çoook ama çok seviyorum.

Sevgili Kardelen Uçma, yani Beni Affet'e 8. sezonda dahil olan Ebru karakterini canlandıran güzel oyuncu ile yollarımız son Ankara set ziyaretinde kesişti. Malum Ebru karakteri bizi Cenk'e olan aşırı düşkünlüğü, hafif saplantılı halleri ama sıcacık kalbi ile ekranlarda kadın kimliği ile çeşitli şekillerde yüzleştirdi. Takıntılı bağlılıkları, güçlü-güçsüz kadın kimliklerini sorguladık onların evliliğini izlerken. 

Ama Kardelen'in sıcacık enerjisi beni sette ilk karşılaştığımda içine alıvermişti. Uzun uzun sohbet etme fırsatı bulamasak da, beni kırmadı ve sorularımı yanıtladı. Kardelen'in yanıtlarını okurken aslında hepimizin ne kadar benzer duygulara sahip olduğumuzu, ne kadar bir olduğumuzu yeniden anımsadım. Ve tabii Beni Affet ailesi ile ilgili söylediklerine sonuna dek katılıyorum.

Oyunculuk kariyerinde ve hayatında bol şanslar dilerken, iyi ki tanıdım diyor, başka başka projelerinde de sohbet etmeyi diliyorum. 

----

Kardelen Uçma günlük hayatında nasıl biridir?

Bu oldukça göreceli bir soru aslında. Ben insanların karşısındaki insanlara ve durumlara göre kendindeki farklı renkleri gösterdiğine inanan biriyim. Genel olarak gözlemlerim kendimle ilgili inatçı, adil, net, aceleci, vicdanlı, saman alevi, güçlü, empat, aşırı aileci, sosyal ama kendi dünyası olan ve burada kalmaktan genellikle daha mutlu olan biri diyebilirim.

Kardelen Uçma, canlandırdığı Ebru karakteri hakkında bize neler söyler?

Ebru karakteri dizi boyunca kısa sürede çok fazla evrildi aslında.Başlangıçta daha yalnız, kendini tatmin edebilecek uğraşları olmayan, herkesin bildiği üzere kocasına bağımlı bir kadındı. Dengesizdi. Ben başından beri Ebru’yu çok silik, enerjisiz, korkularıyla yüzleşemeyen ve bu uğurda ailesini bile bencilce yaralayabilen biri olarak hissettim. Ama işte o kriz anlarında  içinden çıkan aşırı yüksek ağlamaları, bağırmaları,bayılmaları duygularındaki dengesizliği gösteriyordu.Fakat sonar işler  yolundayken senaryoda okuduğum kadın ailesine çok düşkün, fedakar, toparlayıcı, zaman zaman Sırma ile çocuklaşan başka bir kadın çıktı. Baştaki kadınla tutarlı olabilmesi adına buraya evriltmek zordu benim için. Eleştirenler de çok oldu. Bana çok şey öğretti.

Dizide saplantılı bir aşığı canlandırıyorsun. Bu nasıl bir his yarattı sende?

Aslında her kadının içinde olan anaçlıkla yoğrulduğundan karışabilen sevmek, korumak, bağlanmak, ailen bilmek, yanlışların üzerini kapatmak, bırakıp gitmemek için görmek istememek durumunu hissettim. Nasıl ince bir çizgi olduğunu... Bunlar karıştırıldığında veya dozu arttığında çok kolay bir kadının bu kuyuya düşebileceğini anladım. Eskiden yargılayabilirdim böyle bir kadını. Oynarken de çok zor anlayabildim ama anladım.

Gerçek hayatta hiç böyle takıntılı bir aşk yaşadın mı?

Aşk ve takıntı aynı cümle içinde çok mantıklı gelmiyor. Aşk güzellikler çağrıştıran bir şey. Takıntı varsa o başka bir şey bence. Bilmiyorum ben çok sadık, çok zor kapılarını açabilen ve açtıktan sonra da çok kolay o duygumdan vazgeçemeyen biriyim. Bana göre takıntılı hiç değilim ama dışarıdan birilerine göre bu da bir takıntıdır belki.

Dizi setinde kendine en yakın hissettiğin isim kimdi?

İlk günlerde kardeşlerim Bedirhan ve Can. Enerjimiz çok çabuk tuttu ve birbirimize iyi geldik. Ama zaman geçtikçe gerek oyuncu arkadaşlarımdan gerekse ekipten çok fazla insan sayabilirim. Bu konuda çok şanslıydık bence. Deniz Yılmaz için bir parantez açmalıyım ama tabi. İyi ki hepsini tanıdım.

Hayatta yapmaktan en keyif aldığın şeyler nelerdir?

Doğada olmak, şehirler-ülkeler gezmek, uyumak, yürümek, yazmak, müzik dinlemek, öğrenmek…

Kardelen Uçma için hayat ne ifade ediyor?

Zormuş bu soru :) Aslında bence bir deneyim. Çok komplike gözükse de aslında çok basit bir denklemi var tabi bunu yaşarken unutuyoruz. Kocaman bir bahçe gibi. Acı-tatlı, her tatdan her telden duyguyu, bir çok şeyi her gün yaşayıp deneyimleme fırsatımız var. Ben kolay melankolikleşebilen biri olsam da bence bu harika. Burada olmak çok güzel. Şükürler olsun :)

En büyük hayalin ve en büyük korkun nedir?

Hayalim bana kalsın :) En büyük korkum sanırım sevdiklerimi kaybetmek ya da zarar görmeleri bir de kedi:)

Hayattaki en büyük tutkun nedir?

Kendim olmak ve olabildiğim kadar hür olmak.

Müzik ve kitapla aran nasıl?

