- Kategori
- Şiir
Kasap Muhittin

O bir Gökçeler adamı, benim gibi
Okuyanımız gurbet ellerinde
Rızıklarının peşinde
Diğerleri de köyde
Köyümüzün düğününde beraberdik
Arkadaşlarla bir kaç bira içtik
Beraber sahnede görünelim dedik
Benden de büyüktü yaşı
Herkes ona kasap derdi
Beraber oynadık, Ruhi,Ramazan
Yusuf da sahnedeydi, damadın babası
Birlikte güzel bir gün geçirdik, eğlendik
Bir kasap dükkanı açmış Filyos'da
Güzel de para kazanmış amma
Dükkanı batırmış sonunda
Anlatılanlardan öğrendim ben de
Akarmış o da İstanbul eğlence mekanlarına
Hani sinemalarda izleriz Anadolu tüccarı
İstanbullara gidip de nasıl sövüşlendiğini
Bununki de öyle bir şey aslında
Gençtim o zamanlar köyde sohbet ederken
Cebinden bir resim çıkartıp gösterdi bana
Kasap iki güzel kadının ortasında
Sermayenin nerelere gittiği belli oldu sonunda
İleri yaşında TKİ' ye işçi girmişti
Oradan da emekli oldu günü dolduğunda
Bir gün karşılaştık Zonguldak'ta istasyonda
Trende cebinden bir kağıt çıkarttı verdi bana
Baktım vergi dairesi göndermiş ödeme emri
Maliyeci olduğum için anlattım uzun uzun
Ödemen gerekiyor, başka yolu yok dedim
İkna etmek ne mümkün, inadı faydasız
Emeki olduktan sonra da çalıştı bir kasabın yanında
Zararsız bir insandır, içkisini içer akşamdan akşama
Karısı Nesibe abla, selamlaşırız her karşılaştığımızda.