- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Keşan Önder 58 Yaşında
Potansiyel geleceğinin altında ezilmesi ve karmaşasının iç şiddete dönüşmesi ihtimaliyle ülke insanının bunu algılamadığı, kaygılanmadığı yarın için bir gerçek var; “Güzel ve yalnız ülke" insanımızın, uygarlık yaratma ve yarına taşıma sorumluluğu…
Herkes kendi kültürünün bir tarih olmasını, övünülecek nesillere devredilmesini ister. Ancak bu konuda yalnızca istemek yetmiyor, yapmak ve sanatsal yaşam değerleri meydana getirmek de gerekiyor.
"Bir uygarlık yaratmak ve geleceğe bırakmak" ancak böyle mümkündür.
Değişim için gelecek kaygısı, bireyin kendiliğinden üretmesi, kendinden sonrasına taşıması ve karmaşayla izah edilebilir.
Kaygı "çalı dikeni gibi" direnç gösteriyorsa değişime ve geleceğe nasıl taşınabilecektir? :
Aslında insan, zamanla ve yaşlandıkça daha da tutucu olur ve kaybettiklerinin bilincinde olarak, elde ne varsa tutmaya çabalar.
Kaybedileceği aşikâr da olsa direnebilecek kadar dayanılan bu durumda, ne kadar insani, ne kadar doğal olsak da çağın gerisine düşmeyi engelleyemiyoruz.
Değişim yaşamın zorunluluğudur, değiştirmek de yaşayan her canlının...
Ve değişimi "tarihin biçmesi" gerekmiyor, insanın insani sorumluluğu değişimi zorunlu kılıyor, tarih sonradan oluyor.
Yapısal değişim kadar, düşünsel gelişim ve dönüşüm de zorunludur.
Duvarlar örmek kurtarmıyor; bilakis kendini ve geleceğinden sorumlu olduklarını da zora sokuyor.
Biz olmanın getirisi bu:
"Biz" ne kadar çok isek, gelecek de o kadar çok ve büyük oluyor.
Bu düşüncelerle 58 yıl önce seçtiği "idealin" peşinde bir gazeteci;
Köy Enstitüsü’nde okumuş.
Aydınlanmacılığı öğrenmiş, gerçekleri söyleyip tartışmayı, halkı doğru bilgilendirip zora hazırlamayı, "Elini taşın altına koymayı, zora direnmeyi" seçmiş.
Onun ideali "gazetecilik yoluyla hizmet" olmuş.
58 yıldır da başarıyor.
Keşan’da yayınlanan ÖNDER Gazetesi, 58. yaşını kutluyor.
O, şimdilerde de ilk günkü gibi aynı karşı duruşu sergiliyor.
Kesin olan bir şey var ki; bu güzel insan Feyzullah Aktan bulunduğu konumdan daha iyisine layık, nice yıllar diliyoruz.
(Sevgili Elma’nın “Değişimi anlamak veya direnmek” başlıklı yazısından da yararlandım, bir kez daha teşekkür ederim. A.AK)