Müzik, kitap ve yürüyüş benim hayata bağlanma kablolarım gibi. Günler çok rutinleştiğinde ve hayat anlamsız geldiğinde kurtarıcım kesinlikle onlar.

Sence aşk nedir?

Bilmem. Çok farklı duygunun içinde bulunduğu karışık sebzeli bir çorba gibi. Çok fazla tanımlanabilen değil de daha çok hissedilebilen bir şey olduğunu düşünüyorum.İçinde mantıktan eser yok ama çok çorbanın.

Beni Affet dizisine son sezonunda katıldın. Ekiple ilgili ve diziyle ilgili neler söylersin?

Ben genelde kolay iletişim kurabilen ve pozitif  biri olsam da aslında fazlaca güvenlik duvarları olan, iyice gözlemleyen biriyim. İçerim de gerçek anlamda kendimi insanlara açmam zaman alırdı. Burada öyle olmadı.Çok fazla insana daha ilk andan çok yakın hissettim kendimi. Hiç yeni gelmişim gibi hissetmedim sayelerinde. Genel olarak herkes bana ve birbirine karşı çok olduğu gibi ve iyiydi. Bence bu işin 8 yıldır böyle başarıyla sürmesinin en önemli sebebi bu. Bu sektörde istikrar çok kolay değil, sektördeki insanlar, ilişkiler biraz değişik. Özellikle günlük dizi inanılmaz bir emek ve sabır istiyor. Ama Beni Affet sanki bu sektörden ve bu dünyadan değilmiş gibi. Aile, gerçek, sıcak.Ben üç ayda yıllardır onlarlaymışım gibi hissediyorum. Bana böyle hissettirdikleri için buradan bir kez daha herkese çok teşekkürler. İyi ki tanıdım, iyi ki katıldım.

Ebru karakterini canlandırırken zorlandığın yanlar oldu mu?

Aslında diğer sorularda yeterince anlattım bence. Bayılma sahneleri diyebilirim ama.

Sette en zorlandığın şey ne oldu?

Cenk’in arkasından koşarken merdivenlerden düştüğüm sahnede.Çekmeden önceki gece ateşliydim ve çok hastaydım gerçekten.gerçi düşerken çok zorlanmadım hatta ekipten bir alkış kapmışlığım vardı ? Bütün gün sabahtan geceye kadar bu tarz sahnelerim vardı kendimi devam edebilmek adına bedenen çok zorladım.O günü hiç unutamayacağım heralde.

Dizi setinde unutamadığın bir anı var mı? Paylaşır mısın?

Kendi teknik hatalarıma çok gülüyorum genelde. Okulda yıllarca istediğim gibi oynamaya ve gelen her şeyi almak ve tutmamak üzerine düşünüp çalıştığım için. Özellikle yoğun konstantre olmam gerektiği için. Nerede durmalıyım, nerden geçmemeliyim kısımlarında beynim ve bedenim hep alışkanlıklarını tekrarladı. Genellikle komiktim :) Normalde hızlı algılamak, uygulamak, analiz, zeka hayattaki en büyük övünç kaynaklarımdı fakat ilginç bir direnç gösterdim:) Şaşkın bir sincap gibiydim.

Oyuncu olmanın kolay ve zor yanları nelerdir?

Genel olarak sektör ve oyuncu olarak bu ülkede yaşamak başlı başına bence tüm oyuncular için zor. En zor kısmı bence bu. İcra ederken yaşadıklarınız zaten severek yaptığınız bir işte sizi zorlamıyor pek fazla. Kolay bulduğum bir yanı yok ama keyifli olması dediğim gibi işleri kolaylaştırıyor.

Bundan sonra oynamak istediğin rol nasıl bir rol?

Ben bu soruya ve buna verilen cevaplara pek inanmıyorum. Bir oyuncu elbette farklı renklerde bir çok karakter oynamak ister. Ama zaten her rolün dinamiği farklıdır. Her rol içinde aslında oynamak isteyip istemediğinizi anlamanız için oynamanız gerekir. Kafamda hiç şöyle de bir rolü oynamak çok isterim diye düşünmedim. Genel olarak oynamak istiyorum :)

Beni Affet fanlarına bir mesaj vermeni rica etsem...

Dizinin başladığı günden beri instagram direk mesaj bölümünden hiç beklemediğim mesajlar aldım.Çok derin, çok etkilendiğim, çok şey öğrendiğim mesajlar oldu. Diziyi izlemeleri, sevmeleri, bunun için karşılıksız emek vermeleri bizim için tabiki çok eşsiz bir duygu ve şans. Buradan bizi izleyen herkese bütün kalbimle teşekkür ederim. İyi ki varlar.

Beni Affet'in yönetmenlerine bir mesaj  vermeni rica etsem...

Güzeller güzeli üç kadın. Üçü de birbirinden çok farklı karakterler ve sanki hayatta ya da sette öğrenmen gereken şeyleri temsil ediyorlar herbiri. Üç farklı kanaldan beslenme fırsatımız olduğu için çok şanslıyız. Üçü de benim için yılmak yorulmak bilmeyen başarılı kadınlar. İyi örnekler. Onlara da söylediğim gibi onlar benim ilk öğretmenlerim ve ömrümün sonuna kadar  yerleri bende çok başka kalacak.

 

Görüntünün olası içeriÄ?i: 2 kiÅ?i, Damla Aktan dahil, gülümseyen insanlar, yakın çekim ve iç mekan

 
Toplam blog
: 34
: 999
Kayıt tarihi
: 22.03.18
 
 

18 Haziran 1985 İzmir doğumludur. İlkokul,ortaokul ve lise öğrenimini Özel Çakabey Koleji'nde tam..