Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '09

 
Kategori
Sinema
 

Kasabanın çocuğu

Kasabanın çocuğu
 

N.Bilge CEYLAN-Çanakale/Yeniceli yönetmen.


Çok heyecanlandım.

Cannes Film Festivalinde; en iyi yönetmen seçildiğinde söylediği şiir gibi bir sözle, hem ülkesine tutkun olduğunu vurgulayan, hem de yalnızlığı ile hüznü birleştiren, Sinema yönetmeni “Nuri Bilge Ceylan.”

Şimdi Bilge, tutkun olduğu ülkesinde, en anlamlı ödülünü de aldı.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödüllerinden, birisi olan Sinema dalındaki büyük ödül, “Nuri Bilge Ceylan’a” verildi.

Bilge, fazlasıyla hak etti bu ödülü.

Ben öyle düşünüyorum

Küçük bir kasabada doğan büyüyen; “küçük umutların peşinden sürüklenen insanların hayatlarını” sinemaya aktaran N.B.Ceylan, büyük ödülün gururunu ve kıvancını doya doya yaşayabilir.

Bizim kasabamız Yenice’mizin; “dertleri kederleri” onun gördüğü pencereden bir sanata dönüştü.

Yenice’yi herkes öğrendi. Seyretti. Bizi gördüler. Bizi tanıdılar.

Çok güzel de!

Biz bir film, olarak kaldık.

O filmlerde görünenler, hiç değişmedi.

Aslında, bizim dertlerimiz hiç bitmedi.

Bu filmleri, seyredip seyredip başa dönüyoruz.

Biz aslında; onun anlattığı sorunların içinde yer alan “bir hayatın girdabında” çırpınıp duruyoruz.

Ne yüzme biliyoruz, ne de yüzme öğrendik.

Bize, yüzme öğretende yok.

Bizim çırpınışlarımızdan, daha “yüzlerce film” yapılır.

Belki Bilge için, bir sığınaktır Yenice. Bir limandır, belki de sığındığı. Huzurlu bir liman.

Bizler, hala o kasabada yaşıyoruz.

Bir limanımız yok. Sığınak nedir bilmeyiz. Huzur bize kolay kolay selam vermez.

Sıkıntılarımız, sadece “Mayıs Sıkıntısı” değil.

Bizim hayallerimiz hala, ulaşmak istediğimiz bir “Uzak”

“İklimler” bize uymuyor. İklimlerimiz bizi, kucaklamıyor artık. Kışlarımız, daha uzun sürüyor.

“Üç Maymun” tasmasız geziyor sokaklarda. Üç Maymun’u oynayan bir hayatın içinde çırpınıyoruz.

Biz bir “koza” içinde, örselenen umutlarımızla çırpınıp duruyoruz.

İpek Böceği çok oldu kozasından çıkalı.

Biz “Yenice” denilen kozanın içinde, didinip duruyoruz.

Kozayı delecek, gücümüzün farkında değiliz.

Nuri Bilge Ceylan.

Ziratcı Memetemin’in oğlu.

Gaca Nori’nin torunu.

Yenice’nin sıra dışı çocuğu.

Aldığın ödüllerin bedelini, hiç düşündün mü?

Bir Mehmet Emin Toprak vardı?

Bir kazada gidiverdi.

Bir Latif Altıntaş vardı. Öğretmen.

Hani şu kış günü sınıfında, öğrencilerin yiyecek çıkınlarındaki kokunun peşindeki öğretmen.

Öldü, gitti.

Hani bir terzi vardı. Yakup Çakıl.

“Yiyiyola eti. Yiyola eti. Büyütüyola ..tü” diyen

Ara sıra hatırlar mısın onları?

Gelir misin ara sıra, Yenice’ye?

Sizi, bu ödüllere ulaştıranları hatırlar mısınız?

Biz sizi eskiden bu filmleri çekmeden önce, çok sık görürdük Yenice’de.

Nerdesiniz şimdilerde?

Issız Cuma’nın önünde çakılı eşek hala sinekleniyor.

Kaplumbağayı, dört ayağının üstüne getirdik. Gitti, Güre dağa doğru. Tutabilene helal olsun.

Çakıroba yolunda tokuşan, iki kaplumbağanın selamları var size.

Kargalar, şimdilerde daha vefalı.

Bülbüller, nisan mayıs aylarında daha güzel aşk şarkıları söyleyeceklermiş. Daha duymadık.

Yenice hiç değişmedi, Bilge.

Yenice hep aynı.

Bahar, hiç gelmemezlik etmiyor.

Leylekler, gününde geliyor gidiyorlar.

Hep zamanında, erikler dallarında.

Davulgular, çok üzüm yaptı bu sene.

Yol üstlerinde bile, melki çiktı.

Deli Nurettin, tam saatinde garajın içinde.

Günay, hala çay delisi.

Yenice hiç değişmedi.

61.Cannes Film Festivalinde “Ödülümü tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum” demiştin ya.

“Yalnız ve öksüz Yenice’ye” adadığınız bir ödül yok mu?

Olmasa da olur.

Sizin her aldığınız ödül bizimdir.

Başarılarınızın devamını dileriz, Bilge.

“Yencelilen selamı va.”

Çanakkale Yenice kasabasının, Sofular Köyü’nden, Molla Mısa’ların Şuayip.

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..