Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '14

 
Kategori
Sinema
 

Kesik (The Cut) – Fatih Akın’dan yeni bir Geceyarısı Ekspresi

Kesik (The Cut) – Fatih Akın’dan yeni bir Geceyarısı Ekspresi
 

Fatih Akın’dan yeni bir Geceyarısı Ekspresi


Fatih Akın’ın Kesik adlı filmi izlemeye değer, heyecanlı bir yapım. Ama...

Nesilden nesle aktarılan ünlü "Oku da adam ol baban gibi, eşek olma," cümlesindeki virgülün yeri babayı bir anda adamlıktan eşekliğe indirebilir. Minik nüanslar da filmi dostluk ve barış filmi haline getirebilecekken, yeterli özenin gösterilmemesi yüzünden ırkçılık kokusu yayıyor.

Filmin temelde bir olumsuz bir de olumlu yanı var. Olumsuz yanı, anlatılan olayların önemli bir bölümü gerçekten vukubulmuş olsa da, ulusumuzu baştan aşağı aşağılaması… Olumlu tarafı ise bu tür filmlere eskisi gibi engellemeler çıkarılmaması, nispeten daha toleranslı davranılması…

Çanakkale Savaşı sürerken 15 yaş üzeri tüm erkekler silah altına alınır. Buna Ermeniler de dâhildir. Onlar da diğer Hıristiyan azınlıklar gibi cepheye sürülmez, yol inşası gibi geri hizmetlerde görevlendirilirler. Filmde bahsi geçmese de, azınlıkların görev yaptıkları birime Amele Taburları dendiği tarihe ilgisi olanların bildiği bir gerçektir.

Amele Taburlarında askerlik görevini yapan azınlıklara subaylar ve çavuşlar tarafından eziyet edildiği de bir başka gerçek…

Sonra tehcir kararı çıkar, filmde konu edilen Mardin Ermenileri Ayn el-Arab’a sürgüne gönderilir. Yolda cinayetler, tecavüzler, soygunlar meydana gelir…

İşte film, Amele Taburlarında askerliğini yaparken tehcirde kaybolan ailesini arayan ve dünyanın bir ucuna kadar iz süren Nazaret’in hikâyesidir.

Hayli sürükleyici bir film. Ama tek taraflı işlendiği için ciddi ırkçı öğeleri de içinde barındırıyor. İzleyicinin bunu dikkate alarak sinemaya gitmesi lazım.

Geceyarısı Ekspresi’ni izleyenler hatırlayacaktır, 1970’li yıllardaki Türkiye cezaevlerini anlatan film Türkiye’nin başını hayli ağrıtmıştı. Oysa filmde konu edilen eziyetler, o yıllarda da, takip eden on, on beş sene içinde de Türkiye cezaevlerinde yaşananların fragmanı bile olamazdı. Ancak filmin Türk olan her şeyi aşağılaması yok mu, anlattığı gerçeklerin itibarını sıfırlıyordu.

Yunan yazar Dido Sotiriyu’nun Benden Selam Söyle Anadolu’ya adlı kitabından hafızama yer etmiş bir bölüm var. Yunan askeri İzmir’de denize dökülür. Esir alınanlar sokaktan geçmektedir. Bir adam küçük oğlunun eline bıçak verir ve esir askerlerden birini işaret eder. Çocuk, askeri bıçaklar, bağırsakları yere dökülür. Adam oğlunu kucaklar, “Aferin,” der, “Annenin intikamını aldın. Ona tecavüz edip katleden işte o askerdi.”

Benzer bir sahne Kesik filminde de var. Birinci Cihan Harbi’nde Osmanlı yenilmiştir, Halep’teki Türkler Anadolu’ya sürülmektedir. Ermeniler, Türklere önce sözlü olarak sataşır, sonra saldırır ve taşlar.

Filmin ayrıntısını anlatacak değilim elbette. Türklerin ve Kürtlerin tamamının kötü olduğu, iyilerin Ermeniler, Araplar, Kübalılar ve Amerikalılardan oluştuğu, gerilimi bol, insani öğeleri çok az bir Fatih Akın filmi.

Ağaç baltaya demiş ki, “Beni kestiğine değil, sapının benden olmasına üzülüyorum.”

Ben de Fatih Akın’ın Kesik filmi için ağaçla aynı fikirdeyim…

 
Toplam blog
: 173
: 2173
Kayıt tarihi
: 03.10.07
 
 

1958 Trabzon doğumlu. Darüşşafaka Lisesi ve M.Ü. Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu. Yazdığı kitapla..