Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

13 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Karşılık

Karşılık
 

Kendinize iş aramayın...Bu sadece bir resim...


Reyhanlı ilçesine yapılan bombalı saldırı sonrası, her zamanki gibi ağzı olan konuşmaya, kalemi, klavyeyi eline alan yazmaya başladı. Bir kez daha izledik ki bu konudan anlayan pek çok köşe yazarımız, her derde deva ve her sorunu çözmeye hazır pek çok siyasetçimiz var. Ne mutlu bize...

Gelelim kimin ne yaptığına;

Yazılı basın, herzamanki gibi habercilik açısından sınıfta kaldı. Medya gücü ile herşeyi yapacağını zanneden hanımlar ve beyler, siz örnek aldığınızı söylediğiniz demokratik ülkelerin hangisinde parçalanmış cesetleri bu kadar büyük ve ön sahifeden verebilirsiniz. Sadece oturup haber icat edip veya mevcut bir haberi aşırı abartarak gündeme taşımakla gazetecilik yaptığınızı mı zannediyorsunuz.

Herşeyi bilmesi gereken istihbarat örgütleri, gazetelerin yazdığına göre, bir bombalı saldırı yapılacağı bilgisini ilgili yerlere iletmiş. O zaman bu olay göstere göstere gelmiş ve sebebi her ne olursa olsun bir tedbir almamanın bedelini 46 vatandaşımız canıyla ödemiş.

Yasamayı ve yürütmeyi elinde tutan AKP, dış politikada hiç bir işe yaradığı görülmeyen uygulamaları ve söylemleri ile  bu krizi de yönetemedi. Size istihbarat örgütleri bilgi veriyor ve siz olayı engellemek için bir şey yapmıyorsunuz. Belkide yapamıyorsunuz. Bu tutumun işe yaradığı ve uygulanan politikanın çok başarılı olduğunu sadece sizden talimat alan gazetete patronları ve burada köşe yazısı yazan yazarlar iddia eder ve sadece kendileri inanırlar. Reyhanlı gibi sınır ile dip dibe küçük bir ilçede olup biteni hiç mi takip etmez, istenmeyen olayları engellemek için hiçmi bir şey yapmazsınız. Yöre halkının sınırı delik deşik eden gece silahlı kündüz külahlı bir takım adamların her istediklerini yapmalarından şikayet etmelerini hiç mi duymazssınız. Destekleyip, eline silah verip sonrada eğittiğiniz bu  adamlar kim ve bunları neden kontrol edemiyorsunuz. Böyle gurupları desteklemenin bazı getirileri olacağını hesaplayamadınızmı, hiç mi dünyayı takip etmez okumazsınız. Televizyon karşısına çıkıp boş ve anlamsız beyanlarda bulunarak bu işler yürümüyor. Bunu bu güne kadar öğrenmedinizse, bundan sonra öğrenmeseniz de olur.

Gelelim olayın dış politika boyutuna;

Umarım biliyorsunuzdur, Suriye konusunda iki büyük aktör var ve ikisiinin de çıkarları ile uyguladıkları yöntemler farklı. Rusya, Güney Akdenizdeki büyük doğal gaz ve petrol rezervleri üzerinedeki kontrolünü sürdürmek istemekte ve bu nedenle Taurus limanındaki deniz üssünü elden bırakmak istememektedir. Buna ilaveten, Iraktan çıkışı gittikçe zorlaşan petrol boru hatlarının kontrolü, onun içinde tıpkı ABD nin  olduğu gibi , hayati önemdedir. Ayrıca açıkça söylemese de İranın bölgede  dini kullanarak büyük güç haline gelmesini de önlemeye çalışmaktadır. Türkiye Suriye konusunda doğrudan ABD senaryosuna taraf olduğundan Rusya ile ilişkilerini nükleer santrali ihalesiz vererek, uzun menzilli füze anlaşmasında , açık yeşil ışık yakarak dendengede tutmaya çalışmaktadır.

ABD nin Suriye üzerinde vazgeçilmez çıkarları vardır ve o da Güney Akdenizdeki petrol ile Lazkiye dahil bazı limanları petrol arz güvenliği açısından istemektedir. Bunu yapamazsa hem bir bölgeyi Rusyaya kaptırmış olacak, hemde ilk günden beri büyük ümitlerle besleyip büyüttüğü kürt devletinin açık  denize çıkışı, sadece İskenderun körfezi olacaktır. Dünyadaki tek süper güç pompalamasını uzun zamandır sürdüren bir ülke bu durumu içine sindiremez. Ancak, bu ara bazı köşe yazarları tarafından dünya barışı için tek umut olarak yansıtılan Başkan Obamanın dış politika uygulamalarına göre, eliyle  ateşi tutamaz bazı konuları, taşaronlara veya diplomatik kullanımıyala güvenilir müttefiklere ihale etmek zorundadır. Türkiye bu iş için biçilmiş kaftandır.  En baştan beri , ülke içerisindeki bazı gurupları silahla ve eğitimle destelemek daha önce defalarca sahneye konulan tipik bir ABD senaryosudur.Her ülkenin dünyanın belirli bölgelerindeki çıkarlarını korumak için çevre ülkeleri belirli bir plan çerçeveside kullandığı olmuştur. Türkiyenin de olmuştur. Yanlış olan senaryo üzerinde hiç bir değişiklik yapılmadan uygulanmasıdır ve ateş hattına bu kadar yakınken olayların gelişmesinden zarar görmemesi mümkün değildir. Ayrıca en önemlisi Türkiye dünyanın herhangi bir yerinde  istediğinizi yapmaya hazır bekleyen sıradan bir ülke değildir. Ancak sürekli pompalanan egosu nedeniyle kendisini bölge lideri  zanneden,  çok güçlü her istediğini herkese yaptıran bir ülke de değildir. Kalkınmakta olan, G-20 üyesi, bölgesel konularda vazgeçilemez ağırlığı olan bir ülkedir ve Bölge politikasına yön verdiği iddiasına sadece AKP iktidarı inanmaktadır. aslında zarlar başka yerde atılmakta oyun ise başka yerde oynanmaktadır.

Karşılık vermek konusuna gelince, Provokasyona kapılmamak  ve sağ duyulu olmak açısından Başbakan haklıdır. Ancak Türkiyenin Suriyeye karşılık vermekte taraflarca iyi bilinen kötü bir sicili vardır. Düşürülen silahsız uçak o bölgeye çiçek toplamaya gitmemişti, emirle gittiler  ve emirle düşürüldüler. Buna karşılık yapacak hiçmi bir şey yoktu.Reyhanlı ilçesi bombalandı üstelik olacağı istihbarat örgütlerince haber verilmesine rağmen genemi yapılacak bir şey yok sadece çok fena yaparız deyip arkasından provokasyonlara kapılmayalım mı diyecek ve olayı gene içinizemi sindireceksiniz.

Ne diyelim, hayırlı işler...

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..