Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '12

 
Kategori
Deneme
 

Kendi kendime notlar...

Kendi kendime notlar...
 

Bana dair küçük karalamalar, minnak paragraflar


Eveet Milliyet Blog. İçimden geldi, böyle bi köşe açmaya karar verdim bünyende... Burada, kendime notlar tutacağım... Ama öyle aforizmalar, ağır hayat felsefeleri felan değil korkmasın kimse... Bana dair ufak paragraflar, cümlecikler işte... Belki de yer yer, yazı olamayacak kadar kısa taslaklar... Hadi bakalım zıplayalım..
 
- Bunca yılın komiğiyim, hala bir mecliste, efenim sosyal ortamda kendimi tanıtırken "espritüelim" demeye çekiniyorum Allah sizi inandırsın. Kendimi herhangi bir konuda övmekten çok korkuyorum, çünkü ne kadar talihsiz bi hareket olduğunu, dışardan ne kadar gudik görünüldüğünü az çok biliyorum. Nasıl başladı bendeki bu komiklik, onu da bilmiyorum işin ilginci..
 
- Bugüne kadar çeşitli zamanlarda, 4 ayrı yönüme, çeşitli şiddetlerde olmak suretiyle düşme deneyimlerim oldu. Sırasıyla, kaldırımdaki doğalgaz borusuna takılıp yüzüstü yapışma, lisede öğretmen sandalyesinde ileri geri sallanırken havalanma, lise sonda otobüsten çamura, kaleci stili yanlamasına yapışma ve üniversitede karlı zemine baldırüstü çakılma... Düşünüyorum o kadar ama hala, en deneyseli hangisiydi karar veremiyorum...
 
- Gün geliyor depresyona girmeyi özlüyorum.. Kendimi zooorla kötü kötü şeyler düşünüp bunaltmaya çalışıyorum manyak gibi. O depresyon enerjisini özlüyorum sanırım...
 
- Yaklaşık 14 yıldır Metallica dinliyorum... Ama çok dinliyorum.. Korkarım bir gün grup elemanları buldukları ilk uçakla İstanbul'a gelip yakama yapışacaklar: " Yenge gözünü seveyim, dinleme artık bizim eski albümleri... bize bile fenalık geldi " diye...
 
- Hayatım boyunca istikrarla yapabildiğim birşey ol(a)madı... Maymun iştahlı mıyım artık, dengesiz miyim bilmiyorum. Yine en iyi durumda olanı yazmak... ama ona da vakti zamanında bir 2-3 yıl ara vermişliğim olduğunu da unutmamak gerek..
 
- Bazen öfkeme hakim olamıyorum.. eni konu bağırıp, sövdüğüm oluyor sonra çok pişman oluyorum tabi... Şeker hastalığımdan mı böyleee yoksa şeker işin bahanesi mi, onu da pek ayırt edemedim henüz...
 
- Küçükken tazyikli su ve açık tuvalet penceresinden korktuğum, fantastik bir dönem vardı..
 
- Eski kitapların, dergilerin kokusunu, plakların tozunu çok severim... Elimde olsa sarılıp uyumak isterim kendileriyle...
 
- Küçüklüğümden beri süregelen bir ürün ambalajı manyaklığım var... Şu eşek kadar yaşımda bile, sırf ambalajı güzel diye aldığım ürünler vardır.
 
- Lisa yıllarından itibaren ırsi olarak saçlarım çok hızlı bir şekilde beyazlamaya başladı... Öyle ki, 15 gün içinde "prezentabl süslü kadın" dan, Ekrem Bora'ya dönüşüyorum yaldır yaldır beyazlarımla...
 
- Türkçe'de birebir karşılığı olmasına rağmen İngilizce ifadeler kullanan, ve aslında onu bile beceremeyen insanlardan nefret ediyorum kimse kusura bakmasın...
 
- Yazmakta ne kadar yol katedersem edeyim, kızımın kokusunu hiçbir zaman, hiçbir kelimeyle tarif edemeyeceğimin de farkındayım... 
 
Devam edecek canım... 
 
Toplam blog
: 26
: 268
Kayıt tarihi
: 21.01.12
 
 

1984 İstanbul doğumlu, önlisans mezunu; sanatçı babanın sanatçı parçası kızı... Hem anne, hem eş,..