Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '17

 
Kategori
Psikoloji
 

Kaygı Odası

Kaygı Odası
 

 
 
Yunus Emre'nin;
 
"Beni bende demen, ben de değilim/ Bir ben vardır bende, benden içeru"
sözünü bilmeyen yok sanırım. Bu sözü tasavvufçuların işlediği kadar psikolojiyle ilgilenenler de işlemiştir. Biz de zaman zaman bu sözü hatırlatırcasına sözler etmişizdir. Örneğin Milliyet Blogdaki "Oda Muhabbetlerine Başlasak mı?" başlıklı yazımda " İçimde binbir oda var." dedim. Yine aynı yazıda "Dışa seyahat edemiyorum bari içe seyahat edelim." diye yazdım. Tabii, içe seyahat etmek öyle kolay olmuyor.
 
İçimde binbir oda var derken yine Yunus Emre'nin halden hale girişi akla geliyor:
 
"Bir dem sanasın katredir / Bir dem taşar umman olur."
(...) 
Evet, içimdeki değişik hallerin herbiri ayrı bir odada.
 
 Şimdi bir odanın kapısındaki yazıyı okuyoruz. 
İşte bu oda "Kaygı Odası.
 
Ben yıllarca, uğraşmama rağmen kendimi göremedim; ama hiç değilse hangi odada ne olduğunu, aşağı yukarı bulabildim ve oda giriş kapılarına yazıverdim. 
 
Tabii, içeriye kimseyi alamayacağız. Tıbbı bakımdan sakıncalı bu. Yalnız kısa bilgi vermekle yetineceğim:
 
7-8 yıl önceleri, "Acaba evin kapısını kapattım mı? Acaba ocağı söndürdüm mü? vb. haller yüzünden psikiyatriye gittim. Teşhis anskiyede başlangıcı.
 
"Anksiyete Türkçe'deki karşılığıyla kaygı, kişide her an kötü bir şey olacakmış hissi, örneğin her an kötü bir haber alacağı ya da kendisinin yahut yakınlarının başına kötü birşey geleceği endişesi ile giden bir bunaltı duygusudur."(Prof. Dr. Kemal Arıkan)
 
Kaygının azı normalmiş. Ama bugünlerde galiba kaygılarım çoğaldı.
 
 Şakağımda isyan eden hücrelere karşı üst üste iki operasyon yapıldı. Teroristler temizlendi. Patolojiden "Sınırlar salim" raporu çıktı. Ama diğer organlarımızda salim olduğu sanılan nodüllerin devamlı kontrol altında tutulması gerekir... İster istemez bu durum kaygılarımı artırıyor...
 
Şahsımla ilgili kaygılarımda, Allah (cc) kendilerinden razı olsun doktorlarım ve yakınlarım beni rahatlatıyor.
 
Gönlüm arzu eder ki Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili kaygılarımda da birileri beni rahatlatsın. En azından "Düşündüğün gibi değil. Sen boşuna kaygılanıyorsun. İyiye gidiyoruz." vb. sözler duymak istiyorum.
 
Kaygılandığım hususları söylememe gerek var mı bilmem. Ama yine de söyleyeyim: 
 
Medyadan öğrendiğime göre iktidara sahip olanların, belediye başkanlarının ve bürokratların birçoğunda,  "Makamımdan ayrılırsam mahkemeye verilirim." korkusu var. Bu durum şantajlara, özellikle dış güçler tarafından yapılacak santajlara  sebep olursa Türkiye Cumhuriyet'i kapanmaz yaralar alabilir diye kaygılanıyorum. 
 
Kutuplaşmayı artıracak söz ve davranışların sergilenmeye devam edilmesi, hukukun ayaklar altına alınması kaygılarımı artırıyor. Ayrıca bu vahim durum karşısında olumlu bir katkı sağlayamadığım için de üzülüyorum...
 
Şimdi, Allah (cc) kendilerinden razı olsun oğlumun her fırsatta söylediği sözler geliyor aklıma: "Pozitif düşün, pozitif düşün"... Bu sözleri bir de aydınlarımızdan duymak isterdim. 
 
Aydınlarımız,  ya olumsuz ortamı yaratanlara "Artık yeter, dur!" desinler ya da bana; "Kaygılanacak bir durum yok, iyiyiz."desinler.
 
İnşallah kaygılardan kurtuluruz.
 
Sabahattin Gencal, Hamidiye-Çekmeköy_ İstanbul
 
 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..