Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '13

 
Kategori
Sinema
 

Kelebeğin Rüyası filminin şairleri hep gençtiler

Kelebeğin Rüyası filminin şairleri hep gençtiler
 

Fotoğraf: Aydın Tiryaki, 18 Mart 2004, Zonguldak


Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur adlarını şiirle ilgilenenler dışında pek bilen yoktu. Bilenler iyi bilirdi ve onları saygıyla anarlardı. Düşünebiliyor musunuz, iki şair, iki arkadaş şair, yalnızca 22 ve 24 yaşlarında ölmüşler ve o kadar kısa yaşamlarına ölümsüz şiirler sığdırmışlar.

Elimde bir kitap var “Muzaffer Tayyip”, Yeditepe Yayınları’nda 1956 yılında çıkmış. Necati Cumalı hazırlamış. Kitabın içine bir not düşmüşüm, Ankara’da bir kitap fuarında eski kitapların satıldığı bir standtan aldığım gün: “Yıllarca bu kitabı aramıştım. Buldum. 26.1.1990”

Kitabın arka tarafında bir tanıtım sayfasında “Rüştü Onur, Şiirleri, Yazıları, Kendisi İçin Yazılanlar, Salah Birsel’in hazırladığı bu kitapta… (Basılıyor)” bilgisi var. Bu kitabı da aramıştım o zamanlar ancak bulamamıştım.

2006 yılında bu iki şairimizi anlattığım yazımı şöyle bitirmiştim: “Muzaffer Tayyip ve Rüştü Onur yirmili yaşlarda öleceğini bilerek yaşadılar ve ölüm şiirleri yazdılar...  Az ama çok anlamlı şiirler yazdılar. Çok fazla bilinmeyen iki şairimizi tanıtmak için bu yazıyı yazdım.”
http://blog.milliyet.com.tr/genc-yasta-olen-iki-sair/Blog/?BlogNo=13367

O zamanlar çok iyi bilinmeyen şairlerimiz şimdi sinemanın gücü sayesinde çok iyi bilinen şairlerimiz oldular. Şiir sanatına yedinci sanatın 70 yıl sonra gelene bir armağanı olsa gerek.

Şimdi Kelebeğin Rüyası filminin genç yaşayıp genç ölmüş iki şairi oldular Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur…

Filmin çekilmeye başlandığını ilk duyduğumda için cız etti, sanki benim yazman gereken senaryoyu başkası yazmış gibi düşündüm. Şairleri tanıdığımdan buyana geçen otuz yılda sık sık “bu konudan ne güzel bir film” olur diye düşünmüştüm. O zamanın zor koşullarını iki şairin ölümü hissettiren şiirleriyle anlatmak ne kadar etkili bir film olurdu. Dün akşam sinemada izledim. Düşündüğüm film olmuş.

Filmi Yılmaz Erdoğan’ın çektiğini öğrenince “Keşke başka birisi çekseydi ve bu güzelim konu harcanmasaydı” diye düşünmüş ve bu düşüncemi sosyal medyada sık sık paylaşmıştım. İnce hastalık çekmiş, şiirlerinde bu durumlarını ve ölüme yakınlıklarını en ince şekilde yazmış iki arkadaşın yaşamlarının ince bir anlatımla sunulacağı konusunda kuşkularım vardı. Dün akşam gece yarısında sinemadan çıktığımda bu kuşkularımın yersiz olduğunu düşünüyordum. Güzel bir film olmuştu. Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur’un anıları için, içim rahat olarak bu filmi alkışlıyorum.

Zonguldak’ın denizinin ve doğasının güzelliği filmde çok iyi kullanılmış. Deniz Feneri ve kayalıkları gördüğümde yıllar öncesinden eski bir tanıdığa rastlamış gibi oldum.

Muzaffer Tayyip Uslu rolündeki Kıvanç Tatlıtuğ, Rüştü Onur rolündeki Mert Fırat ve hocaları Behçet Necatigil’i oynayan Yılmaz Erdoğan çok iyilerdi.

Kelebeğin Rüyası filmini izleyin, zaman zaman güleceksiniz ve sinemadan güzel bir film seyretmiş olarak, hüzünle ayrılacaksınız.

Aydın Tiryaki
23 Şubat 2013
Ankara

 


 

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..