- Kategori
- Şiir
Kaybolmuş sarhoş bir ''elveda''nın, gündoğarken sahile ''merhaba'' olarak vurmasıdır sana yazmak..

Bazen öyle sözcükler gelir ki aklına geçmişe dair.. geleceğe dair.. farklı bir atmosfere kaptırırsın kendini, ayrı bir hayat oluşur o an dilinin ucunda...
Klavye ve monitör...
Bir iki klasik cümle simsiyah bir karanlık çökmüşken şehre sadece önüne açılan bembeyaz bir pencere mi...? Hayır..!
Sana yazmak ;
termometrenin eksi 4 dereceyi gösterdiği
gecenin 02.00 lerinde
12 metrekarelik duvarlar arasında
duygularınla, istekler
geçmişle, gelecek arasında
saatler süren bir maratondur..!
sana yazmak; gök kuşağının 8. rengidir
şubat'a yaz yağmurları eklemek
güneşe neşeli bir yüz çizmek
rüzgarlara bir mesaj bırakmaktır..!
sana yazmak; karanlığın gözlerinin kızarması
dolunayın içli içli düşünmesi
kararsız ve fırtınalı bir düşüncenin
sözcüklere olan aşkıdır..!
sana yazmak; bir duvarın nikotin sarısına boyanması
izmaritlerin halıda kaybolması
ocakda zırıldayan demliğin
öfkeden kendi kulbunu yakmasıdır..!
sana yazmak; duygularla gerçekler
isteklerle olanaklar arasında
bir med-cezir yaşamaktır.
sana yazmak ; bir kalbi tekrar tekrar parçalamak
sonra, o parçaların herbirini
tek tek yeniden toplarken
her defasında elinde bir hüznün artmasıdır..
sana yazmak; yanağından düşen bir damlanın
gülümseyen gözlerde kalan
birikmiş yaşlara vedasıdır...
sana yazmak; karanlık bir denizde kaybolan
sarhoş bir ''elveda'' nın
gün doğarken
sahile ''merhaba'' olarak vurmasıdır.
sana yazmak; bir şiirin ilk cümlesi
bir şarkının ilk notası
bir romanın özsözleridir..
edebiyatı sonsuz yapmaktır sana yazmak
ardı arkası kesilmeyen cümlelerin
son noktasıdır sana yazmak...
yasal serseri