Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Ağustos '06

 
Kategori
Futbol
 

Kelebeğin ömrünü zico'ya biçmek

Kelebeğin ömrünü zico'ya biçmek
 

Korkulan oldu, kaza bu kez geliyorum dedi. Üstelik daha onbeş gün önce "Döncem ben sana!" diye uyarmışken...

Günlerdir kulislerde konuşulan konu olan "Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev karşısında gol bulsa da kalesini savunmakta zorlanacağı" olgusu bu gece Şükrü Saraçoğlu Stadında vücut bulurken, bu satırların yazarı da nedense bazı geceler haklı çıkmayı hiç de istemediğini bir kez daha hatırladı.

Eğer bu blogun sadık okuyucusu olan bir avuç insandan biri iseniz, Fenerbahçe'nin sezona başladığı günden bu yana (ki buna 6-0 lık Kayseri Erciyesspor maçı sonrası da dahil) Fenerbahçedeki anomaliye vurgu üstüne vurgu yapan bir kaç yazıyı mutlaka okumuş olmalısınız. Teknik Direktör Zico'nun Fenerbahçe'nin futboluna bir şahsiyet kazandırmaktan uzak yalnızca özgürlüğe dayalı oyun anlayışının takım savunmasına vurduğu darbeyi, maçların "step by step" ele alınmayışını, rakibe göre oyun stratejisi belirlemedeki eksikleri, "rakibe kendi oyununu kabul ettirmek" gibi bir felsefenin zorluk derecesi yüksek maçlarda -tabiri caizse- sökmeyeceğini elimizden geldiğince anlatmaya çalıştık.

Sezon başında Aziz Yıldırım'ın istifası ile geri dönüşü arasında kaybedilen zamanın telafisi adına alelacele yapılan Zico seçiminin Fenerbahçe'nin geleceğinde uzun bir dönem olarak anılmayacağı ise şimdiden sinyal vermeye başlayan bir diğer gelişme...

Dünya futbol tarihine yön veren taktiksel varyasyonları düşündüğümüzde, İtalyanların katenaçyosu, Almanların 3-5-2 si, İngilizlerin 4-4-2 si, Hollandalıların Total Football'u yanında hücumda limitsiz özgürlük yanlısı bir kısım Güney Amerika kökenli hocalardan birinin, üstelik Avrupa tecrübesi yaşamadan Fenerbahçe'nin başına getirilmesi sanırım en can alıcı şekilde "bile bile lades" deyişiyle özetlenebilir. Tabi burada sorumluluk ve koltuk sahibi kişi olan Aziz Yıldırım'ın bu faturanın ne kadarını karşılayacağını da ilerleyen günler gösterecek. Baksanıza transferin bitmesine bir hafta kalmışken Fenerbahçe'nin yabancı kontenjanı hala doldurulmayı bekliyor. Uyanın Aziz Bey Üsküdar'da "beş çayı" na oturdu millet...

Alex-Tuncay-Tümer-Semih ile oluşturulan hücum hattının topsuz oyunda ortalıklarda görünmeyişi yanında bu dörtlünün takım savunmasında göstediği zaafın Zico tarafından bir türlü fark edilememesi de oldukça ilginç. Ondan daha ilginci Fenerbahçe'nin sahasındaki Erciyesspor maçına da, deplasmandaki Dinamo Kiev karşılamasına da aynı kadro ve dizilişle başlaması. (Daha da derine inmek isteyenler Telstar hazırlık karşılaşmasına başlayan Fenerbahçe onbirine de göz atabilirler.) Peki ya oyuncu değişiklikleri? Tümer çıkar Boral girer, Semih çıkar Murat girer... İşte o kadar. Baksanıza ezberledik bile...

Bu aşamadan sonra eski defterlerin açılması kime ne fayda sağlar bilinmez ancak sanırım her Fenerbahçeli şu dakikalarda "Daum'un Fenerbahçesi bu Kiev'i eler miydi?" sorusunu kendi kendisine yöneltiyor. Herkesin cevabı kendine...

Farkındayım çok fazla "üç nokta" lı bir yazı oldu bugünkü, ama izin verin de finali şöyle yapayım :

"Sorumlular elele, hep beraber tribüne..."

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara