- Kategori
- Kitap
Kerimoğlu

İzlenimler
Gizemli Bir Söyleşi 20.Şubat.2004’te Devrimde yayımlandı, Nabide KILINÇ
KERİMOĞLU(1)
Türküleri dinletiriz, türküleri dinletirler bize... Türkülerimiz sevdamızdır. Türküler gözlerdeki sevdayı anlatır. Yanık bir sevda kokusudur türküler, yürekteki aşk ateşini yakar. Duygu yüklü türküler...
Türküleri dinlettiler, türküleri sevdirdiler bize... Yöremiz türkülerine daha çok sevdalıyım. Hele bu Kerimoğlu ise, dayanamam oyununa. Dayanamam sevdanın öyküsünü dinlemeye.
Kerimoğlu zeybeği sizi de duygulandırsın. Her dinlediğinizde, oyununda Efe’lerin sevgisini yüreğinizde hissedin...
H.İlker Altınsoy, “kerimoğlu kitabını” çıkarmış. Çıkarmış da duygulara sürüklemiş, bir de oyuna. Haydi siz de Kerimoğlu’nu dinleyin. Dinleyin de bir daha anlatın. Bir daha okuyun.
Bu kitap Kerimoğlu Eyüp ve Hüseyin Efe’lerin yaşamlarıdır.
Kerimoğlu serüveni beni üç yönden etkiledi. Öyküsü bu noktada daha da anlam kazanmaktadır. Birinci etkisi; kitabın yazarı Hüseyin İlker Altınsoy’un büyükdedesi “Kerimoğlu Hüseyin Efe’dir.
Diğeri; kerimoğlu Eyüp’ün Yerkesik Menteşe’de(Çakallar) vuruluşu.
Bir diğer anlamı ve etkisi ise, romanı okumadan öncedir. Yerkesik Çakallar’dan her geçtiğimde “beni etkileyen duygularım ve hissettiklerim”dir.
Hayalimde canlandırdığım “Pencere ve kerimoğlu” benim duygularımın bir anlatımıdır.
Şöyle ki; hayalimde canlandırırım o vurulduğu evi. Canlandırdığım bir perde gibi oyunun bir bölümüydü sanki. O evde, hep pencerenin iç kısmında silahını dayamış, bir efe oturuşuyla düşüncelerini ve gözlerini bulmak isterim kerimoğlu’nun. Tekrar mezarlığı seyre dalarım. Duygularımın sesinden, sazın telinden ve türkülerin dilinden dinler yaşarım, Kerimoğlu’nun öyküsünü...
Romanı okuduğumda ise; “Kerimoğlu Hüseyin Efe’dir pencere iç kısmında olan. Eyüp’ün vuruluşu anında. Hüseyin Efe pencere mandalını açıyor, silahını atıyor.
Beni derinden etkileyen kerimoğlu Eyüp Efe’nin mezarı Yerkesik Menteşe’de...
Muğla’nın ünlü zeybeğine, efe oyununa konu olan “Kerimoğlu Eyüp” oradan gelip geçen herkese, yerli yabancı anlatılmalı, tanıtılmalı. Bir diyardan, diğer diyara zeybeği çınlamalı. Öyküye konu olan bu gizemli efe’nin mezarı için bir proje gerçekleştirilmeli.
Bu konuda ilgililere, yöre insanlarına, H.İlker Altınsoy’a, torunlara, herkese görev düşüyor...
Kerimoğlu türküsünü dinlerken çok duygulanırsınız. Yüreğinizi yakar zeybeği. Sözleri sevdaya konu olan “Sultan”ın çığlıklarıdır.
İçli, duygulu, sevgi uyandıran yüreğe işleyen bu türkünün öyküsünü siz de okuyun.
Okuyun ki; yüzyıllık gizemi “Pisi ovasının sabah çiğinden nemlenip doruklarda bir çınar oldu Kerimoğlu.”
Gelecek yazımın anlatımı, “Kerimoğlu Eyüp’ün Çakallar’da vuruluşu, Kerimoğlu Hüseyin Efe olacaktır.
Yaşantınızda türküler söylensin, kitaplar okunsun. Yolunuz Yerkesik Menteşe’den geçerken, kulağınızda zeybeği çınlasın, gözlerinizde sevdası...