Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Temmuz '07

 
Kategori
Felsefe
 

Kayıp erdemler

Kayıp erdemler
 

Modern yaşamda "insani erdemliliği" olan ve bu kimlik yapısını hayatlarının merkezine yerleştirenler, yaşadıkları hayatın anlam ve mahiyetini de gereği gibi idrak edenlerdir...

Bu cümle beni o kadar etkiledi ki etrafımda olup bitenlere, konuşulanlara daha bir dikkat eder oldum. Gördüğüm manzaradan hiç de mutlu olamadım doğrusu, aklım erdiğince birkaç kelam edeyim dedim.

Günümüzde insanlığın en büyük çıkmazlarından birisi, geçmişte topluma model olacak şahsiyetler... Tarih içersinde insanlığın ufkunu açmış ve kriz anlarında yol gösterici bir hayat rehberi olmuşken, şimdilerde bu misyonu gerektiği gibi yüklenen kişilerin çok azınlıkta olduğu veya kenarlarda köşelerde kaldığıdır veya kalmaya mecbur bırakılmalarıdır. Bu üzücü ama maalesef doğrudur.

Modern kültürün getirmiş olduğu sosyo ekonomik koşullar, sosyal problemleri de beraberinde getirmiştir. Küreselleşmenin getirdiği değişim rüzgarları ve farklı kültürlerin hem kendi içerisinde hem de diğerleriyle bir uyum arz edememesi, çevreden merkeze yayılan sosyal yaşam farklılığı, birçok krizin tetikleyici unsuru durumuna gelmiştir.

Adeta bireyden topluma bir zihinsel ve duygusal travma yaşanmaktadır. Bireyin toplumsal doku içerisinde sağlam bir kişilik oluşturması ve toplum açısından sosyal fayda sağlaması için bu müstesna kişilikleri keşfederek onları örnek almaları gerekmektedir.

Yaşadığınız çevreye şöyle bir baktığınızda, bu karakterlerin toplum içinde nasıl bir renk cümbüşü içerisinde etraflarını aydınlattıklarına siz de şahit olabilirsiniz.Tabii eğer varsa! diyenler bu renklerin olması gerektiğini bir türlü kendi içlerinde sindirememiş olanlardır.

Hayata dair fikirlerin sadece siyah ve beyazdan ibaret olduğunu sanan bu insanların yüzlerindeki ve dolayısıyla ruhlarındaki gerginliğin farkına varmak o kadar da zor değildir. Bu tip insanların tek doğruları vardır, onların lugatında olabilir sözcüğü yoktur. Hep bir şans daha isterler ama karşılarındakine tek şans dahi tanımazlar.

Tarihin derinliklerine bir yolculuk yaptığımızda "insaniyet mektebinin" temsilcilerinin, her zaman erdemin zirvesindeki şahsiyetlerden oluştuğunu ve bu şahsiyetlerin etkileri altına aldıkları çevrede... başka erdemliler toplulukları oluşmasını sağladıklarını görürsünüz.Peki ya yakın tarihte?

Madem ki bu erdemlilik bulaşıcı bir olgu da neden çoğaltamadık? Neden önümüzde buna örnek teşkil edecek kişiler bulmakta zorluk çeker olduk? NEDEN? nereye gitti bu insanlar? Ne oldu ki bu kadar fakirleştik?

Gelelim siyasi hayatımıza, sizce kaç tane erdem sahibi insan var? İllaki vardır ama onlar öyle pek ön saflarda değillerdir. Ya sesizce arkalarda kalmayı tercih ederler ya gönderilirler ya da giderler... Bunun örneklerini de ancak mikroskop yardımıyla görebiliriz!

Peki "seni istemiyoruz" diye kendisine bağırıldığı halde gitmeyenlere ne demeli? Keşke anlayabilselerdi, vakti gelince gitmenin de bir erdem olduğunu.


 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara