- Kategori
- Futbol
Karşı'dan baktım çarşı'ya...

www.hatıralar.net
Malum 80 kuşağıyız. Çocukluk-gençlik dönemlerinde ayrı bir ekoldü Beşiktaş. Atom karıncasıyla, Metin, Ali, Feyyaz gibi hem yakışıklı hem okullu forvetleri, Kadir, Ulvi gibi vazgeçilmez defansıyla, Milne'iyle, istikrar abidesi centilmen ve efendi başkanlarıyla rakiplerininde övgüyle baktığı bir takımdı o zamanlar.... En azından benim hafızamdaki yeri böyleydi. Fenerbahçe ile oynadıkları maçlarda da o dönemler üstünlükleri aşikardı.
Fakat gel zaman git zaman birşeyler değişmeye başladı Dolmabahçe’de... Bu değişim herşeyden önce istikrar abidesini, centilmenlik sembolü, efsane başkan Seba’yı tahtından indirdi....
Birgün tribünlerden en ayıp ve üzüntü veren bir tezahürat çınladı kulaklarımıza “Ahmet Dursun Seba gitsin” ve “tam 15 yıl oldu senin süren doldu yeter artık Seba haydi istifa” sesleri yükseldi İnönü’de...
Belki kulübün kolay kolay toparlanamayacağı bir sürecin de miladı olacaktı bu yükselen sesler... Herşeyden önce bir sporsever olarak Sn. Seba’nın arkasından bu şekilde teneke bağlanmasına üzülmüştüm açıkcası. Evet Seba gitti ama daha sonra ne Ahmet durdu kulüpte ne de Beşiktaş ruhu...
Ondan sonra başladı zaten herşey, o günlerde Beşiktaş ruhunu öldürenler sonradan kendilerine “Beşiktaş duruşu” diye bir söylem çıkarttılar ama o sloganı çıkaranları da daha sonra tribünler “Sinan’ı da al git” diye protesto ettiler... Ama ne Sinan ne de bir başkası gitmezken, daha sonra Çarşı’nın “biz gidiyoruz” demesini işittik akabinde.... Şimdi de yönetim bağırıyor; “gelin kombine alın” diye...
Sözkonusu yeni yönetimler Beşiktaş ruhundan “Beşiktaş duruşu”na geçiş yaptıktan sonra kendi öz değerlerinden bir bir uzaklaşıp farklılaşma veya başkaları gibi olma takıntılarına girdiler. Bu nedenle, pahalı ve yanlış transferler, kontrolsüz söylemler ve derken, “hocamızın arkasındayız” dedikce peşpeşe gönderilen hocalar ve ödenen milyonlarca tazminatlar izledi bu süreci. Başarısızlık bir türlü sahiplenilmemiş ve özeleştiri hiçbir şekilde yapılamaz olmuştu.
Beşiktaş’a dışardan bakan birisi olarak o kadar çok eleştirilecek şey var ki... Mesela İbrahim’lerin olayı bile başlı başına bir komediye dönüşüyor. Evinizde, işyerinizde ya da her nerede yaşanırsa yaşansın iki kişinin kavgası bu kadar malzeme yapılamaz. Madem kavga ettiler sende cezalarını verdin öyleyse ne diye 1 aydır bu konuyu gündemden indiremiyorsunuz. Verdiyseniz bir ceza ve koyduysanız kapıya uygulayın öyleyse. Sezon başlıyor neredeyse, 1 aydır 2 futbolcunun durumu gündemden inmiyor. Hoca başka söylüyor, menajer başka. Başkan başka söylüyor, divan başka. Ben bu yazıyı yazarken hoca af gündemde yok demişti. Oysa yazım bittikten sonra internet sayfalarında af edildiler haberleri çıkmaya başladı. Burası Beşiktaş kulübümü yoksa Hıncal’ın deyimiyle Çatladıkkapıspor mu?
Peki Fahri’nin kimsenin haberi olmadan bir “mal” gibi Konya’ya satılması ? Hoca’nın benim haberim yoktu açıklaması ? Hocanın haberi olmadan futbolcu mu gönderiliyor Beşiktaşta ?
Ya da şu Gordon denilen oyuncu yüzünden henüz 1 ay önce aldığın futbolcu olan Seriç’in federasyon nezdindeki sözleşmesini iptal edilmesi nasıl açıklanabilir ?
Son dedikodulara göre de İnönü Stadı’na rahmetli Hasan DOĞAN’ın ismini vermeyi telaffuz edenler varmış. Niye? İnönü isminin çok şık durduğu ayrı bir konu ama ille de değiştirecekseniz Beşiktaş’la özdeşleşmiş onlarca isim arasından birini koymanız gerekmez mi? Birçok Beşiktaşlı tarafından tek çırpıda sayılacak çok isim var elbet Beşiktaş’ta... Rahmetlinin ismi de nereden çıktı?
Son olarak, maçlarını nerede izleyeceğini bilemeyen taraftarın kombine alamaması nedeniyle kulüpten yapılan “bu sene maçlarımızı İnönü’de oynayacağız” açıklamasının ardından başka bir yöneticinin bunu “kombine satılması” için yapılan bir söylem olabileceği vurgulanmış olması durumun ne kadar da vahim olduğunu göstermektedir. Beşiktaş taraftarı Beşiktaş'a sahip çıkmalıdır.
Dedim ya Beşiktaş ruhu’nun kulakları çınlasın. Benim zamanımda kolej takımı derlerdi Beşiktaş’a. Beşiktaş ruhu Seba ile son buldu. Şimdi Beşiktaşlı duruşu var.
Çarşı kendisini feshetse ne olur, feshetmese ne olur... Dönse de olur, dönmese de.
Bu yönetim kaldığı sürece çarşının altından daha çok sular akar...
Ahmet ÇELİKSÜNGÜ
08.08.2008