- Kategori
- Güncel
Kendini Koruyamadı 2 Magandadan
Değer miydi bir cana!
Ne yazsam, nasıl başlasam diye yarım saattir elim klavyenin tuşlarında duruyor. Tekrar tekrar izliyorum sevgili kardeşim Hakan Çopuroğlu’nun öldürülme videosunu.
Kahroluyorum.
2006 ya da 2007 yıllarında bir gazetede beraber çalıştığım eşi Şeyda Çopuroğlu geliyor gözlerimin önüne.
Kalakalıyorum.
Hakan ile ilk aşklarının başladığı o mutlu günler geçiyor gözünün önünden.
“Abi mutluyum” deyişi gitmiyor aklımdan
Ayrılıklar zordur bilirim. Hele hele böyle gidişler insanın canını acıtır.
Yok yere, boşu boşuna.
Daha 39 yaşında hayatının baharında, çocuklarına doyamadan gitti Hakan Çopuroğlu.
Ailesi ve çocukları için daha birçok hayali vardı eminim.
Gecesini gündüzüne katarak çalışan, her türlü belaya göğüs gererek koca koca mekanların güvenliğinden sorumluydu, o koca yürekli adam.
Kendini koruyamadı 2 magandadan.
Çünkü beklemiyordu, yıllardır yanında çalışan birisinden böyle birisinden.
Ama ölüm beklenmedik bir anda gelir zaten.
Hiçbir ölümü yakıştıramazsın kaybettiklerine.
Her gece gözleri kapıda bekleyen kadına, nasıl anlatılır böyle bir ölüm.
Daha baba sevgisini tatmayan 2 bebeğe de mi acımadınız ey vicdansızlar.
Değer miydi bir anlık sinir ve öfke ,
Bir cana…
Asla.
Ne olurdu şimdi bu yaşananlar bir rüya olsa.
Ne olurdu, sevgili Hakan yarın sabah çocuklarını kucağına alsa ve eşine sarılsa.
Ama olmayacak artık.
Sevgili Şeyda’nın kolları boş kalacak. O masum bebeler artık babalarının kokusunu alamayacak, sesini duyamayacak.
Değer miydi bir cana….
Asla.
Bugüne kadar çok cinayet haberine gittim, birçok cinayet haberi çektim. Ama hiçbiri bu kadar zor gelmedi inanın.
Antalya’da daha çok cinayet haberi yapacağımı da biliyorum.
Böyle giderse.
Bellerinde silahlarla, alkolün su gibi aktığı mekanlarda eninde sonunda kaçınılmaz son bu olacak elbette.
Sosyal medyadaki sayfamda da yazmıştım. “2 liralık tespih alıp kabadayılık yapacağınıza, 2 liralık 2 ekmek alıp evinizde adamlık yapın” diye.
Herkesi bir öfke, gözünü kan bürümüş. Silahlanmanın bu denli fazla olduğu bir şehirde kaçınılmaz sonlar bunlar elbette.
Antalya’da bir kesim var ki ne içmesini biliyor ne de belindeki silaha sahip çıkmasını.
Silah ruhsatı almak için gerekli kriterlerinde bir kez daha gözden geçirilmesi, yasa dışı silah satışına ve taşınmasına acilen daha ağır cezalar getirilmesi gerekiyor ki,
Nice canlar yanmasın, nice çocuklar babasız/annesiz kalmasın.
Ve artık bir daha Hakanlar ölmesin.
Nur içinde yat Hakan.
SİLAHSIZ VE HUZUR İÇİNDE KALIN.